2000 yılı Sonbaharı'nda başkent Grozni'de Rus ordusunun bombardımanı sırasında, aylar boyunca bir bodrumda saklanan Salgireev (53) Çeçenistan'ın yüz yüze kaldığı çevre felâketini böyle özetliyor.
"İçtiğimiz kar suyuna yanan petrol rafinerileri ve kimyasal fabrikaların kalıntıları karışmıştı"
Çeçenistan'da 1996 yılından beri devam eden savaşın çevrede bıraktığı kirli miras korkunç boyutlara ulaşmış durumda.
Hedef: Korsan rafineriler
Rusya'dan kopmaya çalışan Çeçenistan'ı kontrol altında tutan savaş baronları ve silahlı çetelerin temel gelir kaynağını fabrikalar, rafineriler ve petrol kuyuları oluşturduğu biliniyor.
Rus Ordusu sonbaharda (2000 yılı) Çeçenistan'a karşı harekâta başladığında, Kremlin'in; önce fabrikalara, rafinerilere ve petrol kuyularına saldırılmasını emretmesinin temel nedeni de buydu.
Rus Ordusu Ekolojik Hizmetler Bölümü Başkan Vekili Alevtin Yunak Çeçenistan'da yaklaşık olarak 15 bin adet yasa dışı rafineri bulunduğu yolunda tahmin yürütüyor.
Kaçak işletilen bu rafinerileri Rusya bombaladığında, petrol ve benzin; bölgeye dağıldı, su ve toprağa nüfuz etti.
Nehirlere yayılan petrol doğal yaşamı tehdit ediyor
Dağıstan Doğa Koruma Deniz Hizmetleri'nde görevli uzman Ilgar Şahmardanov'un verdiği bilgilere göre:
"Nehirlerdeki petrol miktarı, normal olarak belirlenen ölçünün bin katı. Bölgedeki Sunzha, Jalka, Yaman-Su ve Aksay nehirleri önce Terek Nehri'ne, oradan da Hazar Gölü'ne akıyor ve kara altın da denilen havyarı üreten Mersin Balığı'nı tehdit ediyor.
"Petrol tabakası, Terek'in yüzeyini tamamen kaplamış durumda."
Başka bir anlatımla, Dağıstan; Çeçenistan'dan gelen petrol atıklarının toplandığı bir çöplüğe dönüşmüş durumda.
Ne var ki, savaşa rağmen, yasa dışı petrol üretimi sürüyor.
Tarım arazileri de kirlendi
Grozni'den gelen Çeçen mülteci Marika Mogomadova "Topraklarımızı temizlemenin kaç sene süreceğini Allah bilir" diyor. "Her şey, musluktan akan su bile petrol ve kimyasal kokuyor. Kendi bahçemde yetiştirdiğim meyve ve sebzeleri kızıma veremem. Onu zehirlemekten korkarım."İÇ/GK/NU)