"İntifadan önce 40 dükkana dağıtım yapıyorduk"
Ganem, "Herkesi, hatta can kurtaranları bile arıyorlar" "Beş dakikadan iki saate kadar alabilir. Eğer o gün mutlularsa, sizi geçirirler. Yok, değillerse, sizi bekletirler." Diyor.
Muavini Nidal Abed,"Haftanın dört günü bizi geri çeviriyorlar. İntifada'dan önce günde 40 dükkana dağıtım yapabilirdik. Şimdi ancak 10 dükkana yapabiliyoruz." Oturuyoruz. Minibüs boşta çalışıyor" diyor.
Geçen sonbaharda İntifada'nın başlamasıyla Batı Yakası dünyanın ulaşımı en zor piyasası haline gelerek, amacı 200 ülkede elini uzatana derhal 230 çeşit içecek vermek olan Coca-Cola'nın o gurur duyduğu dağıtım şebekesi önünde engel çıkartmaya başladı.
Ganem ve Abed'in durumu, şirketin küresselleşmesiyle çelişen bir şekil arz ediyordu.
Ganem ve Abed'in, ütülü Coca-Cola gömlekleriyle sanki yatırımcılar için hazırlanan broşürlerden çıkmış gibilerdi. Ancak bu günlerde (işgal altındaki) bölgelerde küresel bir malı dağıtmak olağan günlük bir işten bambaşka bir şey.
Tabii ki Batı Yakası'nda ve Gazze'de iş yapmak hiçbir zaman kolay değil. İsrail'in sınır kapıları ve yollarda kurduğu güvenlik kontrolleri üretim maliyetini yüzde 35'le dünya rekoru haline getiriyordu. Dünya Bankası ekonomisti Sebastian Dessus'a göre bu rakam dünyadaki herhangi bir bölge ortalamasının üç katıdır.
1998'de Filistin'de, Coca-Cola işini ele geçiren Ramallah Ulusal Meşrubat Şirketi bu zorluğu göğüsleyebilecekti. Bölgelerde dolaysız dağıtımdaki öncüllüğünden, Ramallah'daki en son model şişeleme fabrikasına, Arafat'ın hükümetine kadar 4 Filistin şehrinde dağıtım merkezleri bu şirket tarafından yapılıyordu. 60 kamyonluk bir filoyla 10 bin dükkan, satış makinası, restoranlar haftada iki kez dolduruluyordu.
Herkesi 1 dolar askere bedava
Kontrol kapıları, yakındaki Kibya, Nalin ve Şuba gibi köylere ulaşımı düzenli aralıklarla zorlaştırılıyor. Ayn Arık'dan sonra sonunda sıra bize geldiğinde,
"Hangi şirket?" diye soruyor asker sanki minibüsteki koca kırmızı yazıyı görmemiş gibi.
"Coca-Cola."
"Kaça satıyorsunuz?"
"Beş şekele (1.25 dolar)"
"Peki benim için?"
"Sana bedava"
Asker litreliği alıyor ve geri dönüşte de bir tane istediğini söylüyor. "Kolayı alırlarsa geçiyoruz, yoksa başımız belada" diyor Ganem. "Kibya'ya haftada bir gitmemiz gerekiyor. Eğer ayda bir gidersek şanslıyız. Jericho'da eğer kamyonda bir kadın yoksa geçemiyoruz. Bir kadın buluyoruz, ona biraz para ödüyoruz, geçtikten sonra da bırakıyoruz onu." Peki bu da işlemezse? "Kontrol kapısının yanına park edip her şeyi öteki taraftaki bir arabaya taşıyoruz."
Bu iş tehlikeli bir iş. Haziran'da bir göçmen attığı bir taşla Ganem'in omuzunu yaralamıştı. İsrail askerleriyle ilişkiler ise daha iyi değil. "Bu ay dört beş kere tokatlandım. Pek sorun değil. Önemli olan beni öldürmemeleri" diyor.
Mart'da Nablus yolunda bir asker ensesine dayadığı namluyla kamyondan indirmiş ve anahtarları almış. Şirkete ve daha sonra da ABD elçiliğine telefonlar edilince yapılan pazarlıklar sonucu kendisi ve muavini serbest bırakılmış.
Ancak bu günlerde ABD'nin sözünü Gazze ve Batı Yakası'nda etmek pek de kurtarıcı olmayabilir.
Ayaklanma başladığında komşu Mısır ve Ürdün'de yerel boykotlar başladı.
Ulusal Meşrubat şirketinin Genel Müdürü Faruk Fannuş." Bir sürü tehdit alıyorduk" diyor. Bu işin Filistinli işçilerle yapılan bir iş olduğunu, hisselerin yüzde 15'ni elimizde tuttuğumuzu anlatamadık" diyerek sözüne devam ediyor.
İşgal altındaki bölgelerde işsizliğin yüzde 50 olması nedeniyle Filistinli yetkililer de Coca Cola şirketine sıcak bakıyorlar. "Coca-Cola burada 400 kişiye iş veriyor, bu yüzden boykot çağırısına direndik" demektedir Ulusal Boykot Komitesi'nin koordinatörü Salah Al Hanieh.
Fannuş, "kolanın tadına Filistinlilerin İsrail'den alıştıklarını" söylüyor.
52 yaşındaki Umm Halit'in ne kola savaşı ne de boykot pek umurunda değil. İşsiz kocasıyla beraber kendisiyle yaşayan 8 çocuğu var. "Alışverişe çıkanlar politika almıyorlar, gereksinimleri neyse onu alıyorlar. Ekmek için para yoksa, kola almayı nasıl düşünebilirim kı?" diyor.
Burger King'in İsrail'deki bölümü Ma'ale Adumim göçmen köyünde 1999'da bir şube açmaya yeltendiğinde Arap-Amerikan guruplarınca boykot tehdidi altında kalan restoran Burger King ile tüm ilişkilerini kesmek zorunda kaldı. İsrail göçmenlerini bir Filistin şirketi örtüsüyle korumak Coca-Cola'yı benzer bir utançtan kurtarmaktadır.
Ganem için iyi komşuluk çitlerle değil, meşrubatla olmaktadır. Bu sabah geriye çevrildiğimiz Halmiş göçmen köyü yakınında bir asker iki kola kapağı çıkararak mükafat kazanıp kazanmadığını sordu. Ganem kapakları kontrol ettikten sonra askere 2 litrelik bir kola verdi.
Ganem, 4 yıldır maaşına zam almadığından şikayet ediyor. Neden başka bir iş bulmuyor? "Başka iş yok ki" diyor Abed. Ayn Arık'daki son kontrol kapısından dönerken beş asker bizi durduruyor. Üç şişe alıyorlar, kapaklarını atıyorlar. Biz kapıdan geçerken Abed onlara bağırıyor, "Durun, atmayın, kapaklarda mükafatlar var!.." (NK)
Yazının kaynağı: www.businessweek.com/index.html