Bianet'e konuşan çizer Behiç Ak, Türkiye'de yaşanan fikir özgürlüğü problemini gazeteciler kadar karikatüristlerin de yaşadıklarını belirterek, ikili sansür yaşandığını söyledi.
Ak: "İltifat değil hakaret olarak algılandı"
Gazetelere uygulanan ve gazetelerin uyguladığı sansürden söz edilebileceğini ifade eden Ak, "Türkiye'de bir tür işletmeye dönüşen gazeteden gelen sansür, gazeteci ve karikatüristi tam yalnızlaştırdı" dedi.
"Çok basit bir şeyden, bir kişinin kedi olarak çizilmesi bir iltifat olarak kabul edilebilecekken hakaret olarak kabul görüyor" diyen karikatürist Ak, mahkumiyetin Türkiye'de basın özgürlüğünün içinde bulunduğu durumu gösterdiğini açıkladı.
"Demek ki, en küçük bir fikirden veya şakadan korkuluyor" şeklinde konuşan Ak, Türkiye'de halkın karikatürü çok sevdiğini, gücünü halktan alan bir meslek olduğu için de ayakta durabildiğini söyledi. Ak, basında "ses getirebilen bir mecra olan" karikatürcülükten yeterince yararlanıldığını ifade etti.
Alkan: Demokratik ülkelerde beteri çiziliyor
Radikal gazetesi yazarı Türker Alkan, köşesinde "Seni gibi basın seni..." başlıklı bir yazı ile Erdoğan'dan basına daha hoşgörülü davranmasını istedi.
Alkan, "Doğrusu karikatürist gene de insaflı davranmış, Demokratik ülkelerde çok daha beteri oluyor. Gazetelerde Churchill'in köpek gövdeli heykelciği yayımlandı. Maymun kılıklı Bush'un karikatürleri ve ona yaltaklanıp duran İngiltere Başbakanı Blair'in köpek biçimindeki tasvirleri hemen her gün gazetelerde yayımlanmıyor mu?" diye sordu.
Pulur: Hani demokrasi vardı?
Gazetenin diğer bir yazarı Hakkı Devrim de, aynı karikatürden yargılanan Cumhuriyet ve Sakarya gazeteleri ile ilgili Ankara ve Eskişehir Mahkemeleri'nin verdikleri birbirinden farklı kararlara işaret ediyor.
Türkiye Hayvan Hakları Platformu'nun (THHP) açıklamasına yer veren "Birgün" gazetesi, platform açıklamasındaki "Kediye benzetilmek onur kırıcı mı?" sorusunu öne çıkardı.
"Milliyet" gazetesi yazarı Hasan Pulur, konuyu "Karikatürün mahkumiyeti..." başlığıyla işledi ve sordu, "Hani demokrasi vardı, hani düşünce özgürlüğü vardı, hani Avrupa değerlerini paylaşacaktık?".
Ekşi AİHM için uyardı
Aynı gazeteden Çetin Altan, sorunun bir başka yönünü değerlendirdi : "JİTEM'le de ilgili militerlerden birini, böyle çizmiş olsa; kim bilir daha nelere mahkum olurdu?"
Gazeteci Hasan Cemal da, konuyu "Cumhuriyet" gazete yazarı Oral Çalışlar'ın karikatür cezasını eleştirdiği 23 Şubat günkü yazısını köşesine taşıyarak işledi.
"Hürriyet" gazetesi başyazarı Oktay Ekşi de, hem Ankara ve Eskişehir Mahkemelerinin aynı karikatüre verdikleri faklı kararlara işaret etti hem de Türkiye'deki davaların Avrupa İnsan hakları Mahkemesi'nde ceza ile sonuçlandığına son örnek olarak Pakdemirli kararını gösterdi. (EÖ)