Bolivya ve Venezüella liderlerine hayranlığını gizlemeyen Ollanta Humala hakkında kimi "Perulu Morales" diyor, kimi "And dağlarındaki Chavez" ifadesini yeğliyordu.
Adını ilk defa diktatör Fujimori'ye karşı giriştiği başarısız darbe girişimiyle duyuran bu eski albay, geçen yıl bu sıralarda ancak yüzde 1 dolayında seçmen desteğine sahipmiş. Ağustos ayında yüzde 5 seviyesine çıkmış. 2006 tarihli yoklamalarsa yüzde 28 olarak gösteriyordu Humala'nın oy oranını. Peru Milliyetçi Partisi'nin ( PNP ) lideri, seçmen tabanını yıldırım hızıyla genişletmeye başlamıştı bir anda. Seçimleri kazanıp kazanamayacağı belli değilse de muhafazakar aday Lourdes Flores'in en ciddi rakibi, şu anda 43 yaşındaki Ollanta Humala.
Sonra farklı haberler de çıkmaya başladı Humala'ya dair. Yakın kadrosundakilerden bazılarının adı yolsuzluk iddialarına karışmıştı. Yine bazı kadroları, kadınlara karşı şiddet kullanmaktan mahkeme önüne çıkmışlardı. Ve dahası, düpedüz faşist bir teşkilattı bu PNP. Hatta, Humala, insan kılığında yeniden yeryüzüne inmiş bir Adolf Hitler'di adeta.
Humala sol muydu, yoksa faşist mi? Ya da, Latin Amerika terminolojisiyle konuşursak, Chavez'den Lula'ya, Kirchner'den Morales'e uzanıp kıtayı saran 'milliyetçi dalga' içinde miydi, yoksa bir "etno-cacerist" mi?
İnka köklere dönüş
General Juan Velasco başkanlığındaki sol cunta, 1968-1975 yılları arasındaki iktidarı sırasında pek çok reform gerçekleştirmişti. Toprak reformu yapılmış, endüstri ulusallaştırılmıştı. Humala en büyük esin kaynağının Velasco olduğunu söylüyor. Ancak karşıtlarına bakılırsa Hitler'in etkilerini de taşımıyor değil.
Humala, kendisini Marksist-Leninist olarak niteleyen, ancak "ABD-İngiltere-Fransa emperyalizmlerine karşı halkçı bir direniş sergilediği" için Hitler'e de büyük sempatiyle yaklaşan bir aileden gelmişti.
Taraftarlarının 'Kara Gömlekliler' olarak çağrıldığı, svastikayı andırır İnka haçı taşıdıkları söyleniyor. Ayrıca sağdan ve soldan pek çok yorumcu Humala'nın ırkçı bir söyleme sahip olduğunu belirtiyor.
İnka İmparatorluğu'nun yüceliğine sıklıkla vurgu yapan Humala işgalci İspanyolların Peru'ya yalnızca feodalizm, kölecilik, kapitalizm, emperyalizm, diktatörlük gibi şeyler getirdiğini belirtirken, alternatifinse İnka köklere dönmekten geçtiğine işaret ediyor.
İnkaik halkların yaşadığı Peru, Bolivya ve Ekvador'u içeren coğrafyayı bu kökler temelinde yeniden yapılandırma arzusundaki Humala'ya göre, İnkalar yeryüzündeki yedi temel medeniyet arasında yer alıyor. Ancak İnkaların diğerlerinden farkı, örneğin Araplar, Çinliler veya Avrupalıların aksine, düzlükte değil dağlarda kurulmuş bir büyük medeniyet olmaları.
Peru'nun neoliberal dönemini kapatacağını söyleyen Humala, neoliberalizmin köklerinin bireye dayalı egoist toplumda olduğunu iddia ediyor. İnkaların ise aile temelinde örgütlendiğine işaret ediyor.
Büyük sermayeyi kamulaştıracağını belirten Humala, faşist olup olmadığına dair bir soruyu ise "faşizm büyük sermayenin ideolojisidir, ben onlara karşıyım" diye yanıtlamıştı. Humala ayrıca muhaliflerinin iddialarının aksine cacerist değil milliyetçi olduğunu söylüyor. Ancak yine de keskin bir anti-Şili tavrı olduğu aşikar. Nitekim ulusallaştırma programından söz ederken dahi, Humala "stratejik sektörleri tutan Şili şirketleri" ifadesini özellikle ve daima kullanıyor.
Ordu ideolojisi: Cacerizm
Şili'nin kuzey komşularına saldırmasıyla başlayan Pasifik Savaşları (1879-1883) sırasındaki Peru direnişinin kahramanı olan Andres Cacares'in adından gelen Cacerizm bu ülkede bir 'ordu ideolojisi' olarak biliniyor.
Şili karşıtlığı, kaybedilen toprakların geri alınması talebi ve tarihsel köklerin vurgulanması olarak özetlenebilecek Cacerizm, siyasal yelpazenin hem sağ hem de sol kanatlarında yandaşlara sahip.
Gazını kendi eliyle satmak isteyen Bolivya'ya limanlarını kullanma izni vermeyen, Bolivya ve Peru'nun toplamından daha yüksek bir silah harcaması bulunan ve ülkesinde yaşayan yerli halklara karşı devlet terörü uygulayan Şili'nin bu tavırları Peru'daki cacerist eğilimi besliyor. (GÇ/TK)