Mayıs Alanı Büyükanneleri Derneği Başkanı Estela Carlotto, patlama şeklinde tarif ettiği saldırı sırasında başkent Buenos Aires eyaletine bağlı La Plata'daki evinde yalnızdı.
Mermiler kapıyı delip geçti ve pencere camlarını kırdı ve evin iç duvarlarına saplandı. Kurşunlar banyoya ve Carlotto'nun sonradan kesilen telefona cevap vermek üzere olduğu oturma odasına kadar ulaştı.
Saldırı, Carlotto'nun, polisi "şiddet olayları" yapmakla suçlamasından iki gün sonra yaşandı. Ateş açanların kimliği halen belirlenemedi.
Soygun değil, saldırı
Uluslar arası Af Örgütü, mermilerin Federal polisin sokak gösterilerinde kullandığı uzun namlulu bir silaha ait olduğuna inanıyor.
Buenos Aires Eyaleti Güvenlik Bakanı Juan Pablo Cafiero, olayın bir soygun girişimi olmadığını, kişiye yönelik ciddi bir saldırı şeklinde düşünüldüğünü açıkladı.
Cafiero'ya göre, olayın Carlotto'nun şikayetleriyle bağlantılı olması da mümkün görünüyor.
İnsan hakları kuruluşları, Carlotto'nun hayatını hedef alan saldırıyı protesto ederek kınadılar.
BU kadar uzun namlulu bir silahla
Hayatını, "1976-1983 yılları arasındaki diktatörlük döneminde kaybedilenlerin çocuklarını bulmayan" adayan Carlotto, "Böyle bir şey daha önce başıma gelmemişti. Bu kadar uzun namlulu bir silahla, diktatörlük döneminde bile saldırılmamıştı" diyor ...
Carlotto, Çarşamba günü Buenos Aires yüksek mahkemesine polisle ilgili şikayet başvurusu yapmıştı.
Carlotto'nun şikayetindeki belgeler, Diktatörlük Dönemi Kurbanları Komisyonu üyesi politik ve resmi yetkililer, milletvekilleri ve insan hakları savunucularının tanıklıklarını ihtiva ediyordu.
Kirli suya atla, karşıya geç
Suçlamalara göre, Buenos Aires polisi askeri diktatörlük dönemindeki gibi insanları ortadan kaldırıyor. Mesela, tabancam ateş aldı diyerek insanları öldürüyor, işkence ve hücrelere üst üste insanları yığma gibi uygulamalara girişiyor.
Carlotto, polisin yaptığı insan hakları ihlallerinin çok ciddi boyutlarda olduğunu söylüyor ve federal polisin kirliliği bilinen Riachuelo nehrine atlamaya zorladığı gencin cesedinin halen bulunamadığını sözlerine ekliyor.
Carlotta, Buenos Aires kıyı şeridinden 60 km aşağıdaki La Plata'daki evine saldırı öncesi günlerde "Bunlar tam bir cezalandırılmazlık garantisi altında iş yapan gerçek ölüm mangaları" demişti.
Demonty nehirde kayboldu
Polis, geçen Cumartesi, 14 ile 19 yaşları arasında üç genci çok kirli Riachuelo nehrine atlayıp yüzmeye zorladı. Gençlerden ikisi karşıya ulaştı ama 19 yaşındaki Ezequiel Demonty halen kayıp.
14 ve 17 yaşındaki yaşamayı başaran gençler polisin kendilerini bir dans partisi dönüşünde taksiye binmek üzereyken sabahın erken saatlerinde gözaltına aldığını açıkladılar.
Gençler, en yakın polis karakolu yerine nehrin kıyısına götürüldü. Polisler, gençleri önce dövdü, sonra da kirli suya atlamaya zorladı.
Federal polis yetkilileri Cumartesi olayıyla ilgili 11 polisi gözetim altına aldı.
60 yeni yetmenin kuşkulu ölümleri
Polisin insanları suya girmeye zorlanması ilk kez yaşanmıyor ama bu kez gençlerden biri karşıya ulaşamadı.
İsmini açıklamayan istemeyen 14 yaşındaki genç gazetecilere soru sormamalarını, çünkü sürekli telefon tehditleri aldığını açıkladı.
Buenos Aires yasal Ombudsmanlık Bürosu'nun 2000 Mart ayında yayımladığı verilere göre, yaklaşık 1500 kadar işkence ve kötü muamele olayı tespit edildi.
Ancak, bu olaylarla ilgili soruşturmalar bürokrasiye takılıp kaldı, çok az olayla ilgili mesafe kat edilebildi. .
Buenos Aies Yüksek Mahkemesi'nin 2001'de açıkladığı rapora göre, 1999-2000 yılları arasında en az 60 yeni yetme polisle çatışmaya girdikleri iddiasıyla öldü.
"Ölüm mangaları" kurbanları
Savcılığın verdiği bilgilere göre, öldürülen çocuklar "ölüm mangaları" denen ve özel güvenlik için çalışan adamların kurbanları olabilir.
Eyalet savcısı Eduardo de la Cruz, "kimi varlıklı kesimlerde oluşan ideolojik iklimde bu kaza ile vurulmalar meşrulaştırılmakta ve gençlerin fiziken yok edilmeleri alkışlanmaktadır" diyor.
"Buenos Ares'te özel güvenlik firmalarına iş alanı açmak için güvensizlik duygusu yaratılıyor."
Güvensizlik yarat, paralı güvenlik ol
Buenos Aires'in mutena semtlerinden San Isidro sakinleri IPS'e görünüşte bir güvenlik firması olan ama aslında kendilerini görevleri gereği parasız koruması gereken karakol polislerinden oluşan bir örgüte haftalık ücret ödediklerini anlattılar.
Ancak, para ödemezlerse başlarına geleceklerinden de korktuklarını belirttiler.
Son aylarda polisin keyfi muameleleri, kazaen öldürmeler ve polislerin insan kaçırma, tecavüz ve saldırılarda yer aldıklarına ilişkin haberler Arjantin gazetelerinin sayfalarına yansıyor. (MV/DCL/NM)