İstanbul Bilgi Üniversitesi, Uluslararası Travma Çalışmaları Programı (New York) ile ortak "Travma Çalışmaları" sertifika programı başlatıyor.
Bir yıllık, iki farklı modül seçeneğiyle hazırlanan program, klinisyen (psikolog, psikiyatr, psikolojik danışman, psikiyatrik hemşire, sosyal hizmet uzmanı, psikoterapist, vb.) ve klinisyen olmayanlara (avukat, gazeteci, STÖ çalışanları, vb.) yönelik bir eğitim içeriyor.
İlk eğitim Ekim ayında başlayacak ve ayda bir hafta sonu düzeninde 10 ay boyunca devam edecek.
"Travmalarla yüzleşmek gerek"
Programın Koordinatörü Yrd. Doç. Dr. Murat Paker, on yıllardır çeşitli travmatik olaylarla iç içe yaşayan Türkiye'de travma çalışmalarının eksik kaldığını ve uluslararası standartlarda eğitilmiş travma uzmanlarının arttırılması gerektiğini söylüyor.
Paker, Türkiye'nin demokratikleşme sürecinde, geçmişte yaşanmış ve bugün halen yaşanan travmalarla yüzleşilmesinin çok önemli bir yer tuttuğunu söylüyor:
"Programda eğitilecek uzmanların bu travmatik olayları/sorunları tanıma/anlama/anlatma, mağdurların yaralarını sarma, onları onurlandırma gibi temel eksenlerinde değerli katkıları olacak.
Darbe, savaş, deprem, katliam, kadına yönelik şiddet
Paker başlıca travmatik durumları şöyle özetliyor:
* 12 Eylül 1980 askeri darbesinden beri devlet görevlileri tarafından politik nedenlerle işkenceye maruz bırakılan insan sayısı bir ila iki milyon arasında tahmin ediliyor.
* 1984'den beri Türkiye Devleti ile PKK arasında süren "düşük yoğunluklu savaş", on binlerce ölüme, yüzbinlerce yaralanma/sakatlanmaya, binlerce Kürt köyünün boşaltılmasına, birkaç milyon insanın zorla ya da kaçmak zorunda kalarak yerinden yurdundan edilip yoksullaşmasına / yoksunlaşmasına neden oldu. Bu çatışma ortamı nedeniyle doğrudan ya da dolaylı olarak travma yaşayan insan sayısı iki ilâ dört milyon arasında tahmin ediliyor.
* 1999'da İzmit'te ve 2011'de Van'da yaşanan büyük depremler, yüzbinlerce insanı travmatize etti. Ciddi deprem riski altında yaşayan Türkiye'de, deprem travması tehdidi sürekli hale geldi.
* Kadınlara ve çocuklara yönelik ev-içinde ve sokakta uygulanan şiddet öteden beri oldukça ciddi bir problem olmakla birlikte özellikle kadına yönelik şiddetin son yıllarda artış gösterdiği görülüyor.
* Zamanında gereği gibi yüzleşilmemiş eski politik/etnik katliamlar/kırımlar yavaş yavaş toplumun gündemine giriyor ve ciddi sosyo-psikolojik sarsıntılara neden oluyor. Katledilenlerin çocukları/torunları hala aramızda yaşıyor ve bu süreç onlar için yeniden travmatize olma ihtimalini barındıran bir süreç oluyor.
Başvurular 15 Ağustos- 14 Eylül arası ancak Kontenjan sınırlı. Program çerçevesinde sivil toplum örgütünde çalışmak koşuluyla burs imkanı mevcut. (NV)