Taksim İlköğretim Okulu'ndaki karne dağıtım töreninde konuşan okul müdürü Mustafa Kılıç ailelere seslenerek, derslerinde başarılı olamayan çocuklarına kızmak ve şiddet uygulamak yerine, onlarla konuşmalarını önerdi.
Kılıç, öğrencilere de başarısızlıklarından umutsuzluğa kapılmamalarını, gelecek yıl daha sistemli çalışabileceklerini söyledi.
Sıcak havadan ve güneşten karneleriyle birlikte dağıtılan okuma kitaplarıyla korunmaya çalışan öğrenciler, törenin uzunluğundan yakınırken, derslerinde başarılı öğrencilere karanfiller ve çeşitli hediyeler verildi.
2. sınıf öğretmeni Elif Kaya * çoğu aile Kürtçe'den başka bir dil konuşamadığı için okuma yazmayı öğrenemeyen çocukların durumunu velilerle konuşamadıklarını söylüyor.
"Dersleri zayıf olan öğrencilerin sınıfta kalıp kalmamasına veliler karar veriyor. Çoğu aile, maddi durumlarının de etkisiyle, dersleri kötü olsa bile çocuklarının sınıfını geçmesini istiyor. Bu durum çocukların çocuğunun hem okuma-yazma, hem de Türkçe öğrenmesini zorlaştırıyor."
"Çocukların okulu niye sevmediklerini anlıyorum"
Oğlu Fatih'in bazı derslerinin zayıf olduğu için sınıf tekrarı yapması kararı alan ev kadını Yasemin Aytemur'a göre veliler derslerinde başarılı olamayan çocukları dövmek yerine onlara neden okula gitmeleri gerektiğini anlatmalı.
* Veliler sınıfta kalma kararını kendileri verdiği için, çocuk okulda bir şey öğrenmese bile sınıfını geçmesini istiyor. Böyle olunca öğrenciler liseye geldiklerinde daha da zorlanıyorlar ve okuldan iyice kopuyorlar.
* Çocukların neden okula gitmek istemediğini anlayabiliyorum. Ders saatleri çok uzun, sınıflar kalabalık, öğrenciler niye okula gittiklerinin tam olarak bilincinde değil, sürekli dört duvar arasında kalmaktan sıkılıyorlar, oyun oynamak istiyorlar. Derslerin çocukların zevk alacağı süre ve şekilde yapılması gerek.
Dokuz yaşındaki Fatih Aytemur ise, iki hafta zayıf derslerini düzeltmek için yaz okuluna gittikten sonra yaz tatilini futbol oynayarak geçireceğini söylüyor. Okula bir sene erken başladığı için sınıfta kalmasına üzülmüyor.
Karne alan öğrenciler konuşuyor
Yaren Akdeniz (7): Okumak çok güzel bir şey, artık televizyonda yazılanları okuyabiliyorum. Tatilde güzel kitaplar okumak isterim. Karne töreni bitince babamın yanına gideceğim, bana bisiklet alacak, söz verdi. Öğrenciler yaramazlık yapmazlarsa hem öğretmenleri onları sever, hem de aileleri.
Fehmi Yılmaz (12): Üç dersim zayıf ama sınıfı geçtim. Annem ve babam bir şey demiyor ama abim karnem yüzünden beni dövebilir. Okuldaki öğretmenlerin çoğu kulaklarımızı çekiyor, bizim önümüzde sigara içiyor, bazıları dudaklarımıza kırmızı biber sürüyor. Okulu da dersleri de sevmiyorum. Öğretmenler bize kötü davranıyor. Bu yüzden okuldan kaçıyorum.
Dilan Talo (8): Tatilde eğlenicem, yarın lunaparka gidicem, daha sonra da yazın kalmak için Siirt'e, köyümüze gidicem. Bu yıl deprem konusunu, yerlere çöp atmanın kötü bir şey olduğunu öğrendik. Notlarım iyi, elbiselerim güzel olduğu için karnemi almaya önlükle gelmedim. Seneye daha çalışkan olmak istiyorum.
Volkan Tutak (7): Bu sene okumayı ve yazmayı öğrendim. Okulu ve öğretmenleri sevdim, teneffüslerin daha kısa olmasını isterdim. Tatili köyde geçireceğim.
* Yazıda adı geçen kişinin adı, açıklamak istemediğinden değiştirilmiştir.(ÖG/EÜ)