Haberin İngilizcesi için tıklayın
Kani Beko Cumhuriyet Halk Partisi İzmir milletvekili, 2013-2018 dönemi Devrimci İşçi Sendikaları (DİSK) Genel Başkanı.
1 Mayıs 1977’den konuşurken “1 Mayıs Şehitleri” olarak andığı 34 insanın katillerinin bulunamamasının ne anlama geldiğini, DİSK olarak her 1 Mayıs’ta katledilen yurttaşları andıklarını ve devletin, bu katliamda bir sorumluluğu yoksa failleri bulup yargı önüne çıkarması gerektiğini bianet’e anlattı.
Söz Kani Beko'nun.
DİSK tarihinde 1 Mayıs
DİSK kurulduğu 1967'den bu yana ilk kitlesel kutlamasını 1 Mayıs 1976’da Taksim meydanında gerçekleştirdi. 1 Mayıs 1977 kutlamaları ise karanlık güçler tarafından kana bulandı ve 34 kişi yaşamını yitirdi. Emekçiler bugünden sonra, 1 Mayıs şehitlerinin anısını yaşatmak için Taksim’i “1 Mayıs Meydanı” olarak tanımladılar.
1 Mayıs 1978 kutlamalarından sonra, sıkıyönetim 1979 itibariyle Taksim meydanını 1 Mayıs kutlamalarına kapattı. Biz DİSK genel başkanları olarak kürsüden her kutlamada 1977’de ölen arkadaşlarımızı anarak, katillerinin bulunması gerektiğini yüksek sesle haykırdık.
“Taksim’den hiç vazgeçmedik”
12 Eylül Darbesi’nden sonra bu yasak katmerlenerek devam etti. 1 Mayıs’ı Taksim’de kutlamak isteyenler güçlü bir polis şiddetiyle karşı karşıya kaldılar. 1 Mayıs öncesi yapılan operasyonlarla yüzlerce devrimci gözaltına alındı, onlarcası tutuklandı. 1996’da Hasan Albayrak, Dursun Odabaş ve Yalçın Levent; 1989’da Mehmet Akif Dalcı katledildi. 1990’da İstanbul Teknik Üniversitesi öğrencisi Gülay Beceren açılan ateş sonucu felç oldu.
DİSK yeniden faaliyete geçtiği 1992’den sonra 1 Mayıs kutlamalarının Taksim’de yapılması kararını alarak, bunun mücadelesini verdi. İşçilerin, emekçilerin, sosyalistlerin, devrimcilerin birliğini sağlamak için kararlı bir şekilde mücadele etti. Taksim hedefinden hiç vazgeçmedi ve bunu sürekli dile getirildi.
Bu mücadeleyi 2007-2009 yılları arasında büyük bedeller ödeyerek sürdürdük. Nihayetinde hükümet, alanı işçi ve emekçilere açmak zorunda kaldı. 2010-2012 yılları arasında Taksim’de 1 Mayıs şehitleri anısına yapılan kutlamalara kitlesel bir katılım oldu, insanlar büyük bir coşkuyla yeniden Taksim’deki yerlerini aldılar.
AİHM mahkûmiyeti
2012 yılında, yıllarca gayri meşru bir şekilde uygulanan engellemeler ve yasaklar nedeniyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Türkiye'yi mahkûm etti. Hükümetin kullandığı gerekçelerin, gerekli ve kanıtlanabilir olmadığını, kutlama mekânı talebinin de toplantı ve gösteri hakkı kapsamında olduğunu dile getirdi.
Emekçilerin dişiyle, tırnağıyla kazanmış olduğu bu alanın gerçek sahibinin kim olduğu bu kararla da taçlanmış oldu. Ancak Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) iktidarı bütün bu hukuksal ve meşru zemine rağmen 2013'te adeta adı konulmayan bir sıkıyönetimle Taksim’i yine, asıl sahiplerine kapattı.
İşçilere, emekçilere TOMA’larla, biber gazlarıyla saldırarak bu kararı tanımadıklarını gösterdi. Bu şiddet Gezi Parkı eylemlerinde de devam etti.
1 Mayıs 1977 ile ilgili DİSK olarak birçok araştırma yaptık, kitlesel yürüyüşler düzenlendik, davaları takip ettik, cezasızlığın ön plana çıkarıldığı pek çok yazı kaleme aldık; ancak tüm çabalarımıza rağmen 43 yıl boyunca katliamın failleri yakalanıp yargı önüne çıkartılmadı.
“43 yıl boyunca çabaladık”
Davayı DİSK’e bağlı hukukçu arkadaşlarımızın hemen hemen tamamı takip etti. Avrupa’daki arkadaşlarımızdan da yardım aldık. DİSK başkanları, DİSK’e bağlı sendika başkanları, devrimci-yurtsever arkadaşlarımızla birlikte 43 yıl bu işin peşini bırakmadık. Ancak karşımızda maalesef derin bir devlet var. Bu yüzden de bir sonuç alamadığımızın farkındayız.
