Birleşmiş Milletler'in (BM) zorla kaybedilmeleri yasaklayan ve ailelerinin kaybedilenle ilgili gerçeği öğrenmesine olanak sağlayan Kayıplar Sözleşmesi yaklaşık bir buçuk yıldır hükümetlerin imzasına açık.
Ancak Türkiye imza atan 71 ülke arasında hâlâ yok. Gizli gözaltıları da yasaklayan ve suç kabul eden sözleşmeyi imzalamayan diğer ülkeler arasında ABD, İsrail ve Britanya da var.
Sözleşmenin uluslararası geçerlilik kazanması için 20 ülke tarafından onaylanmış olması gerekiyor. Şimdiye kadar onaylayan tek ülke, 8 Kasım 2007'de sözleşmeye taraf olmayı kabul eden Arnavutluk.
Kaybedilenin akıbetini öğrenmek bir hak
Tam adı "Bütün Kişilerin Zorla Kaybedilmeden Korunmasına Dair Uluslararası Sözleşme" olan metin, zorla kaybetmeye mutlak bir yasak getirmesinin yanı sıra, taraf devletlerin iç hukuklarında bu eylemi bir suç olarak tanımlamasını da şart koşuyor. Ayrıca yaygın veya sistematik kaybetme eylemlerini de insanlığa karşı işlenen suçlar kapsamında sayıyor.
Sözleşme, hem kaybedilenlerin hem de ailelerin haklarını da garanti altına alıyor. Bunların arasında kaybetme eyleminin koşullarıyla, kaybedilen kişinin akıbetiyle ilgili gerçekleri bilme hakkının yanı sıra, zararın tazmini de yer alıyor.
Dünya çapında zorla kaybedilenlerin sayısı kesin olarak bilinmiyor. Irak'ta 1980'den bu yana çatışmalar nedeniyle kaybedilenlerin sayısının 375 binle 1 milyon arasında, eski Yugoslavya'da on yıl önceki çatışmalar nedeniyle de hâlâ 17 binden fazla kişinin kayıp olduğu tahmin ediliyor. Afrika'da da on binlerce kişinin kayıp olduğu biliniyor. Kızılhaç'a göre, yalnızca Angola'daki kayıpların sayısı 22 bini buluyor.
Zorla kaybetme, aynı anda birçok insan hakları ihlali anlamına geliyor: Kişi güvenliği ve bütünlüğü, işkence, zalimane, insanlık dışı veya aşağılayıcı muamele görmeme, adil yargılanma ve aile yaşamı hakları.
İHD: Görev hepimizin
1995'te 17-31 Mayıs arasını "Kayıpları Anma Haftası" olarak ilan eden İnsan Hakları Derneği (İHD) de bir açıklama yaptı ve sözleşmenin "zorla kayıp etme eylemi gerçek açıklığa kavuşmadıkça devam eden bir suç olarak kabul edilecektir" ifadesini anımsattı.
İHD kayıplar karşısında suskun kalma utancından kurtulmanın "kararlı, etkin bir araştırma ve soruşturma mekanizmasının acilen oluşturulup suçluların açığa çıkartılıp, yargılanmalarına bağlı" olduğunu ifade etti; "görev hepimizindir" dedi. (TK/GG)
* Sözleşmenin İngilizce tam metnini görüntülemek için tıklayın.
* Sözleşmenin imza durumunu görüntülemek için tıklayın.