“Üniversiteye giriş sıram 38 bindi, yerleştirildiğim üniversite 58 bin ile öğrenci aldı. Yüzde yüz bursluydum.”
“Yerleştirildiğim üniversitede okuduğum bölüm yok. Başka üniversiteye başvurdum ‘Kapatılan üniversitelerden öğrenci almıyoruz’ dedi.”
“Eğitim dili yüzde 30 İngilizce’ydi, yüzde 100 Türkçe bir okula yerleştirildim.”
“Lisansüstü eğitimde tez aşamasındayım. Yerleştirildiğim üniversitede yüksek lisans programım yok.”
Yükseköğretim Kurulu’nun darbe girişimi sonrası kapadığı üniversitelerden Gediz Üniversitesi’nden dört öğrenci karşı karşıya kaldıkları durumu böyle anlatıyor.
YÖK, hukuk fakültesi dışındaki öğrencilerin İzmir Katip Çelebi Üniversitesi’ne, hukuk fakültesi öğrencilerinin Dokuz Eylül Üniversitesi’ne yerleştirileceğini duyurdu.
Gediz Üniversitesi’nden dört öğrenci de bu durumu basından öğrendiğini anlattı. Sorunlarının nasıl çözüleceğine dair bilinmezlikle karşı karşıyalar.
Bölümlerinin olmaması, bölüm olsa da eğitim kalitesinin aynı olmaması, Gediz Üniversitesi’nin garantörü olan Dokuz Eylül Üniversitesi yerine başka okula yerleştirilmek gibi sorunlardan bahsettiler.
BİMER (Bilgi Edinme Merkezi) aracılığıyla da ulaşmaya çalıştıkları YÖK’ten beklentileri, üniversite bazlı değil, öğrencilerin puanlarına ve okudukları üniversiteye eş değer üniversitelere yerleştirilmek.
Haberde isimlerinin yer almasını istememe gerekçeleri de ortak sorunlarından birinin sonucu. Dört öğrenci de özellikle sosyal medyada kendilerine dönük “FETÖ’cü, paralelcileri okulda istemiyoruz” şeklindeki paylaşımlardan bahsetti. Yerleştirildikleri üniversiteye gitseler de öğrencilerin ve öğretmenlerin tavırları konusunda endişeliler.
Bir an önce sorularına ve sorunlarına cevap arıyorlar. Sosyal medyadan da #YÖKmagduriyetimizgiderilsin seslerini etiketiyle duyurmaya çalışıyorlar.
“20 bin fark var”
A: İnşaat Mühendisliği Bölümü / 4. Sınıf
* Yüzde yüz bursla girdim. Giriş sıram 38 bindi. Katip Çelebi Üniversitesi ise aynı bölüme 58 bin ile öğrenci aldı. Arada 20 binlik fark var.
* Kazandığımız haklarımızın gaspedilmesini istemiyoruz. 38 bindeyken, İzmir’deki Ege Üniversitesi hariç tüm üniversitelere girebilecekken, İngilizce eğitim olması, daha yakın olması nedeniyle Gediz’i seçtim. İlk sene Amerika’ya gittim, 3. sınıfta Erasmus’a katıldım. Hazırlıkla birlikte beş sene çok iyi eğitim aldım. Öğrenci odaklı bir okuldu.
* Akademik seviye aynı değil. İngilizce öğrenim görüyordum. Katip Çelebi’de de öyle görünüyor ama Gediz’de iki yabancı profesör vardı, Katip Çelebi’de de hiç yabancı akademisyen yok. Derslerime giren üç profesör vardı, Katip Çelebi’de bir profesör var.
“Altyapı sorunları”
* Laboratuvarlarımız ve dersliklerimiz üst düzeydeydi. Avrupa’dan ithal makinelerle deney yapıyorduk. Katip Çelebi yeni kurulmuş, Gediz’deki olanaklar orada yok.
