Aliza Stern (38), Boston’da yaşıyor, bir medikal firmada çalışıyor. 2013’te yakalandığı meme kanseri sonucunda ameliyat ve radyoterapiden geçmiş. Şu anda meme kanseri önleyici bir deneysel ilaç kullanıyor ve ilacın en büyük yan etkisi yorgunluk.
Buna rağmen başka bir kanserli arkadaşının ısrarıyla 119. Boston Maratonu’na kayıt olmuş ve 6 aylık bir antrenman sürecinin sonunda geçtiğimiz pazartesi günü 4:52:49’lık dereceyle yarışı tamamlamış.
Harvard Üniversitesi’ne bağlı Dana Farber Kanser Enstitüsü’nün Maraton Takımı’yla koşan Stern’e göre, 571 kişilik maraton takımında 20 kişi kendisi gibi kanser geçmişine sahipmiş. Hatta bunlardan bazılarının tedavileri hala sürüyormuş.
Stern ile maraton deneyimi ve kanser tedavisi esnası/sonrası spor yapmanın önemi üzerine söyleştik.
Maratona katılma kararını hatırlıyor musun?
Kanser teşhisim konulduktan sonra sağlıklı kalabilmenin yollarını araştırmaya başladım. Eskiden yaptığım koşuları arttırmaya başladım. Birkaç ay çalıştıktan sonra yarımaraton koştum. Sonra Dana Farber Destek Grubu’ndaki bir arkadaşım maraton koşacağını söyledi ve bana ısrar etti. “Emin değilim” derken, arkadaşım “Zaten yolun yarısına gelmişsin. Artık tamamla” diyerek kanıma girdi.
Artık öyle bir noktaya gelmiştim ki, kendi kendime şöyle dedim: “Çok zorlu bir kanser tedavisinin üstesinden gelebildin. Neden maraton koşamayasın ki?” Tek hatırladığım ardından Dana Farber’a başvurup maraton takımlarına nasıl dahil olabileceğimi sormak oldu.
Onkologlara koşup koşamayacağını sordun mu?
Elbette! Kendimi iyi hissettiğim sürece koşmamı önerdiler. Aslına bakarsanız, onkologlar tedavinin her aşamasında yapabildiğiniz kadar egzersizi öneriyorlar. Bana aşırı kilo almamak ve düzenli egzersiz yapmanın nüksleri azalttığını söylediler. Özellikle de meme kanseri vakalarında.
Nasıl hazırlandın maratona?
Antrenmanlar konusunda çok şanslıydık çünkü çalıştırıcımız 1976 Boston Maratonu’nu kazanan Jack Fultz’du. Size bir program veriyor ve onu düzenli takip ederseniz her şey çok kolay oluyor. Haftada 6 gün koşuyorsunuz, 1 gün tatil. Ama bunlardan yalnızca 1 tanesi uzun koşu içeriyor. Ben haftada 3-4 defa koşuyordum ve bazı esneme derslerine gidiyordum.
Hiç zor gelmedi mi?
Gelmez mi! Bir noktadan sonra bütün hayatınız yeme, içme ve koşudan oluşuyor. Bir de uzun uyumalar var elbette. (Gülüyor)
Yararı oldu mu?
Maraton koşmak full-time bir iş gibi geliyordu. Ama diğer yandan kanser tedavisinden sonra biraz kendime gelmek istiyordum. Belli bir program dahilinde bunu yapmak sağlığımın yerine gelmesine yardımcı oldu diyebilirim. Kanser ile kaybettiğim bedenim üzerindeki kontrolü, koşu ile geri buldum.
“Kanser tedavisi ve maraton birbirine benziyor”
Kanser ve maraton. Sence iki tezat terim mi bunlar?
Aslında kanser tedavisi ve maraton birbirine çok benziyor. Çünkü ikisinde de elinize bir plan tutuşturuluyor ve tek yapmanız gereken o planı sıkı bir şekilde takip etmek. Ondan sonra birgün geliyor ve program bitiyor. Ve bir bakmışınız ki, tedavi de maraton da bitmiş.
Maraton sonunda ne kadar bağış topladın?
Tamı tamamına 11 bin 222 dolar!
İnanılmaz bir rakam! Yalnızca bağış mı topladın?
Hayır. Dana Farber’da hasta - koşucu programı var. Her koşucu bir kanser hastasıyla eşleşiyor ve onun için koşuyor. Bazıları çocuk hastalar için koşuyor.
Ben bunun için kanser tedavisi gören eski bir arkadaşım Jessica’yı seçtim. Ona bunun bir gün sona ereceğini ve bir gün onun da benim gibi koşabileceğini anlatmak istedim.
Her cumartesi antrenmanından sonra birbirimizi aradık. Yine böyle bir gün bana “Ben de bugün 2 kilometre yürüdüm” dedi. Bu yolda hep beraber olduğumuzu düşündüm.
Maraton boyunca zor anlarında sana güç veren bir düşünce oldu mu?
Sanırım kimseyi hayalkırıklığına uğratmama durumu bende baskındı. Sonunda birçok insan benim burda koşmam için bağışta bulunmuştu. O yüzden bayağı kişiselleştirmiştim maratonu. Maratonumu adadığım Jessica’nın da moral bulup iyileşmesi de hep aklımdaydı.
“Bir kez maraton koştuktan sonra her şeyi yapabilirsin”
Maratonu bitti. Kendini nasıl hissediyorsun?
Koşunun zaferinden sarhoş bir haldeyim diyebilirim. Havalarda uçuyor hafiften…(Gülüyor) İnsan bir kere maraton koştuktan sonra her şeyi yapabileceğini düşünüyor. Bütün yaptığım çalışmaların işe yaradığını görmek de çok sevindirici. Bu kadar zorluğun üstesinden geldikten sonra insan “kesinlikle sıradan şeylerle tatmin olma” diyor kendi kendine.
Şimdi ne yapacaksın?
Ben de şu an bunun üzerine kafa patlatıyorum. Anladığım bir şey, önüme çıkan fırsatları kaçırmamak oldu. Seyahat etmek istiyorum. Kariyerimde beni daha mutlu edecek şeyler yapmak istiyorum.
Peki ya koşu planların?
Her ne kadar maratonu bitirdikten sonra New York Maratonu’nda koşmam için teklifler alsam da, bundan sonra yarı maraton koşmak istiyorum. Tam zamanlı bir işte çalışırken, yarı-maraton koşmaya daha çok vakit ayırabileceğimi düşünüyorum. Bütün boş zamanımı almadan bireysel meydan okumalarıma devam etmek istiyorum. (BM)