Haberin Kürtçesi / İngilizcesi için tıkayın
Gezi davasında beraat ettikten sonra tahliye edilmeden tekrar tutuklanan ve hakkında "Anayasal düzeni değiştirme" ile "devletin gizli kalması gereken bilgilerini siyasal veya askeri casusluk amacıyla temin etme" suçlamasıyla dava açılan Osman Kavala'nın İstanbul 36. Ağır Ceza Mahkemesi'nde ikinci duruşması görüldü.
1193 gündür tutuklu olan Kavala duruşmaya Silivri Cezaevi'nden SEGBİS aracılığıyla katılırken Kavala'nın avukatları Köksal Bayraktar, Tolga Aytöre ve Deha Boduroğlu duruşma salonunda hazır bulundu. Kavala'nın eşi Ayşe Buğra da duruşmayı izledi.
Milletvekilleri Ahmet Şık, Ali Şeker, Züleyha Gülüm ve Sezgin Tanrıkulu ile konsolosluklardan temsilciler duruşmayı izledi. Duruşmaya gazetecilerden önce konsolosluk temsilcilerinin alınması üzerine duruşma salonunda basın mensuplarına yer kalmadı. Gazeteciler yaklaşık bir buçuk saat süren duruşmayı ayakta izledi.
TIKLAYIN - Kavala'nın 'casuslukla' suçlandığı dava, 'Gezi'yle birleşebilir
Leyla Alaton, Bozkurt'u yalanladı
Duruşma tanık beyanlarıyla başladı. 11 Eylül 2016'da vefat eden Alarko Holding'in kurucusu İshak Alaton’un kızı Leyla Alaton, Cem Fadıl Bozkurt’un darbe iddialarına ilişkin beyanlarına karşı tanıklık yaptı.
Bozkurt’un şirketlerinde genel müdür ve hissedar olarak görev yaptığını söyleyen Alaton, Bozkurt’un kendilerini dolandırdığını, bu nedenle de Mart 2015’te tüm ilişkilerini kestiklerini söyledi.
Bozkurt’un dolandırıcılığına ilişkin ceza mahkemesinin sürdüğünü aktardı. Bu nedenle de Bozkurt’un kendisine ve babasına iftiralara attığını söyledi.
Osman Kavala ve Henri Barkey’i tanıdığını söyleyen Alaton, iki ismin babası ile bazen görüştüğünü ama iki ismi hiçbir arada görmediğini ifade etti.
Alaton’un ardından darbe girişimini planlamakla suçlanan Henri Barkey’in darbe günü kaldığı Büyükada Splendid Otel’deki görevliler tanıklıkları üzerine konuştu. Otel personeli Leman Özbay, Fili Çapangil, Gamze Coşkun ve Osman Ereli Barkey’in otelde kaldığını doğruladı ve Osman Kavala’nın hiç otele gelmediğini söyledi.
Kavala: İddia makamı suçlamaların temelsiz olduğunun farkında
Ardından söz alan Osman Kavala ise, 39 aydır tutuklu olduğunu söyleyerek, hukuksuz tutukluluğu ve tutukluluğun getirdiği yük üzerine bir konuşma yaptı. Kavala şöyle konuştu:
Üzerime atılan kurgulanmış sanal suçlar nedeniyle 39 aydır tutukluyum. Daha önce Gezi olaylarını organize etmek ve 15 Temmuz darbesi nedeniyle suçlandım. Hukuksuz dinlemelere dayalı ve suç içermeyen konuşmalar delil kabul edilerek suçlanıyorum. 15 Temmuz suçlamalarından iki kez tahliye edilmemin gösterdiği gibi, iddia makamı bu suçlamaların temelsiz olduğunun farkındadır.
Olayları ve olguları nesnel biçimde değerlendiren tarafsız bir gözlemcinin yasadaki tanımına aykırı bir şekilde kullanılan casusluk suçlamasını AİHM kararını boşa çıkarmak için kullanılmış olduğunu anlayamaması anlaşılacak şey değildir.
Olayları nesnel biçimde değerlendiren tarafsız bir gözlemcinin, hiçbir dayanağı olmayan ve yasadaki tanımına aykırı biçimde kullanılan casusluk suçlamasının AİHM’in derhal tahliye edilmem yönündeki kararını boşa çıkartmak için kurgulanmış olduğunu anlayamaması olası değildir.
"Gerçeklikten tamamen kopuk sanal bir ihtimaller"
Suçlamalara dayanak olacak somut delil yokluğunda, iddia makamı bir takım komplo teorileriyle ve suçlamaları birbirlerinin kanıtıymış gibi iç içe geçirerek algı yaratmaya, bu şekilde yargıyı yönlendirmeye çalışmaktadır.
Tahliye talebimin reddedilmesinde gerekçe olarak sayılan delillerin karartılacağı şüphesi makul bir şüphe değildir. Var olmadıkları için bugüne kadar bulunamayan delillerin karartılacak olmaları gerçeklikten tamamen kopuk sanal bir ihtimaldir.