Türkiye’de o kadar çok toplu katliam var ki. Henüz yakın bir tarihte, Türkiye Cumhuriyeti’nin başkentinde, Ankara’nın göbeğinde yine yurttaşlarımızı katlettiler. Sivas’ta insanlarımızı yaktılar. Bahriye Üçoklar katledildi, Uğur Mumcular katledildi, Pir Sultanlar katledildi.
Siz bu katliamları sorgulayacak bir devlet olmazsanız, Ankara’da katledilenlerin, 1 Mayıs şehitlerinin katillerini yargı önüne çıkarmazsanız üzerinizdeki şaibeyi asla ortadan kaldıramazsınız. Üstüne bir de bundan sonra yaşanacak katliamlara davetiye çıkarırsınız.
Türkiye’nin, dünya ülkeleri karşısında kendini temize çekmek gibi bir iddiası varsa bu katilleri yakalayıp adalete teslim etmesi gerekir. Çünkü failler bulunmadığı sürece insanın aklına gelen ilk soru “Devlet bu insanları korudu mu?” sorusu oluyor. Bulun o zaman bu katilleri. Bu sayede katledilmiş insanların ailelerinin acısını biraz olsun dindirmiş olursunuz. (TY/APA)
Hakkında |
Bu metin Etkiniz AB Programı kapsamında Avrupa Birliği finansal desteği ile üretilmiştir. Bu yayının içeriğinden yalnızca "İPS İletişim Vakfı" sorumludur ve hiçbir şekilde Avrupa Birliği'nin görüşlerini yansıtmamaktadır. |
TIKLAYIN - bianet'ten 1 Mayıs 77 Kayıplarının Yakınlarına Çağrı: Bizi Arayın
|
1 Mayıs 1977 Kayıplarını Yakınları Anlatıyor/Tuğçe Yılmaz
Sinema Emekçisi Rasim Elmas 41 Yaşında Taksim'de Öldü
İnşaat İşçisi Bayram Eyi 50 Yaşında Taksim'de
Öğretmen Bayram Çıtak 37 Yaşında Taksim'de Öldü
Liseli Jale Yeşilnil 17 Yaşında Taksim’de Öldü
Öğretmen Kenan Çatak 31 Yaşında Taksim'de Öldü
Öğretmen Ahmet Gözükara 33 yaşında Taksim’de öldü
Öğretmen Hikmet Özkürkçü 39 yaşında Taksim’de öldü
Öğrenci-işçi Niyazi Darı 24 yaşında Taksim’de öldü
Üniversiteli Nazan Ünaldı 19 yaşında Taksim’de öldü
Öğretmen Ömer Narman 31 yaşında Taksim’de öldü
İşçi Ali Sidal 18 yaşında Taksim’de öldü
Hemşire Kıymet Kocamış 25 yaşında Taksim’de öldü
Tezgâhtar Kadir Balcı 35 yaşında Taksim’de öldü
Üniversiteli Hacer İpek Saman 24 yaşında Taksim'de öldü
İşçi Kahraman Alsancak 29 yaşında Taksim’de öldü
İşçi Hüseyin Kırkın 23 yaşında Taksim’de öldü
Üniversiteli Ercüment Gürkut 26 yaşında Taksim’de öldü
Polis Nazmi Arı 26 yaşında Taksim’de öldü
İşçi Mahmut Atilla Özbelen 26 yaşında Taksim’de öldü
İşçi Hasan Yıldırım 31 Yaşında Taksim’de Öldü
Seyyar Satıcı Hamdi Toka 35 yaşında Taksim’de öldü
Bekçi Mehmet Ali Genç 60 Yaşında Taksim’de Öldü
İşçi Ziya Baki 30 yaşında Taksim’de öldü
İşçi Mürtezim Oltulu 42 yaşında Taksim’de öldü
Öğretmen Mustafa Elmas 33 yaşında Taksim’de öldü
Üniversiteli Sibel Açıkalın 18 yaşında Taksim’de öldü
İşçi Diran Nigiz 34 yaşında Taksim’de öldü
1 Mayıs 1977 & Cezasızlık
Fehmi Işıklar: 1 Mayıs'77 12 Eylül için bir hazırlıktı
Kani Beko: “Katilleri bulamazsanız, şaibeyi ortadan kaldıramazsınız”
Süleyman Çelebi: "1 Mayıs 1977 Katliamı yapanların yanına kâr kaldı”
Emel Ataktürk: Haysiyet meselesi olarak hatırlamak ve cezasızlıkla mücadele
Nejla Kurul: Gerçekler neden ve kimlerce gizleniyor?
Tuğçe Yılmaz: 43 yıl önceki katliamın izini sürmek
Arzu Çerkezoğlu: Unutmamak, unutturmamak yaşamsal bir mücadele alanı
Tuğçe Yılmaz: Yargılanamayan 1 Mayıs 1977’nin mahkeme yılları