* Altı bin öğrencisi olan üniversiteye sekiz bin nüfusla gideceğiz. Yerleşkesinde inşaatı süren bir üniversite. Altyapı, yemekhaneler yetersiz kalacak.
“Gideceğimiz üniversitedekilerden tepkiler”
* Ben 38 bin ile girdim, ancak 100 bin ile girenler de var. Yerleştirildiğimiz üniversitelerde daha yüksek puanla giren öğrenciler de tepkili. “Başarısızlar gelecek” korkusu var.
* Yerleştirilen öğrencileri ve yerleştirildikleri üniversitenin öğrencilerini memnun etmek için bir sistem oluşturmak lazım. Topluca bir üniversite değil de bireysel bakılmalı, ÖSYM puanlarına göre yerleştirme yapılması daha sağlıklı.
* Gediz’de uluslararası geçerliliği olan mavi diploma fırsatı vardı. Şimdi o da elimizden alındı.
* Yaz okuluna para ödemiş arkadaşlarımız var, okul kapandı, para ödediler ama ders olmadığı için dönemleri uzayacak.
* Okul, stajlarımızın sigortasını ödüyordu. İnşaat mühendisliği gibi iş güvenliğinin çok önemli olduğu alanlarda sigortanın ödenememesi büyük sorun.
“Paralelcileri istemiyoruz’ baskısı”
* Sosyal medyada “Paralelcileri istemiyoruz” diye paylaşımlar yapılıyor. Üniversitenin tanıtım videosunda oynayan arkadaşlara “FETÖ’cü” diye baskılar yapılıyor. Psikolojik bir baskı var. Bizim böyle şeylerle ilgimiz hiç olmadı.
* Bir senem kaldı, yüksek lisansa başvuracaktım, isteğimi kırıyorlar. Bir haftadır çözüm yolu bulmaya çalışıyoruz, bulamıyoruz.
* Terörle bağlantılı olanların yargı önüne çıkarılması gerekir. Soruşturmaların tamamlanıp suçsuzların görevlerine dönmesi gerektiğini düşünüyorum. Tanıdığım öğretmenlere güveniyorum, böyle şeylerin içinde değillerdi. Onlardan çok şey öğreniyorduk. Onların mağduriyeti de bizi üzüyor.
* Üniversitemiz bir köyün yakınında. Köydeki insanlara da iş olanağı sağlıyordu. Köydeki teyzeler çevre düzenlemesi yapıyordu.
“Basından öğrendik”
* Okulun kapandığını basından gördük. Her bölümde sıkıntılar var. Mimarlık Fakültesi’nin öğretim üyeleri yok. Ortak paydamız, okulumuzun diğer okuldan daha iyi seviyede, daha fazla olanağının olması. Mağdur öğrenciler olarak bir araya geldik. Bölüm temsilcilerimiz görüştü. Sosyal medyada sesimizi duyurmaya çalışıyoruz.
* #YÖKMağduriyetimiziGidersin etiketiyle sesimizi duyurmaya çalışıyoruz. Sadece öğrenciler ya da sadece Gediz değil tüm mağdurları kapsamasını istedik. Hiçbir siyasi parti, oluşumla ilişkimiz yok. Olabildiğince mağduriyetin azaltılmasını istiyoruz.
* Bimer aracılığıyla YÖK’e dilekçe gönderiyoruz. YÖK, tüm sorumluluğun kendisinde olduğunu belirttiği için haksızlığı YÖK yaptı, ondan cevap bekliyoruz.
“Yerleştirildiğim okulda bölümüm yok”
B: Endüstri Mühendisliği Bölümü / 3. Sınıf
* Bu okulu birçok ulustan öğrenci ile birlikte okumak ve akademik kadro nedeniyle ailemle araştırarak bilinçli şekilde tercih etmiştim. Yüzde 25 bursluydum. Her zaman kapısını çalabildiğim eğitimcilerleydim.
