Haberin İngilizcesi için tıklayın
Kadir Has Üniversitesi Enerji ve Sürdürülebilir Kalkınma Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Volkan Ediger, Karadeniz’de bulunduğu açıklanan 320 milyar metreküp doğalgaz rezervinin değerinin 60 ile 70 milyar dolar arasında olduğunu söyledi.
Maliyet hesaplamasının önemine de vurgu yapan Ediger, kuyu açımından platform kurulmasına, boru hattı döşenmesinden arıtma tesisi kurulmasına kadar birçok maliyet kalemi olduğunu ifade etti.
TIKLAYIN - Doğalgaz nasıl çıkarılır?
"Aynı anda çıkartılamaz"
Keşfedilen doğalgaz rezervinin Türkiye’nin 6 yıllık ihtiyacını karşılayabileceğini fakat bu büyüklükteki rezervin aynı sürede çıkartılamayacağını anlatan Ediger şöyle konuştu:
“Türkiye’nin yıllık tüketimi 50 milyar metreküp. Yani keşfedilen rezerv 6 yıllık ihtiyacımızı karşılayabilecek düzeyde. Fakat bu kadar büyük bir sahada hiçbir zaman yılda 50 milyar metreküplük üretim yapılamaz. Onu kim söylerse yalan söyler.
“Kaldı ki henüz bir kuyu açıldı. Hatta henüz yarısı delindi. Bin metrede şu an. İki bin metreye inilecek. Bunun gibi bir sürü kuyu daha açılacak. Son rezerv revizyonu yapılacak, ispatlanmış rezerve çevrilecek, akış testleri yapılacak, üretim planlaması yapılacak. Bu aşamada ne karlılığını ne de maliyetini biliyoruz.
“Ancak gazın basıncına, kayaların gözenekliliğine, nerede tüketileceğine gibi binlerce faktöre bağlı olarak yıllık üretim kapasitemizi belirleyebiliriz.
“Yıllık 5 milyar metreküp üretebilirsek, ki bu tüketimimizin yüzde 10’unu karşılar, harika bir istatistik olur. Ne kadar üretim yapabileceğimiz de 3-5 sene sonra belli olur.
"Birçok masraf kalemi var"
“Rezervin bugünkü koşullar altında 60 ile 70 milyar dolar arasında bir değeri var. Fakat doğalgazı çıkarabilmek için de bir sürü masraf yapılacak. Personel alınacak, belki eğitilecek, birçok kuyu açılacak, platform kurulacak, boru hatları yapılacak… Yapılan masrafı düştükten sonra ancak Türkiye’nin net karı belli olacak.
“Biz daha bir kuyunun yarısındayız. O kuyu tamamlanacak. Ondan sonra 10 kadar daha test kuyu açılacak. Rezervin olduğu kesinleşecek. Kocaman bir kaya düşünün, kilometrelerce büyüklükte. Biz daha onun tek bir noktasını delmişiz. Bu kayanın sadece tek bir noktası hakkında bilgimiz var. Ayrıca kayanın her noktası aynı özelliklere sahip olamaz. Daha fazla kuyu açarak testler gerçekleştireceğiz. Bir nevi kuyular açarak doğalgazın ve kayanın üç boyutlu bir tomografisini çekeceğiz. Eni nedir, boyu nedir, kalınlığı nedir, kayanın özellikleri nedir bunu öğreneceğiz.
“Ancak ondan sonra üretim kuyuları açılacak, platformlar kurulacak. Üretim sabit platformların üzerinde yapılacak. Doğalgazın içindeki kükürt miktarı çok fazlaysa arıtım tesisi kurulacak. Arıtma tesisi kurulduktan sonra boru hatları inşa edilecek. O da az buz değil. Aşağı yukarı 175 km uzunluğunda ve denizin altında, ki deniz de 2 bin metre derinlikte.
“Bizim bu teknolojimiz yok. Dışarıya parayla yaptıracağız. Hattı karaya çıkaracağız. Karaya çıktıktan sonra bağlantıları yapacağız. Bunların hepsi önemli miktarda giderler.”
"Önemli olan bunu Türkiye'nin yapması"
Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı üzerinden yürütülen "yerli ve millilik" tartışmasına da değinen Prof. Dr. Volkan Ediger, “Bu tür iddialar her zaman olur. Belli bir yabancı personel istihdam edilebilir. Tıp da bile var, Türkiye’de bir sürü yabancı doktor çalışıyor. Bence yabancı personel istihdam edilmesi çok büyük bir sorun değil. Çünkü önemli olan gemi kimin? Türkiye’nin. İdare kimin? Türkiye’nin” dedi.
Egider şöyle devam etti:
“Türkiye yerli ve milli olmaya uğraşıyor ama yeterli teknolojiye sahip değil. Mesela platform kurulacak ama Türkiye bunu kuramaz değil mi? Yabancı bir firmaya vereceğiz. Kaldı ki hepsinin milli olacağını söyleyen, saçma söyler asıl. Niye? Sen hayatında ilk defa derin deniz bir sondaj gemi almışsın. Daha önce bir deneyimin var mı? Daha önce sondaj gemisinde hiç çalışan Türk var mı? Yok. Mecbursun onları dışarıdan alacaksın.”
