Antalya Barosu Çocuk Hakları Merkezi'nden avukat Yasemin Onat, 16 yaşında bir çocuğun çantasında Kürtçe bir film CD'si bulundurduğu için gözaltında tutulamayacağını belirtti.
Onat bianet'in sorularını yanıtlarken "O zaman üzerinden Türkçe dışında yabancı başka bir dilde seslendirilmiş her CD çıkanı yakalayıp gözaltına alsınlar" dedi.
"Yabancı dilde herhangi bir şey taşımak suç değil" diyen Doç. Dr. Serdar Değirmencioğlu da, çocukların karakolda muhatap bırakıldıkları "siz bizden değilsiniz", "dağa çık", "sen örgütün adamısın" şeklindeki önyargılı söylemlerin de çocukları ve gençleri barışçıl çözümlerden uzaklaştırıp şiddete yönelttiğine dikkat çekti.
Ülkede Özgür Gündem Gazetesi'nde bugün yayınlanan habere göre, Adana kent merkezinde 1 Ağustos'ta arkadaşlarıyla dolaşan 16 yaşındaki H.Y. ile 18 yaşındaki H.Y. kardeşler, polisler tarafından "şüphe" gerekçesiyle durdurulup kimlik ve üst araması yapıldı. Kardeşler, 16 yaşındaki H.Y.'nin çantasında "Beritan" isimli Kürtçe filmin çıkması nedeniyle gözaltında alındı. 18 yaşındaki H.Y. karakolda serbest bırakılırken kız kardeş Kürtçe CD yüzünden bir gün süreyle göz altında tutuldu.
H.Y., emniyet müdürlüğünde polislerin hakaret ve psikolojik baskısına maruz kaldığını iddia etti.
"Polis bana 'dağa çık' dedi"
H. Y. emniyette polislerin kendisine sürekli "Dağa git, kuzey Irak'a git. Sizin devletiniz orada. Bizim devletimizi niye işgal ediyorsunuz. Siz işgalcisiniz. Sen dağa git, yolun açık olsun" dediklerini aktardı ve ekledi: "Daha sonra çocuk şubesine götürüldüm. Oradaki Şube Müdürü de beni odasında 2 saat ayakta bekletip, hakaret etti."
İşittiği sözlerden rahatsızlık duyduğunu dile getiren H.Y., polisleri savcılığa şikayet etmeyi düşündüğünü ancak daha sonra bu kararından vazgeçtiğini belirtti: "Bir gün gözaltında kaldıktan sonra savcılığa çıkarıldım. Polisleri savcıya şikayet etmeyi düşündüm. Ancak ifademi alan savcı da, bana 'Sen bu CD'yi bir gün izlersin, iki gün izlersin, üçüncü gün dağa çıkarsın' deyince, şikayet etmekten vazgeçtim. Devletin kurumları, insanları terörize ediyor."
Onat: Müdafi olmadan çocukların ifadesi alınamaz"
Onat, çocukların sadece koruma ve adli amaçlı olmak koşuluyla kanunların öngördüğü şekilde gözaltına alınabileceklerini belirtti.
H.Y.'nin hak ihlaline uğradığını düşünüyorsa şikâyetçi olmaktan vazgeçmemesi gerektiğini belirten Onat, "Kendisine kötü davrandığını söylediği savcının dışında Adana'da başka müracaat savcıları var. Yazılı bir şekilde yaşadıklarını şikayet dilekçesi haline getirip polis memurları ve savcı hakkında suç duyurusunda bulunmalı" dedi.
Onat, 18 yaşından küçük tüm çocuklara emniyette veya çocuk şubede müdafi atamasının zorunlu olduğunu, çocukların susma hakkı olduğunu ve müdafi olmadan çocukların ifadesinin alınamayacağını belirtti.
Haberde de ihlal var
Onat, yaptığı haberlere iki çocuğun yaşadığı hak ihlalini gündeme getiren Ülkede Özgür Gündem Gazetesi'nin de haberde 18 yaşındaki H.Y.'nin ismini açık şekilde yazmasının ve H.Y'nin mozaiklenerek de olsa fotoğrafının kullanmasının da başka bir çocuk hakları ihlali olduğunu söyledi.
"18 yaşını doldurmamış kişilere çocuk denilmekle birlikte henüz 18 yaşında olan birisi de çocuk kapsamında değerlendirilir. Bu itibarla ağabey H.Y. henüz 18 yaşını doldurmadığından çocuktur. Haberde hem henüz çocuk olan birisinin adını açıklamışlar hem de -bir an için bunun 18 yaşını doldurduğu fikriyle yapıldığını düşünsek bile- ağabeyinin ad ve soyadı verilerek kardeşinin de bu şekilde kimlik bilgileri deşifre edilmiş"
Değirmencioğlu: Kürtçe baskı aracı olarak kullanılıyor
Doç. Dr.Serdar Değirmencioğlu, Türkiye'de birçok insanın yabancı dil öğrenmeye ve yabancı dilde eğitim yapan okullara girmeye uğraştığı bir dönemde bu topraklarda kullanılan bir dilin baskı aracı olarak kullanılmasını kaygı verici olduğunu belirtti.
Keyfi kötü muameleye ve baskıya maruz kalan çocukların ve gençlerin buna doğal olarak tepki vereceklerini ifade eden Değirmencioğlu, etnik farklılıkları yok sayan anlayışın keyfi ve kötü muameleye verilen tepkileri bahane haline getirerek baskının sürekliliğini sağlamak için gerekçe olarak kullandığını ifade etti.
Değirmencioğlu, çocukların karşılaştıkları keyfi ve kötü muamele karşısında hakları olduklarını bilmelerinin büyük önem taşıdığını söyledi.
Polis izinsiz ve keyfi arama yapamaz
Polis Vazife ve Selahiyet Kanunu' nun 9. maddesine göre polis, hakim kararı olmadan izinsiz ve keyfi üst ve kimlik araması yapamaz.
Geçtiğimiz günlerde Anayasa Mahkemesi kararıyla güvence altına alınan bu maddeye göre polis havaalanı, kamu kuruluşlarındaki x-ray cihazı ile güvenlik amaçlı aramalar dışında; karayolundaki aramalar da dahil izinsiz uygulama yapamıyor.
Mahkeme oybirliğiyle aldığı kararda Anayasa'nın 20. maddesine atıfta bulunarak "Özel yaşama müdahale oluşturan aramalarda hakim kararı güvencesi aranmalıdır" dedi.
Film bir gerillanın hayatını anlatıyor
16 yaşındaki H.Y.'nin çantası bulunan Beritan adlı film, 1992 yılında PKK ile Türk Silahlı Kuvvetleri arasında yaşanan çatışmada kendini uçurumdan atarak hayatına son veren Beritan Lelikan'ın (Gülnaz Karataş) hayatını anlatıyor. (KÖ/EK)