* Kapatılma kararını tıpkı haberlerden izleyip darbe oldu diyerek arkadaşlarımıza dehşet içinde haber verdiğimiz günkü gibi haberlerden öğrendik. Birbirimize haber verdik. Ne YÖK ne de okuldaki yetkili açıklama yapmaksızın, bir öğle haberlerinde okulun kapatıldığını öğrendik.
* Üç yıl önce siyasi amaç gözetmeksizin tercih ettiğim okulumdan sosyal açıdan ya da eğitim açısından daha zayıf kalan üniversiteye gitmeye mecbur bırakıldım. Ancak Katip Çelebi’de Endüstri mühendisliği bölümü de yok.
* Üniversite sorun yaşadığında öğrencilerin mağdur olmaması için gideceğimiz garantör üniversite Dokuz Eylül iken oraya gidemiyoruz.
"Kapatılan üniversitelerin öğrencilerini kabul etmiyorlar"
* İzmir’de Yaşar Üniversitesi’nde de bölümüm var. Puanı daha alt sıralardaydı. Telefon ettik ve kapatılan üniversitelerin öğrencilerini kabul etmediklerini söylediler.
* İstanbul’da iki üniversiteyle görüştük. Olumsuz karar olmadığını ancak daha net bir karar da alınmadığını belirttiler.
* Okuduğum okulla eşit durumda olmayan üniversiteye aynı ücreti ödemektense başka bir özel üniversiteye ya da yurtdışına gitmeyi düşünüyorum.
* Yurtdışına gidersek ücreti yine de ödemek zorunda mıyız bilmiyorum.
* BİMER üzerinden YÖK’e dilekçe vererek sıkıntılarımı dile getirdim. Garantör üniversiteden başka bir okula gitmeye itirazımı ilettim. Olumlu ya da olumsuz sonuç bekliyoruz.
"En azından kendi binamızda kalalım"
C:. Psikoloji bölümü / 3. sınıf
* Okulun kapatıldığını haberlerden öğrendim.
* Yüzde 30 İngilizce eğitim görüyordum, şimdi Türkçe olacak.
* Burs almıyordum. Yüksek fiyatlar veriyorduk ama eğitim ve sosyal imkanlar açısından hakkedilen bir miktardı. Katip Çelebi’ye aynı parayı verdiğimizde ne kadar geri dönüş olur bilmiyoruz.
* Yatay geçiş hakkı var ama İzmir’deki Yaşar ve Ekonomi Üniversitesi kabul etmiyor. Yurtdışına gitmek de denklik açısından zor olabilir.
* Katip Çelebi çok genç bir okul, bizimki daha yerleşmiş.
* Gidip gitmemekte çok kararsızım. Baskı içindeyiz. Gideceğimiz okuldakiler de istemiyor, biz de gitmek istemiyoruz. “terörist” olarak görülüyoruz. Zan altında bırakılıyoruz. Biz de öyle olmasını istemezdik ama öyle uygun görmüşler.
* Katip Çelebi’ye gideceksek de bizim binalarda devam edelim eğitime. Öğretmenler ve öğrencilerin nasıl davranacağını bilemiyoruz. Bize karşı olanlar bize daha sert davranabilir. İzmir’de üç üniversite kapatıldı. Çok yatırım yapılmış kampüsler. Çok büyük alan demek bu. En azından okulumuzda kalalım.
"Tezime kim danışmanlık yapacak?"
D:. İş Sağlığı ve Güvenliği / Yüksek lisans
* Ders dönemimi bitirdim. Tez aşamasındaydım.
* Katip Çelebi’de okuduğum yüksek lisans programı yok. Tezimi nasıl tamamlayacağım, tez konum uzmanlık isteyen bir konu, dışarıdan destek alacaklar mı, benimle kim ilgilenecek, danışmanlığımı kim yapacak bilmiyoruz.
