Kemal Burkay'ın "Belki şehre bir film gelir, iklim değişir, Akdeniz olur, gülümse..." şiirini bilmeyen yoktur. Geçtiğimiz yaz, Rize'nin Pazar ilçesindeki tek sinema salonunun yaşadığı sıkıntıyı bianet'e yazmıştım. Büyük kentlerde sinema izlemek hiç mesele değil ama taşrada yaşıyorsanız her şey gibi film izlemek de sorun. O nedenle bölgede yapılan her türlü çalışma çok büyük önem arz ediyor.
Gola Gola Kültür Sanat ve Ekoloji Derneği, 27-28-29 Nisan 2012 tarihlerinde Artvin'in Arhavi; Rize'nin Fındıklı ve Pazar ilçelerinde ilk kez gerçekleştireceği Gola Doğa Filmleri Festivali ile bölgede yıllardır devam ettiği çalışmalara bir yenisini ekliyor. Gola iyi ki çalışıyor. Yoksa hem böylesi bir film festivalinden hem de böyle anlamlı bir etkinlikten yoksun kalacaktı Karadeniz tam da baharı karşılarken.
Gola'nın bir süredir yürütmekte olduğu yerel tarımı desteklemeyi hedefleyen, "Sürdürülebilir Yaşamın Kayıt Altına Alınması ve Meyve Mirası" projesine paralel olarak bu yıl ilk defa gerçekleştirilecek film festivali, bölge insanının doğa ile kurduğu yakın ilişkiyi pekiştirmeyi hedefliyor.
Festivalde neler var?
Festivalin amacı, doğayı konu edinen ve sürdürülebilir yaşamın dünyanın farklı yerlerindeki örneklerinden oluşan bir film seçkisi sunarak, Doğu Karadeniz insanına iç içe yaşadıkları coğrafyanın ve sürdürmeye çalıştıkları geleneksel yaşam tarzının tüm dünya genelinde ne kadar değerli ve önemli olduğunu bir kez daha hatırlatmak.
Sinemanın insanların hayatında pozitif değişimler yapabileceğine inanarak hareket eden festival organizasyonu, gösterim mekanı olarak da kullanılmayan eski köy okulları ve çay alım yerlerini seçmiş. Böylece etkinliğin bölgeye özgü bir deneyime dönüştürülmesi amaçlanıyor. Festival programına baktığımızda ise altısı yabancı altısı yerli olmak üzere toplam on iki film görüyoruz.
Yöredekine benzer deneyimlerin farklı perspektiflerden sunulacağı seçkide dünyadaki arı krizine derin, alternatif bir bakış sunan Güneşin Kraliçeleri (Queen of the Sun), suyun geleceği konusunda Güney Amerika'dan çarpıcı örnekler veren Susuzluk (Thirst) gibi belgesellerin yanı sıra 2007 yılından beri hız kazanan hidroelektrik santrallerinin (HES) Karadeniz'e geri dönülemez zararlarını konu alan Akıntı'ya Karşı gibi Türkiye'den örneklere de yer veriliyor.
Ayrıca, 2006 yapımı, José e. Becker ve Andrea Méndez yönetmenliğindeki Kutsal Tohumlar, 2010'da çekilen Geoff Lawton'un çektiği Sürdürülebilir Tarımda Toprak, Rüya Arzu Köksal'ın yönetimindeki Yollar Çimen Bağladı, İlkay Nişancı'nın çektiği Bir Yudum Bekleyiş gibi önemli belgeseller de program içindeki izlenilesi yapımlar arasında yer alıyor.
Festival'de ayrıca 2004 yılında kaybettiğimiz usta yönetmen Süha Arın'a saygı niteliğinde Eski Evler Eski Ustalar dizisininin ilk belgeseli Sisler Kovulunca belgeseli de gösterilecek. Gösterimlere paralel olarak düzenlenecek çocuk atölyesi ve söyleşilerle yöredeki katılımın arttırılması hedefleniyor.
Tüm gösterimlerin ücretsiz olduğunu hatırlatalım, programla ilgili detaylı bilgiler için de ayrıca Gola Kültür, Sanat ve Ekoloji Derneği'nin www.golader.org adresi ile www.yaylafest.org adresine bakılabilir. (UB/EKN)