Tuula'ya bu ödülü Orhan Pamuk'un "Kar" ve "İstanbul-Şehir ve Hatıralar" romanlarının Fince'sinde orijinal metnin üslup ve nüanslarını aktarmadaki başarısı getirdi.
Aslında, bu ödül için Tuula'dan daha uygun biri olamazdı; çünkü, Finlandiyalı okurlar onun çevirileri olmasaydı Türkiye'deki hayatın ve kültürün tadına varamazdı.
İlk kez doğrudan Türkçe'den
Fince'ye ilk çevrilen yazar Yaşar Kemal'di ama, ne yazık ki Türkçe'den değil, İngilizce ya da Fransızca'dan Fince'ye ulaşmıştı. Yani Tuula'dan önce kimse Türkçe aslından herhangi bir eseri bize aktarmamıştı.
Nedeni çok basit elbette; bu işi başaracak mükemmellikte Türkçe bilen yoktu. Biz Tarzanca konuşanlarsa Pamuk'u okumaya kalkışınca daha ilk satırlarında yorgun düşüyorduk.
Aşk ve öfke
Arkadaşım, Orhan beyi çevirirken onun nasıl metinle didiştiğini, didişirken, "Adam işkence yapıyor, ben bunu mahkemeye vereceğim" diye bağırdığını, hatta dahası küfrettiğini biliyorum; tabii derin bir aşk yaşadığı metinleri yatarken de kalkarken de elinden eksik etmediğini de biliyorum.
Helsinki'nin eski işçi semti Kallio'daki küçük apartmanından sokaklara kendini attığında ruhen her şeyiyle çok sevdiği Kars ve İstanbul sokaklarına doğru bir yolculuğa çıktığını da biliyorum...
Geceler boyu masa başında, o küçük lamba ışığında Finli okurları Kars'a taşımak için doğru yerde doğru sözcüğü bulmaktan vazgeçmeyerek çeviriyle didiştiğine çok tanık oldum.
20 yıl önce İstanbul'da
Neredeyse 20 yıl oldu biz tanışalı. İstanbul'da. Tuula Türk sineması üzerine tez hazırlıyordu, bense ilk kez geldiğim bir ülkenin heyecanını yaşıyordum.
Tuula İstanbul ve İsveç'teki Uppsala üniversitelerinde sanat, edebiyat ve Türkoloji okudu.
Kütüphanelerde, kitapçılarda çalıştı, gazetecilik ve hatta İstanbul'da yayımlanan Evrensel gazetesinin ilk zamanlarında 1995'de "Merhaba abla" başlığıyla köşe yazarlığı da yaptı.
Tuula, Pamuk'un Tammi yayınevinden çıkan Yeni Hayat (1998), Benim Adım Kırmızı (2000), Kar (2004) ve İstanbul, Şehir ve Hatıralarım (2004) romanlarının yanı sıra çevirmen ve editör olarak Çağdaş Kısa Türk öyküleri Antolojisi ile(2000) İsveççe ve Türkçe'den pek çok edebi metni Fince'ye kazandırdı.
Üç arkadaş bir kitapta
Benim için daha özel bir değeri olan çalışmayı sona bırakıyorum. Arkadaşım Nadire'nin Mehmedin Kitabı'nı (2002) da Tuula çevirdi.
Daha değerli dedim; çünkü iki çok sevdiğim arkadaşımla bir kitapta buluşmuş oldum. Düşünsenize; birimiz kitabı, birimiz önsözü yazdı, birimiz de çevirdi.
Özgentürk'ün bürosundan
Yönetmen Ali Özgentürk'ün bürosundaki tesadüfün bizi hayat boyu sürecek bir dostluğa götüreceğini bilmiyorduk elbette.
O günden bugüne başka ülkelerde yaşasak da programlarımızı zorlayarak, kimi zaman çok kısa da olsa, birbirimizi görebilmek için fırsatlar yaratıyoruz.
Kar için Kars'a gitti
Bir keresinde, Atatürk havalimanında buluşmuştuk; ben Kudüs'e dönüyordum, Tuula ise Kars'tan geliyordu.
Kars'a seçimler sırasında Kar'ı sırf uzaktaki Finli okurlar için daha iyi çevirebilmek için, görüntüler ve sesleri tatları ve duyguları, ruh hallerini mutluluğu, umudu ve aşkı ve hiçbir şeyi kaçırmayalım diye gitmişti. (LR/NM)