Üç yıldır hapiste tutulduğu halde 3. Yargı Paketi kapsamında dahi tahliye edilmeyen Hawar gazetesi yetkilisi ve Aram Yayınları imtiyaz sahibi Bedri Adanır, 27 Kasım'da bir kez daha hakim karşısına çıkıyor.
Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi, Kuzey Irak'tan Türkiye'ye giriş yaptığı sırada gözaltın alınıp 8 Ocak 2010'da tutuklanan Adanır için ablası Kadriye Adanır, kamuoyuna bir duyuru yaparak davaya dikkat çekti. 27 Kasım'da mahkemeden karar çıkma ihtimali yüksek görünüyor. Kadriye Adanır, tutuklu tüm gazetecilerin tahliye edilmesini istediklerini ifade etti; kardeşinin duruşması için de duyarlılık çağrısı yaptı.
Savcı ceza istedi; karar çıkabilir
Duruşma savcısı, daha önce sunduğu esas hakkındaki mütalaasında Adanır'ın hapisle cezalandırılmasını talep etmişti:
"Terör örgütünün ve elebaşısının propagandası yapılan kitapların ve yayınların dağıtımını yaparak ve yasadışı PKK terör örgütünün yayın organı gibi hareket ederek bir bütün halinde sanığın örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek ve örgüte bilerek isteyerek yardım etmek suretiyle örgüt üyesi olmak suçunu da işlediği tüm dosya kapsamında sabit olduğundan; 7 kez TMK 7/2 ile birlikte, TCK 314/3 ve 220/6-7. maddeleri yollamasıyla TCK'nin 314/2, 3713 sayılı TMK'nın 5. Maddesi, TCK'nin 53, 54, 58/9 ve 63. maddeleri uyarınca da cezalandırılması..."
Tutuklu yargılama yerine alternatif yargı denetimine öncelik verilmesini öngören ve 5 Temmuz'da yürürlüğe giren 3. Yargı Paketi'ne dair 6352 sayılı Kanun, aralarında Azadiya Zelat gazetesi sorumlu müdürleri Vedat Kurşun ve Ozan Kılınç'ın da olduğu 12 kadar habercinin tahliyesini sağladıysa da Türkiye cezaevlerinde, aralarında Bedri Adanır'ın da bulunduğu 70'i aşkın gazeteci ve medya çalışanına özgürlük getiremedi.
"Kardeşim haberler nedeniyle cezaevinde"
Kadriye Adanır, yaptığı açıklamada, 6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yoluyla İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanunu'nun tahliye umudu doğursa da beklentileri karşılamadığını bildirdi.
"Kimi tahliyeler olsa da birçok gazeteci hala yaptığı haberler ve yazılar yüzünden cezaevinde. Bu gazetecilerden biri de, üç yıldır Diyarbakır D Tipi Kapalı Cezaevinde tutuklu bulunan, kardeşim, gazeteci Bedri Adanır."
Adanır, gazete, dergi ve kitaplara açılan davalar nedeniyle sorumlu müdür sıfatıyla yargılanıyor. Üç yıldır ailesinden, sevdiklerinden, özgürlüğünden mahrum bırakılan Adanır, 13 Eylül'de görülen son duruşmada, söz konusu düzenlemeden yararlanarak tahliyesini talep etti.
"Büyük beklentideydik, yine hayal kırıklığı yaşadık"
Kadriye Adanır, Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nin bu talebe "Üç dakikada 'hayır" cevabını verdiğini ifade ediyor.
"Tahliye edileceğini beklerken, 'tutukluluk halinin devamına' karar verildi. Emsal niteliğindeki davalarda, sayıca daha çok suçlama olmasına rağmen, tahliye kararları çıkmıştı. Bizler de bu örnek davaların sonuçlarına dayanarak, büyük beklenti içerisine girmiştik. Ancak, bir kez daha hayâl kırıklığı yaşadık."
Gazeteci örgütleri davayı yakından izliyor
Son duruşmasını izleyenler arasında Avrupa Gazeteciler Federasyonu (EFJ) başkanı Arne König ve Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) başkanı Ercan İpekçi de vardı. Ayrıca, Paris merkezli Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) örgütü de Adanır'ın davasını yakından izliyor.
Hapiste ama ödüller alıyor
Adanır'a, tutuklu bulunduğu süre içerisinde, 2010'da İnsan Hakları Derneği 'nin (İHD) insan hakları savunucusu ve yayıncı Ayşe Nur Zarakolu onuruna verdiği "Düşünce Özgürlüğü Ödülü", 2011'de Türkiye Yayıncılar Birliği Düşünce ve İfade Özgürlüğü Ödülü, 2012'de de Türkiye Gazeteciler Cemiyeti tarafından Basın Özgürlüğü Ödülü verildi.
Ayrıca Adanır, cezaevlerindeki gazetecilerin gönderdiği yazılarla çıkan Tutuklu Gazete'nin de isim sahibidir. Dünyada bir ilk olma özelliğine sahip Tutuklu Gazete, Adanır'ın önerisiyle çıkmaya başladı. (EÖ)