Börek, poğaça, simit var tezgahlarda. İstediğinizi alabilirsiniz. Ödemeyi tezgahta fotokopisi duran ecrimsil belgelerinin yırtıp, bağış kutusuna atarak yapıyorsunuz. Yani aslında hepsi ücretsiz. Günlerden 1 Nisan. Şaka gibi... El emeği göznuruyla yapılmış tüm yiyecekler ecrimsil kağıtlarıyla ödeniyor.
Burası Kanarya mahallesi. Küçükçekmece gölü kenarında İstanbul'un sakin, huzurlu köşelerinden biri. Daha doğrusu 2006 yılına kadar huzurluydu kanarya mahallesi.
O yıla kadar tapuları var sanıyorlardı. Ama evlerinin bulunduğu arazinin hazineye ait olduğunu öğrendiler. Devletin verdiği ve yıllardır sahibi oldukları tapular anlamadıkları yöntemle iptal edildi.
Yaklaşık 380 hane işgalci sayıldı ve ecrimisil yani işgal tazminatı ödemeye zorlandılar. Çoğu emekli ve asgari ücretle geçiniyor. Böyle birden bire çıkan bir gideri karşılamaları mümkün değil. Sonuçta üzerlerine kayıtlı menkul ve gayrimenkullere de haciz işlemleri uygulanmaya başlandı. Ardından semtin kentsel dönüşüm alanı ilan edildiğini ve mahalleye TOKİ'nin geleceğini öğrendiler.
Evlerinden çıkarılma korkusu yaşayan halk, devlete göre işgalci. 2006 yılında ilk ecrimisil kararı geldiğinde belediye başkanı "Korkmayın bir şey olmaz" diyerek güvence vermiş ama bugün konuyla ilgilenmiyor.
Karikatürize eylem
İşgal bedeli 33 ile 250 bin arasında değişiyor. İşgalci bedellerini ödeyemez durumda olan Kanarya Mahallesi halkı, karşılaştıkları şaka gibi durum karşısında 1 Nisan'a uygun bir eylem gerçekleştirdi. Onlar bizlerle dalga geçiyor biz de bu şekilde dalga geçiyoruz diyorlar. Para yerine ecrimsil kağıtlarını fotokopilerinin kullanılmasını istediler; borçlarını karikatürize ettiler böylece.
Mahalleli,yaptıkları eylemle isteklerinin ecrismisillerin iptali ve tabularının geri verilmesi ile barınma ve yaşam haklarına saygı gösterilmesi istediler.
Ya kurtulacağız, ya batacağız
Kanarya halkına destek olmak için gelen Bedrettin Mahallesi sakini, Süleyman Songur, birlikte mücadele etmenin önemine vurgu yaparak, şöyle dedi "Bu evler elimizden çeşitli yasalarla alınmak isteniyor. Biz kendi içimizde bütünleşmeliyiz. Bölünürsek yem oluruz. Ya beraber kurtulacağız, ya beraber batacağız"
Geceleri rahat uyuyamıyoruz diyen mahalleli Tahsin Ateş, belediye başkanı bizim oylarımızla koltuğunda rahatça oturuyorsa buradaki vatandaşı da mağdur etmemeli" dedi.
Her iki İstanbulludan biri evinden olacak
Çıkarılan deprem yasası ile bir çok kişinin mağdur olacağını belirten Fener-Balat-Ayvansaray Derneği'nden Çiğdem Şahin, her iki İstanbulludan biri evinden olacak, mahallesinden kovulacak" dedi.
"Eve dokunmak, kutsallığa dokunmaktır. Bu insanlarımız mağdur edilmeli. Devlet vatandaşının can, mal ve barınma hakkının güvencesini vermelidir. Devlet barınma sorununu çözemiyorsa, halk kendi çözer. Her yeni gelen iktidar daha öncekinin sözünü yok sayıyor. Olan halka oluyor"
Emeklinin parasına el konuluyor
Belediye başkanını sözünde durmamasına ve yanlarında olmamasına tepki gösteren Zarife Alp, "Oy toplarken bizden yardım bekliyorsa, şimdide bize yardım edmeli. Sürekli haciz geliyor. Emekli insanın parasına izni olmadan ecrimisil karşılığı olarak el konuluyor. Başbakanın ve belediye başkanının halkın yanında olması gerekiyor" dedi.
73 yaşındaki Mehmet Demir ise gözyaşlarını tutamayarak, "Vekiller, mecliste halkın refahı için çalışacağına yemin ediyor. Bu mu halkın refahı?" diyerek tepki gösterdi. (RDY/HK)