Uluslararası Af Örgütü ve Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü (RSF) iki yıl önce Suudi Arabistan İstanbul Başkonsolosluğu’nda öldürülen gazeteci Cemal Kaşıkçı’yı anmak için başkonsolosluk önünde bir araya geldi.
AKP İnsan Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Yasin Aktay da konsolosluk önünde bir açıklama yaptı. Türk-Arap Medya Derneği’nin de katıldığı açıklaması öncesinde Cemal Kaşıkçı anıtı önünde dualar okundu.
Af Örgütü açıklamada Suudi Arabistan’da görülen yargı sürecini tiyatro olarak nitelendirildi ve adil, tarafsız bir yargılama çağrısı yaptı, adalet talebini dile getirdi.
Uluslararası Af Örgütü ve Sınır Tanımayan Gazeteciler adına yapılan ortak açıklamayı okuyan Fatma Yörür, “Suudi Arabistan’ın sözüm ona bir yargılamayla, sanıkları ölüm cezası ve ağır hapis cezasına mahkûm etmesi adalet getirmedi. Şeffaflıktan yoksun ve cinayet emrini verenlerden hesap sormaktan uzak kalan ve bağımsızlığı şüpheli mahkemelerce yürütülen yargılamalarla bir hukuk tiyatrosu sergilendi” dedi.
Yörür, Suudi Arabistan’daki Cemal Kaşıkçı ve yakınları için adalet sağlamayan bu yargılama, hakikatin üstünü örtme ve asıl sorumluları gizleme amacı taşıyor” diye konuştu.
Yörür, İstanbul’daki yargılama süreci hem Arabistan yetkilileri içerisinde cinayeti azmettirenlerin yargı önüne çıkması hem de gerçeklerin tüm berraklığıyla ortaya çıkması için bir fırsat olarak değerlendirildi.
Önderoğlu: Adalet arayışında tibarsızlık
Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) Türkiye temsilcisi ve gazeteci Erol Önderoğlu Yörür'ün açıklamalarının ardından söz alarak "Aydınların, gazetecilerin, hak savunucularının başka topraklarda kaçırıldığı veya infaz edildiği toplumlar hiçbir yurttaş için güvenli değildir" dedi.
Önderoğlu, Suudi Arabistan’a G20 dönem başkanlığının bahşedilmiş olmasını hazin bir çelişki olarak değerlendirdi ve bu tür yaklaşımların küresel adalet arayışlarına itibarsızlık katacağını savundu.
Uluslararası toplumun Kaşıkçı cinayeti ve Arabistan’da hak savunucularına yönelik ağır baskılar konusunda sesini daha da yükseltmeye çağırarak şöyle konuştu.
“RSF olarak, bugünden itibaren ve Arabistan’ın başkenti Riyad’da düzenlenecek G20 Liderler Zirvesi’nin son bulacağı 22 Kasım’a kadar Kaşıkçı dosyasını çeşitli haber ve çağrılarla uluslararası gündemde tutacağımız bir kampanya başlatıyoruz.
“Unutulmamalıdır ki, günümüz toplumların güvenliği ve geleceği, aydınlarının düşüncelerini özgürce, kaçırılma, tutuklanma, taciz edilme korkusu yaşamadan ifade edebilmelerine bağlıdır.
“Düşünceleri ve muhalif tutumu nedeniyle yok edilen, bugün bir mezarı dahi olmayan Cemal kaşıkçı için adalet arayışımızı, sadece İstanbul’da değil, Paris, Washington, Londra, Berlin gibi birçok merkezimizde de sürdüreceğiz.”
Beyhan: Baskılar daha da arttı
Uluslararası Af Örgütü Türkiye Kampanyalar ve İletişim Direktörü Tarık Beyhan da anma sonrası bir konuşma yaparak Suudi yetkililerin Muhammed bin Selman’ın 2017’de veliaht prens olmasının ardından, ülkedeki muhalif seslere yönelik baskılarını giderek artırdığını söyledi.
Beyhan “Sadece barışçıl ifadeleri nedeniyle baskı altında olan tüm muhaliflerin neredeyse hepsi tutuklandı” diye konuştu.
Bir gazetecinin başkonsolosluk binasında yargısız infaz edilmesini “son yıllarda görülen en şok edici vaka” olarak tanımlayan Beyhan, Kaşıkçı’nın öldürülmesinden bu yana insan hakları savunucularına, gazetecilere ve sivil toplum örgütlerine yönelik baskıların hız daha da arttığını söyledi.
Beyhan sözlerini şöyle sonlandırdı:
“Cemal Kaşıkçı’nın öldürülmesinden sorumlu olanların adil şekilde yargılanarak gerekli cezayı alması, devlet yetkililerinin cezasızlıktan faydalanamayacaklarını tüm dünyaya gösterecek, Cemal Kaşıkçı ve yakınları için adaleti tesis edecek ve dünyanın dört bir yanındaki Suudi Arabistanlı insan hakları savunucuları ve muhaliflerin güvende hissetmelerini sağlayacaktır.
“Suudi Arabistan yetkilileri acilen baskılara son vermeli, tüm insan hakları savunucularını ve gazetecileri koşulsuz olarak derhal serbest bırakmalı ve Cemal Kaşıkçı cinayetinin aydınlatılması için uluslararası bir soruşturma gerçekleştirilmesi için iş birliği yaparak emri verenlerin yargı önüne getirilmesini sağlamalı ve bağımsız insan hakları temsilcilerinin gözlemleyebileceği duruşmalarda adaleti tesis etmelidir.”
Aktay: Halen söylenen bir takım yalanlar var
AKP İnsan Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Yasin Aktay ise, Kaşıkçı’nın cenazesinin hala kayıp olduğunu hatırlattı. Aktay, "İki senedir söylenen bütün yalanların hepsi tamamen tüketilmiş değil. Halen söylenen bir takım yalanlar var” diye konuştu.
“Cinayetten sorumlu olanların 2 yılda dünyaya borçlu oldukları hakikati ortaya koymadıkları, hakikatle ilgili hiçbir veriyi dünyayla paylaşmadıkları bir noktadayız” diyen Aktay sözlerini şöyle sürdürdü.
“Her ne kadar onlar bu hakikati tamamen paylaşmamış olsalar bile, gizleme çabalarının kendisi bile aslında hakikatle ilgili birçok gerçeği ortaya çıkarıyor. Onların kurdukları mahkemede suçluları yargılamak üzere değil, adeta suçluların daha az ceza alabilmeleri için çırpındıkları, hatta asıl suçluların bu cezadan muaf olabilmeleri için çırpındıkları bir süreç yaşandı.
“Çok daha basit bir sorunun hala cevabı yok. Cemal Kaşıkçı'nın bedeni, cesedi nerede? Böyle bir mahkeme kurulmuş, o mahkeme bütün dünyanın merak ettiği, yakınların doğal olarak sorduğu bu sorunun cevabı halen verilmemiş durumda. Çok basit bir soru; Cemal Kaşıkçı'nın cesedi nerede?"
(HA)