"Arafat'ın ölümünden sonra yeni bir aşama olarak görülen devlet başkanlığı seçimlerinin ciddi bir değişiklik yaratmayacağını" savunan Kar, Hamas ve İslami Cihad'ın seçimin en güçlü adayı, Filistin Kurtuluş Örgütü lideri Mahmut Abbas'ı (Abu Mazen) desteklemediğini, ancak Filistinlilerin İsrail karşısında ortak bir duruş sergilemek için kendi aralarında çatışmaktan kaçındığını ifade ediyor.
Bu tabloyu değerlendiren İsrail'in şiddet ve saldırı politikasını sürdürdüğünü kaydeden Kar, Mahmut Abbas'ın seçimlerden sonra barış masasına oturma söylemiyle daha çok İsrail İşçi Partisi'ni hedeflediği görüşünde.
Kar, Filistin seçimlerinin bağımsız bir Filistin Devleti'nin kurulması yolunda yeni bir olanak yaratmaktan çok Arafat'tan boşalan siyasi erkin doldurulması işlevi olduğunu belirtiyor.
İsrail'e karşı yeni toparlanma yok
Devlet Başkanlığı seçimlerini bianet'e değerlendiren Kar, "Filistin cephesinde aslında, seçimlerin İsrail karşısında yeni bir çıkış ve toparlanma sağlaması bekleniyordu. Ancak bunun mümkün olmadığı ortaya çıktı" diyor.
Bu durumu, "Mahmut Abbas'ın Arafat'ın çizgisinden ayrılmaması, hatta daha geri noktada durması" ile açıklayan Kar, Abbas'ın bu tutumun Filistinli gruplar açısından sonucunu şöyle özetliyor:
* Filistin cephesinde Arafat'a muhalif güçler, şu anda da muhalefetini sürdürüyor. Bunların başında Hamas ve İslami Cihat ve Halk Cephesi ve diğer örgütler geliyor.
* Dolayısıyla bu seçime yüklenen misyon, gerek Avrupa'nın gerekse diğer güçlerin Filistinlileri etkileyen bir konumu yok. Kısacası haritaya ekleyeceği yeni bir unsur yok.
İsrail tabloyu görüyor
Kar, "İsrail, daha önce yol haritası önünde engel gördüğü Arafat'ın ölümüne rağmen, hiçbir barış görüşmesinin önünü açacak bir girişimde bulunmadı. Aksine geleneksel terör ve yayılmacı politikasına devam ediyor" diyor ve ekliyor:
* Dolayısıyla bu seçimlerde sadece Arafat'ın yerini resmi anlamda dolduracak; barış görüşmelerine muhatap olacak birisi seçilecek.
* Aslında İsrail de bu tabloyu çok iyi gördüğü için seçimlerde yumuşamaya yönelik, iyi niyetli bir adım atmaktan uzak. Tam tersi son 2 günde 50'ye yakın insan öldürdü.
* Öte yandan Filistin'de direniş de devam ediyor. Hamas ve radikal güçler, İntifada'yı güçlendirmek için çağrılar yapıyor. El Fetih de bu konuda bölünmüş durumda ve Abu Mazen, El Fetih'in tamamının onayı ile seçilmeyecek.
* Ama şu an için Filistinliler içinde taraflar, başta İsrail'in beklentisini boşa çıkartmak amacıyla, birbirlerine karşı savaş açmaktan kaçınıyorlar ve bu süreyi dayanışma içinde geçiriyorlar.
* Bu, barışa olan umutlarından değil.
Barış görüşmelerinde 4 nokta
Abbas'ın barış görüşmelerine muhatap kişi olarak seçilmesine karşın barış görüşmelerinde olmazsa olmaz dört nokta olduğuna dikkat çeken Kar, "Bunlar yerine getirilmezse Abbas'ın bunlardan vazgeçmesi beklenmiyor" diyor ve bu noktaları sıralıyor.
* İsrail'in 67 sınırına çekilmesi,
* Filistin'li mültecilerin geri dönüşünün sağlanması,
* Yahudi yerleşim birimlerinin Filistin topraklarından sökülmesi,
* Doğu Kudüs'ün anlaşma gereğince kurulacak bağımsız Filistin devletinin başkenti olmasını kabulü.
Kar, "Ayrıca sonradan örülen utanç duvarının tamamen yıkılması da beklenmiyor. İsrail bunların hiçbirini kabul etmiyor. Abbas'ın da bütün bunlardan vazgeçip barış yaptık demesi, Filistin halkının buna kesin karşı çıkması demek. Bunun adı da zaten barış olmaz" diyor ve ekliyor:
"Ama seçimlerin en büyük amacı Arafat'ın yerine, seçilmiş bir erkin yerini doldurmak."
Abbas'ın İşçi Partisine yaklaşımı
Abbas'ın seçimlerden sonra derhal İsrail ile barış görüşmelerine başlayacaklarına ilişkin ifadelerini şöyle değerlendiriyor Kar:
"Ortamı yumuşatmayı amaçlıyor. İsrail İşçi Partisi kısmen barışı sağlamak istiyor. Kısmen yerleşim bölgelerinden çekilmeyi, bir kısım mültecinin geri dönüşünü savunur durumda. Onların da beklentisi Filistin örgütlerinin silahı bırakması."
Çok boyutlu mesele
Kar, Filistin meselesinin çok boyutlu ve bölgesel bir mesele haline geldiğine dikkat çekiyor:
* Çok taraflı güçler işin içine girdiği için, bu aşamada Amerika Birelşik Devletleri'nin (ABD) yeni politikası, Irak'taki siyaseti, Suriye Lübnan'a dönük yaklaşımı göz önünde bulundurulduğunda, Filistin'in yalnız başına Sharon hükümetiyle barış yapması beklenmiyor. İşin bir başka boyutu da Suriye'nin işgal altındaki toprakları..
* İsrail şu anda güçlü konumda. Gerek Filistin gerekse bütün Arap devletleri ise zayıf durumda ve İsrail bunu kullanacak.
Parlamento seçimleri belirleyici
Hamas'ın Mahmut Abbas'ı desteklememesi nedenlerini şöyle açıklıyor Kar:
* Hamas ile Abbas arasında belirli pazarlıklar oldu; fakat Abbas İsrail'e karşı ön koşul koymaktan imtina etti. Yol haritasının geldiği noktadan başlayarak yeniden barış görüşmelerine oturulabileceğini, BM kararları çerçevesinde ön kabulün belli olduğunu düşünüyor.
* Filistin iç evini düzenleme konusunda Abbas'ın herhangibir tavizi olmamıştır. O zaman Hamas tutum aldı ve boykot çağrısı yaptı ve bu çağrı etkili olacak ve seçime oldukça düşük bir katılım olacağı öngörülüyor.
Bereket Kar esas olarak Filistinlilerin kendi iç sorunlarının parlamento seçimlerinde gündeme geleceğini kaydediyor. (YS/BB)