1 Kasım 2015 seçimleri öncesinde AKP'nin en büyük ekonomik vaatlerinden olan asgari ücret artışı yeni yılla birlikte yürürlüğe girdi.
Bu artış, milyonlarca emekçinin çalışma ve yaşam koşullarını nasıl etkiler? Artışta işveren tarafının yüklerinin Hazine tarafından karşılanması ne anlama geliyor? Asgari ücret artışı, farklı sektörlerde çalışan işçilerin ücretlerine yansır mı?
Tüm bu soruların yanıtlarını, Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu'na (DİSK) bağlı Birleşik Metal İşçileri Sendikası (Birleşik Metal-İş) Toplu İş Sözleşmesi (TİS) Uzmanı İrfan Kaygısız'la konuştuk.
Kaygısız, bu artışın işçilerin yaşama koşullarında kısmi de olsa olumlu bir etki yaratacağı görüşünde:
"Asgari ücrette yapılan yüzde 29’luk oranda yapılan artış elbette işçilerin yaşama koşullarında kısmi de olsa olumlu bir etki yaratır. AGİ ile birlikte yılın ilk 9 ayı için 1300 diğer ayları için ise 1230 TL olan bir ücret genel bir iyilik ve görünür bir yaşam değişikliğine ise yol açmaz."
"Maliyet yurttaşlara ödetilecek"
Çalışma koşullarında ise ağırlaşma yaşanma olasılığının yüksek göründüğüne işaret eden Kaygısız, asgari ücret artışında işverenlerin yükünün Hazine tarafından karşılanması konusunda şunlara dikkat çekiyor:
"Her ne kadar yüzde 29’luk artışın bir bölümünün Hazine tarafından karşılanması için yasal düzenleme çalışmaları yapılmakta ise de patronlar yine de 'ağır yükle' karşı karşıya kaldıklarını belirtmekte ve bunu daha fazla üretim, daha fazla verimlilik ve performans artışıyla, bir başka deyimle daha fazla sömürü ile giderme çabası içinde olacaklardır. Bu da daha yoğun çalışma ve çalışma koşullarının daha da ağırlaşması demektir.
"110 TL’lik kısmın Hazine tarafından karşılanması demek başta emekçiler olmak üzere, tüm yurttaşların bu maliyeti ödemesi demektir. Bunun somut yansıması, tüketilen mal ve hizmetlere yeni zam demektir. Nitekim, bunun ilk yansımaları elektrik, sigara ve alkole gelen zamlardır. Yeni zam dalgasının gelmesi muhtemeldir."
Kaygısız, ücretli çalışanların asgari geçimini sağlayacak kısmının toplam gelirinden düşülerek vergi dışı bırakılması durumu olarak hesaplanan Asgari Geçim İndirimi'nin (AGİ) asgari ücret içerisindeki yerine ise şu sözlerle açıklık getirdi:
"Kamuoyunda asgari ücret 1301 TL olarak bilinmekte ise de, aslında asgari ücret 910 TL’den 1177 TL’ye yükselmiştir. Toplamda 301 TL’lik artışın 267 TL’si ücretten, 40 TL’si ise AGİ artışından kaynaklanmaktadır. Dolayısıyla kıdem tazminatından fazla çalışma ücretine kadar birçok çarpan etkisi olan ücrete yansıması 267 TL’lik kısımdır. Öte yandan AGİ’de artış işçinin bekar, evli, eşinin çalışıp çalışmaması ve çocuk sayısına bağlı olarak değişmesi nedeniyle tüm işçiler için kısmi bir gelir artışı demektir."
"Artışın toplu sözleşmelere yansıması kaçınılmaz"
İrfan Kaygısız, asgari ücrete yapılan artışın diğer işkollarında çalışan işçilerin ücret düzeylerine ve toplu sözleşmelere yansıyıp yansımayacağı sorusuna ise şöyle yanıt veriyor:
"Asgari ücretteki artış doğal olarak tüm ücretlerde genel düzeyde bir artışa neden olacaktır. Asgari ücret artışı, bu ücretin üzerindeki işçilerde de ücret artışı beklentisi yaratmıştır. İşçiler arasında kıdemin etkisinin kalmadığı, çeşitli biçimlerde ifade edilmektedir. İşçiler, '10 yıllık işçiyim, yeni işe giren işçi ile ücretim aynı' ya da 'biraz üzerinde' şeklinde tepki göstermekte ve 'eski işçi', kıdemli işçi olmasının farkını beklemektedir. Artışların toplu iş sözleşmelerine yansıması kaçınılmaz.
"Diğer yandan, sendikasız bazı işyerlerinde 'asgari ücret artı 100 TL' gibi bir ücret sistemi ile çalışılan işyerlerinde patronlar artık asgari ücretin üzerinde bir artış yapmayacaklarını belirtmekte ve ücretleri aşağıya çekme çabası içerisindeler."
"Esnek çalışma yasalaşabilir"
Kaygısız, patronların asgari ücret artışının toplam ücret maliyetindeki artışını gerekçe göstererek güvencesizliği derinleştirecek esnek istihdam biçimlerini gündeme getirmek istediklerini belirtti.
"Bunlar arasında, özel istihdam büroları, yeni esnek istihdam biçimlerinin yasalaşması da vardır. Öte yandan asgari ücret artışının kıdem tazminatı ödemelerinde de artışa yol açacağı gerekçesiyle kıdem tazminatının fona devri tartışmalarını güncellemek istemektedirler. Örneğin, Ankara Giyim Sanayicileri Derneği (AGSD) Başkanı Canip Karakuş, 'asgari ücretin 1.300 lira olmasının ardından kıdem tazminatında iyileştirme yapılmazsa istihdam kaybı yaşanabileceğini' belirtip bir anlamda tehditle hükümetin de acileylem planında bulunan değişikliklerin hemen yapılmasının zeminini yaratmaya çalışmaktadırlar." (ÖÇ/NV)