Her gün yürüdükleri yaklaşık 18 km'lik yol ve taşıdıkları 200-300 kg atık kağıt ile geri dönüşüm halkasının bir parçası olarak çalışan katı atık işçileri, çevre ve ekonomiye büyük katkı sağlıyorlar. Belediyelerin yeni yönetmelikleri ise geri dönüşüm sektörü çalışanlarının emeğinin sömürüsüne resmiyet kazandırıyor.
"Öncelikle, bizim bu işte var olma nedenlerimiz kaldırılsın." diyen Ankara Katı Atık İşçileri Derneği Başkanı M. Ali Mendillioğlu, bir örgütlenme modeli olarak biraraya gelen atık kâğıt işçilerini bianet'e anlattı.
Çöp yaşam alanıdır
"90'larda iç göçle beraber bu işi yapanların sayısının arttı. Bu yüzden katı atık toplayıcılığı meslek haline geldi. Ama çöple herkesin kurduğu ilişki farklıdır. Zorunlu göç mağdurlarını, adli hükümlüleri, sokakta yaşayanları bir araya getirerek ancak çöple ilişkisi olanların anlamlı bir profilini çıkarabiliriz. Çöple kurulan ilişki yalnızca para kazanmak için değildir. Örneğin bir sokak çocuğunun çöple kurduğu ilişki günlük ihtiyaçlarını karşılamak üzerinedir.
"Çöple ilişkisi olanlar, elektriği ve suyu olmayan çadır kentlerde ve sanayi bölgelerinde barınma ihtiyaçlarını karşıladıkları gibi düzenli yaşamı ve evi olanlar da vardır. Tüketimin fazla olduğu bölgelerde çöpe çıkmak gerekir. Yaya olarak iş yaptığımız için de bu bölgelere yakın ikamet etmemiz gerekir.
"Çöple kurduğumuz ilişki yüzünden enfeksiyonel hastalıklara direk açığız. Eklem hastalıkları, romatizma yaygın ve de iş kazaları. Depolarda çok trajik kazalar meydana geliyor. Yanan arkadaşlar oldu."
İnsanların bizim hakkımızda görüşleri olumlu yönde değişti
Kendilerine yönelik toplumsal algının ise son zamanlarda olumlu yönde değiştiğini dile getiriyor Mendillioğlu:
"Bizi görüntü kirliliği olarak görenlerin yanında vicdan muhasebesi yaparak kendini rahatsız hisseden de var. Yanımızdan uzaklaşmak isteyen insanlar oluyor. Kendilerini de sorumlu hissediyorlar bu tablodan. Fakat geçmişe kıyasla insanların bizim hakkımızda görüşleri olumlu yönde değişti. İnsanlar gazetelerini biriktirince bile bizi arıyolar. 100. Yıl mahallesinde oturan öğrenciler semt pazarına eski elbiselerini vs biriktirip getiriyorlar."
"Bizim bu iste var olma nedenlerimiz kaldırılsın"
Belediyeler ve anlaşmalı firmalar arasındaki ilişkiye vurgu yapıyor Mendillioğlu ve ekliyor: "Atık kâğıt işçilerinin topladıkları ürünler, Belediyelerin anlaşmalı olduğu firmalara düşük fiyatla satılmaya zorlanıyor. Sen çalışacaksın toplayacaksın topladığın ürünleri yine onların istediği firmalara istedikleri fiyata satacaksın. Bir yandan depomuza saldırıp arabaları toplarken diğer yandan aynı şirketin halkla ilişkiler uzmanı gelip bizzat bize onlarla anlaşmamızı bu şartla bize müdahele edilmeyeceğini söylüyordu. Bu Yani demek istiyor ki bizim belediyeyle öyle bir iliskimiz var ki belediyenin müdahelesini yönlendirebiliriz."
Mendillioğlu, çalışma koşullarının iyileştirilmesine yönelik düşüncelerini ise şöyle özetliyor:
"Bu insanların hepsinin maaşlı olarak çalıstırılması zaten mümkün değil. Özel firmalara devredilmesi değil bizim derdimiz. Bizim bu iste var olma nedenlerimiz kaldırılsın. Mesela zorunlu göçle gelen arkadaşların tazminatları ödensin, dönmek isteyenler dönsün topraklarıyla uğraşsın. Burda bir çözüm üretilcekse kendi stratejilerinden çok bizle eşıt bir iliski kurarak ortak akıl yürütmeliler."
Geri dönüşüm çözümmüş gibi gözüküyor asıl mesele tüketim
Türkiye'nin çöp sorunu ve geri dönüşüm prjeleriyle ilgili düşüncelerini ise şöyle açıklıyor Mendillioğlu:
"Geri dönüşüm çözümmüş gibi gözüküyor asıl mesele ise tüketim. Türkiyedeki çöpun yüzde 8'i düzenli depolanabiliyor. Asıl sorun tüketim oranının çığrından çıkması. Firmalar üretimini yaptıkları ürünlerin berterafı söz konusu olduğunda, toplumsal sorumluluk gerektiren bu aşamada yer almaktan kaçınıyorlar. Düzenli çöp depolama için gereken alan 172 kilometre karelik bir alan. Çöpün yerleşim alanlarındsan uzak ve yeraltı kaynaklarına sızıntı yapmaması ve yeşila alanlardan uzak olması, izole edilmesi gerekiyor. Bugün hastane yada fabrika atıllarının nereye gittiği belirsiz. Bizim sorunumuz hayata dokunan bir şey. Sınırlı hammedden ve enerji kaynakların varken sınırsız ihtiyacın var. Denge çok hızlı bir şekilde bozuluyor. Küresel ısınma dedikleri bu olmalı. Türkiye'de bilgisayar cep telefonu, beyaz eşya halen dolaşımda 10 yıl sonra bu atıkların da bertarafı sorunu doğacak. Yeniden yapılanma şart ama kamusal fayda göz ederek yapılmalı rant ilişkileri gözederek değil."
Basın hitap ettiği kesme yönelik haber yapıyor
Mendillioğlu son olarak, farklı birçok sorunun kesiştiği noktada duran toplayıcaların öyküsünün medyada gerçekçilikten uzak bir şekilde ele alındığı değerlendirmesini yapıyor.
"Basında kâğıt toplayıcılığı çok estetize ediliyor. İyi niyetle yazılıyor fakat kaş yaparken göz çıkarıyorlar. Basın yoksulların çok gazete okumayacağı düşüncesiyle hitap ettiği kesime yönelik haber yapıyor. Oktay Çetinkaya çöpten çıkıp sahaf olunca bu bir başarı hikayesiymiş gibi anlatılıyor.
"İki işi yapanların hayatları hep merak edilir; fahişelerin ve toplayıcıların. Çünkü bu, iş olarak görülmez bir düşme hali olarak görülür. Biz, kişisel öykülerimizden çok kendi gerçekliğimizin anlatılmasını isteriz."(EY/BÇ)