Geçen zaman paralel bir cezalandırmaya dönüşen bu hukuksuz uygulamanın vahametini sıradanlaştırmamakta, daha da arttırmaktadır. Özgürlüğümden mahrum yaşadığım her geçen gün benim için daha önemli bir kayıp haline gelmektedir.
İstinaf mahkemesinin Gezi davasındaki beraat kararını bozması ve talep edildiği şekilde farklı davaları birleştirilmesi Gezi'nin gündemde tutulmasına hizmet edecektir.
Bana yöneltilen suçlamaların dayanaksız olduğu gittikçe daha fazla aleniyet kazanırken, tahliye talebimin her reddedilişi bir öncekinden daha ağır bir hak ihlali oluşturmaktadır."
Aytöre: Lütfen bana tek bir kanıt gösterin
Kavala'nın konuşmasının ardından müdafii avukatlar beyanda bulundu. İlk olarak konuşan Tolga Aytöre, Leyla Alaton'un beyanından sonra Cem Fadıl Öztürk'ün tanıklığının çöpe gitmiş olduğunu söyledi.
Aytöre “Ne zaman Osman Kavala’nın tahliye imkanı ortaya çıkıyor, hemen yeni bir dosya peydahlanıyor” dedi. Aytöre "Osman Kavala'nın tahliyesini engelleyecek bu durum, ceza hukuku prensiplerine ihanettir" diye konuştu. Aytöre “Karar aşamasına gelen bu dosyanın Gezi’yle birleştirilmesi usul ekonomisine aykırıdır. Kavala’nın tutukluluğunun sürekli kılınması için bir çabadır” dedi.
“Lütfen bana Osman Kavala’nın Henri Barkey'le görüştüğüne ilişkin tek bir kanıt gösterebilir misiniz dosyadan?” diye soran Aytöre “İddianameler arasındaki tek hukuki ve fiili irtibat iddianameyi yazan savcı Hasan Yılmaz'dır” diye konuştu ve iddianamedeki savcı iddialarını eleştirdi.
Koyuncu: Mahkemeniz kararını çoktan vermiş
Avukat İlkan Koyuncu ise tanık beyanları, dosyaya gelen evrak ve tahliye hususunda konuştu. Koyuncu ya Leyla Alaton’un ya da Cem Fadıl Bozkurt’un yalan söylediğini belirterek, Cem Fadıl Bozkurt hakkında yemin altında yalan ifade vermekten ve dolandırıcılıktan suç duyurusunda bulunulmasını talep etti.
Alaton’un beyanlarının Bozkurt’un iddialarını çürüttüğünü söyledi.
Savunma yapmanın anlamsız olduğunu ifade eden Aytöre “Mahkemeniz zaten İstinaf kararından sonra 30. Ağır Ceza Mahkemesi’ne iki dosyanın birleştirilmesi için yazı yazmış. Kararını açıklamışsınız. Dosyadan el çekmişsiniz” dedi. Koyuncu son olarak ise “Tahliye talebim yoktur” diye ekledi.
Bayraktar: Muvafakat talebiniz kanuna aykırı
Köksal Bayraktar ise mahkemenin duruşma arasında 30. Ağır Ceza Mahkemesi’nden Gezi’yle birleştirme için muvafakat talep etmesini eleştirdi. Kavala’nın müdafilerinden görüş alınmadığını söyleyen Bayraktar bu durumun ceza hukuku yönünden hatalı olduğunu söyledi.
CMK 16/2'yi okuyan Bayraktar, “UYAP'tan öğrendiğimiz muvafakat talebiniz kanuna aykırı” dedi.
Bayraktar “Usul kanunu diyor ki, ‘Cumhuriyet savcıları uyuştuktan sonra’... Önce uyuşup sonra mahkemeye bildirmeleri lazım. Okuduğunuz muvafakat talebi ile 30. Ağır Ceza Mahkemesi ve mahkemeniz hukuku açıkça ihlal etmiştir. İşleminiz kanuna aykırı olmakla tamamen yok sayılan bir hükümdür” dedi.
Mahkeme avukatların beyanlarını yine dikkate almadı
Beyanların ardından duruşma savcısı Kavala'nın tutukluluğunun devamını istedi. Verilen aranın ardından kararını açıklamak üzere tekrar toplanan heyet Köksal Bayraktar'ın, savcının usule uygun davranmadığını ve bu durumun yeniden dyargılama yapılmasına zamin hazırladığını belirtmesi üzerine bir kez daha ara verdi.
Aranın ardından kararını açıklayan mahkeme heyeti, tanık beyanlarına, müdafilerin güçlü savunmalarına rağmen Osman Kavala'nın tutukluluğunun devamına ve 'casusluk' dosyasının Gezi davasıyla birleştirilmesine karar verdi.
(HA)