İlk kurşun atıldığı anda 500 bini aşkın kalabalık korkunç bir paniğe kapılmıştı. İstanbul'un göbeğindeki Taksim Meydanı bu silah sesi ile o güne kadar yaşamadığı bir katliama tanık oluyordu.
1 Mayıs 1977 günü, kendisini Türk siyasi tarihine "Kanlı l Mayıs" olarak yazdırıp, ardında 34 ölü, 126 yaralı ve bir dolu yanıtsız soru bırakarak gerçek bir esrar perdesi ile karanlıklara gömülecekti.
12 Eylül'den bu yana yazılan kitaplar ve anılarla pek çok olay gün ışığına çıktı. Ama l Mayıs katliamı, üzerindeki esrar perdesini bugüne kadar hep korudu. Olay, savcıların iddianamesinde vurgulandığı gibi bir tertip miydi? Bu tertibin ardındaki gizli ipleri kimler çekmişti?
Nokta bu soruları o günün en yetkili kişilerine sordu. Ama l Mayıs konusunda suskunluk sürüyordu, katliam üzerine hâlâ kimse konuşmak istemiyordu.
Nokta, araştırmasına o günlerin karanlıkta kalan sorularından başladı:
Otomatik silahla ateş açan beyaz Renault kimindi?
Inter Continental Oteli'nin alana bakan pencerelerindeki gölgeler kimlere aitti?
Sular İdaresinin tepesindeki silahlı adamlar kimlerdi?
Yaşanan katliamı an be an kaydeden polis telsizlerinde neler belgelenmişti.
0 günün görgü tanıklarının anlatımlarını inceleyen Nokta bu soruların yanıtlarını tek tek buldu. Ama 500 bin kişiyi korkunç bir paniğe sürükleyerek Kanlı l Mayısı yaratan ilk kurşun hâlâ esrarını koruyordu.
1 Mayıs iddianamesinde miting alanından ve çevreden toplanan 98 sanığın asıl suçlular olmadığı, gerçek sorumluların ergeç adalet önüne çıkacağı vurgulanmıştı.
Çeşitli mahkemeler arasında görevsizlik kararları verilerek uzayan yargılama sırasında gerçek sorumlular hakkında savcılıktan hiçbir yeni bilgi gelmemiş, dosyaya yeni sanık eklenmemişti.
Bu garip sessizliğin bozulmaması karşısında İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi, Cumhuriyet Savcılığı'ndan gerçek sorumlular hakkında yapılan soruşturmanın akıbetini soruyor; ayrıca kusurlu ve yasaya aykırı davranış içinde oldukları anlaşılan kamu görevlileri için soruşturma açılmasını istiyordu. Bu istem 9 yıl sonra ilk kez 1986 Nisan'ında yinelendi.
14 Mayıs 1986 günündeki duruşmadan önce cevap vermesi gereğine de işaret ediyor ve böylece dikkatler asıl sorumluların ve olayın aydınlanması umuduyla İstanbul Cumhuriyet Savcılığı'nın vereceği bilgilere çevriliyordu.
1 Mayıs 1977 Pazar sabahı İstanbul'da yaşam, şafak sökmeden başladı. İşçiler, öğrenciler, öğretmenler, memurlar, doktorlar, mühendisler, değişik meslek grupları Beşiktaş ve Saraçhane'de toplanıyordu. Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu'nun (DİSK) düzenlediği mitingin yürüyüşü 14.30'da başladı. (İÇ/GK/NM) (SÜRECEK)