* Ciddi paralar ödeyip gittik en azından aynı eğitim kalitesini sağlayacak yere gönderilmemiz gerekirdi. Resmi garantör Dokuz Eylül üniversitesiydi. Orada okuduğum program var. Ama oraya göndermek yerine Katip Çelebi’ye gönderiyorlar. Katip Çelebi bu konuda ne yapacağına dair açıklama yapmadı. Diken üstündeyiz.
* Kimsenin bilgisi yok. Bilgisi olan gerekli açıklamayı yapıp duyuru yayınlarlardı. Herkese aynı şekilde paralelci gibi, muamele edildi. Mağdur olan biz olduk.
"Kimseden yanıt alamıyoruz"
* Okulun kapatılması gerekçeler karşılığında yapıldı. Buna karşı değiliz ama bu yapı temizlendikten sonra aynı sistemde devam edilebilir. Kötü yapılanmaların ayıklanması doğru ama sonuçları bu şekilde olmamalı. Mağdur olan biz olduk. Yağmurda kapıya konmuş köpek yavrusu gibiyiz, herkese soruyoruz kimseden yanıt alamıyoruz.
* Önce durdurma kararı alınabilirdi, burada gerekli düzenlemeler yapılır, hangi bölümün nereye geçmesi gerektiği, hangi üniversitenin yeterli olduğu açıklanır, kararlar detaylı şekilde öğrencilere ve öğretim üyelerine eş zamanlı bildirilirdi. Hepimiz için daha sağlıklı olurdu.
* Bizi cevapsız bırakıyorlar. Kimi muhatap alacağız? Konuyla ilgili konferanslar düzenlenmeli, öğrenciler bilgilendirilmeli. YÖK dese ki 15 Ağustos’ta konuyla ilgili detaylı açıklamaları yapacağız dese hakkımızı savunanlar var diyeceğiz.
* Dokuz Eylül’de aynı ücreti öderim, köklü üniversite, aynı bölüm var. 4 üzerinden 3.80 ortalaması olan öğrenciyim. Kazanılmış hakkım var ama sonuçta bölümü olmayan okula atanıyorum.
"Sosyal medyada parelelci diyorlar, okulda ne olur?"
* Sosyal medyada aşağılanıyoruz. Damgalandık. “FETÖ’cüleri, paralelcileri okulda istemiyoruz” diye paylaşımlar yapılıyor. O fakültelere gittiğimizde eski zamanlardaki sağ sol kavgasına mı dönecek?
* Türkiye’nin en aydın üniversitelerinden Ege Üniversitesi mezunuyum. Siyasi bir gruba katılmamış öğrenciyim. Beş yıllık üniversite hayatımda bağlı olduğum tek şey Beşiktaş taraftar grubuyken paralelci damgası yiyorum. Böyle damgalanmak hiç hoş değil.
* Gediz’i eğitim öğretim kalitesine bakıp tercih ettik, siyasi görüş güderek değil. Bir de Aliağa’da çalışıyorum, bölümüm Dokuz Eylül’de ve Gediz’de var. İşe bir buçuk saat uzaklıktakini mi tercih edersiniz yarım saat mesafedekini mi, yarım saati seçtim. Öbür türlü yüksek lisan yapamazdım.
* Hem çalışıp hem kendimizi geliştirmek için çabaladık ama “paralelci” damgası yedik. Benim paralelde ne işim olur. Hayatımda cemaatle ilgili hiçbir organizasyona katılmamış insanım.
* Aynı seviyede aynı düşünce yapısına sahip insanlar arasında ikilik yarattılar.
* Kızkardeşim de Gediz Üniversitesi’nde okuyor. Onu yerleştirildiği okula göndermekte şüphe ediyorum. Okulda biri bir şey derse, o da tepki verirse, sosyal medyada yazanların nasıl tepki vereceklerini kestiremiyorsunuz. (BK)