Keşfin bir milat olduğunu söyleyen Ediger şunları söyledi:
“Keşif önemli bir milat Türkiye için. Türkiye tarihinde ilk defa bir gemi satın aldı ve o gemiyle denizin ortasında sondaj yapmaya başladı. Sonra da rezerv buldu. Bu tarihe geçecek çok önemli bir başlangıç. Ama artık önemli olan bundan sonrası.
“Bundan sonra nasıl gelişecek? Tamamıyla yerli olmak için çalışacak mıyız? Bu güzel başlangıcı devam ettirebilecek miyiz? Gerekli yapılanmaları kurabilecek miyiz? Altyapıyı oluşturabilecek miyiz? Gerekli personeli yetiştirebilecek miyiz? Artık önemli olanlar bunlar.
“Türkiye’nin en büyük sorununu çözmeye yönelik bir girişim ancak eğer bu adımlar atılırsa çok güzel bir başlangıç olur.”
"Beklenti çok yükseltildi"
Keşfin yurttaşa yansımasından da bahseden Ediger beklentinin çok büyük olduğunu fakat beklendiği gibi ihracatçı konuma geçilemeyeceğini söyledi:
“Açıklanan 320 milyar metreküpük rakam Türkiye için çok iyi ama milletin beklediği gibi bizi ihracatçı konuma geçirmez. Söylenildiği gibi ‘Doğalgaz fiyatları yarıya düşecek’ diye de bir şey yok tabii, mümkün değil. Bu rezervin etkisi çok sınırlı kalır.
Ama eğer ki yıllık tüketimimizin yüzde 10’unu yerli kaynaklarla üretsek çok önemli bir gelişme olur. Çünkü şu an sadece yüzde 2’sini üretebiliyoruz. Bunu yüzde 10’a çıkarsak ekonomiye ciddi katkısı olur. Bu fiyatlara da yansıyacaktır, indirim olacaktır ama beklentileri çok yüksek tutmadan sabırla beklemek lazım."
"Hükümet açıklamada erken davrandı"
Son olarak televizyondaki tartışmalara değinen Ediger, hükümetin müjdeyi açıklamada erken davrandığını ifade ederek şöyle konuştu:
“Hükümet halkla ilişkiler boyutunu iyi yürütemedi. Bir kuyu delmişsin, kuyunun yarısındasın daha. Bu durumdayken çok büyük laflar ediyorsun. Alelacele toplanıp ‘Bulduk, köşeyi döndük, eski sıkıntılar bitti’ açıklaması yapıyorsun. Acele etmeyip, beklenip, bir iki tane daha kuyu açılıp yere daha sağlam adımlarla basılabilirdi. Daha sağlam verilerle bu konu halkla duyurulabilirdi. Ama yapmadılar. Tüm tartışmanın çıkış noktası da burası zaten. Veriler net değil.
"Aceleye geldiği için şimdi hükümeti sevenler övüyor, sevmeyenler de ‘Bunda hiçbir şey yok, hava gazı şişiriliyor’ diyor. İkisi de yanlış bence. Daha sakin, daha vakur şekilde beklemek şu an için en sağlıklısı. Bunun önemli bir başlangıç olduğunu anlamak ve bundan sonraki güzel gelişmeleri desteklemek önemli olan.
"Tekrarlamakta yarar var. Bu Türkiye petrol aramacılığında önemli bir milattır. İlk defa denizde kendi gemimizle bir yol açtık. Ne fazla abartmalı ne de fazla yermeliyiz. Daha bilimsel verilere odaklanmalı ve beklemeliyiz."
Prof. Dr. Volkan Ediger hakkındaBilim insanı, yazar, bürokrat. Ortadoğu Teknik Üniversitesi’nden lisans ve yüksek lisans dereceleriyle mezun olduktan sonra doktora derecesini 1986’da Pensilvanya Devlet Üniversitesi’nden aldı. Eğitimini jeoloji, jeokimya ve palinoloji alanlarında tamamladı. Bir süre petrol ve kömür jeoloğu olarak sektörde çalıştıktan sonra enerji kaynakları, ekonomisi, politikası, güvenliği ve jeopolitikası gibi enerji alanlarına yöneldi. 1998'de Cumhurbaşkanlığı bünyesinde ilk kez oluşturulan Enerji Danışmanlığı kadrosuna atanarak 12 yıllık süreçte Süleyman Demirel, Ahmet Necdet Sezer ve Abdullah Gül'le çalıştı. Osmanlı’da Neft ve Petrol adlı kitabıyla 2006 Sedat Simavi Sosyal Bilimler Ödülü’ne layık görüldü. Türkiye Petrol Jeologları Derneği tarafından verilen Cevat Eyüp Taşman Ödülü’nü alan ilk kişi oldu. 2013'te Power Generation Today POWER-GEN Europe tarafından belirlenen Avrupa’da enerji alanındaki en etkili 10 kişi arasında yer aldı. Sivil toplum örgütlerinin kuruluşunda ve konferans organizasyonlarında oldukça aktif olan Ediger, Türkiye’de sürdürülebilir enerji ve iklim değişikliği alanlarında çalışan ilk sivil toplum kuruluşları olan Enerji ve İklim Değişikliği Vakfı (ENIVA)'nın kurucu başkanı, Sürdürülebilir Üretim ve Tüketim Derneği (SUT-D)’nin ise kurucu yönetim kurulu üyesi. |
(HA)