Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Maden Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi tarafından hazırlanan “Kanal İstanbul kazı, patlatma ve nakliye teknik değerlendirme raporu” açıklandı.
ÇED raporuna göre, Kanal İstanbul’un toplam maliyetinin 75 milyar lira tutacağının hatırlatıldığı raporda, bu rakamın sadece kazı, patlatma ve nakliye için harcanacak paradan düşük olduğuna dikkat çekildi.
Kanal İstanbul için “Coğrafi, ekolojik, ekonomik, sosyolojik, kentsel, kültürel kısacası yaşamsal bir yıkım ve felaket projesi” denilen raporda, projenin teknik detaylarının kamuoyundan saklandığı ifade edildi.
Maden Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi raporda özetle şu tespitlere yer verdi:
“Maliyet planlananın çok üstünde”
“ÇED Raporu üzerinden yapılan incelemelerde proje maliyetlerinin belirtilenin çok üzerinde olacağı, sadece kanal kazı, nakliye ve depolama maliyetlerinin bile tüm kanal için belirtilen maliyetlerin üzerine çıkacağı açık bir şekilde görülmektedir.
“Proje maliyetinin en büyük kalemini oluşturan kazı büyüklüğünün hesaplanmasına dair detaylı teknik bilgiler/veriler paylaşılmamıştır.
“Maden mühendisi bilirkişi yok”
“Mahkemenin üniversitelere yazdığı talep dilekçesinde, ‘Çevre’ başlığı altındaki ‘Patlamalı kazı’ konu başlığı için bilirkişi uzman görüşü istenmiştir. ‘Patlamalı kazı’ olarak ifade edilen ‘Patlatmalı kazı’ uzmanlık alanı ülkemizde maden mühendisliği disiplini alanına girmektedir.
“Maden mühendisliği dışındaki mühendislik bölümlerinde patlatma eğitimi verilmemekte, maden mühendisleri dışındaki mühendislik disiplinleri de patlatma işleri yürütmemektedir. Ancak mahkeme başkanlığı tarafından bilirkişi görüşü talep edilen bölümler arasında maden mühendisliği bölümü bulunmamaktadır.
“Bu nedenle Kanal İstanbul Projesi’nin ‘patlatmalı kazı hesaplamaları, patlatma planları, patlatma işleri, patlatmaların çevresel etkileri, kazı ve nakliye’ işlerinin bilimsel ve teknik olarak değerlendirilebilmesi için maden mühendisliği bölümünden de bilirkişi talep edilmelidir.
ÇED raporundaki sorunlar
Maden Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi’nin “Kanal İstanbul kazı, patlatma ve nakliye raporu”nda ÇED raporuna ilişkin tespit edilen sorunlardan bazıları şöyle sıralandı:
- Kanal İstanbul gibi kazı miktarının çok büyük olduğu bir projede kazı, patlatma ve hafriyat hesaplarının yapılabilmesi için kanal güzergâhı boyunca kazılacak alanın jeolojik birimleri tek tek belirlenerek hangi jeolojik birimden ne kadar kazı yapılacağı belirtilmeli ve buna göre bir plan oluşturulmalıdır. Ancak ÇED Raporu’nda konu ile ilgili detaylı bir bilgi olmadığı için nasıl hesaplandığı bilgisi paylaşılmayan bir kazı miktarı verilmiş ve bu miktar baz alınarak çevresel etki değerlendirmesi yapılmıştır.
- Raporda kazı miktarı 1.1 milyar metreküp verilmiş olup, bu miktarın nasıl hesaplandığı bilgisi verilmemiştir.
- Kazı çalışmalarının 4 yıl boyunca, yılda 300 gün ve günde 16 saat yapılacağı belirtilmiştir. Ancak kazı çalışmalarının bir bileşeni olan patlatma işlerinin toplam 5 yıl boyunca, yılda 12 ay, ayda 30 gün ve günde 24 saat yapılacağı belirtilmiştir. Kamyon ve ekskavatör hesabı yapılırken 4 yıl boyunca, yılda 46 hafta, haftada 6 gün ve günde 24 saat çalışılacağı ifade edilmiştir. Dolayısıyla ÇED Raporu kazı, patlatma, kamyon ve ekskavatör çalışma süreleri kendi içinde çelişmiş, farklı bölümlerde farklı çalışma saatleri verilerek hesaplamalar yapılmıştır. Raporda yapılan kazı ve nakliye hesaplamaları, planları birbiriyle çelişmekte ve bir tutarlılık arz etmemektedir. Bu nedenle termin için yapılan hesaplamalar bilimsellikten uzaktır.
- Kazı miktarı 1.1 milyar metreküp alınarak hesaplamalar yapılmış ve toplam maliyet bu şekilde bulunmuştur. Aynı bölümün bir önceki sayfasında nakliyat maliyeti için ortalama 20 km’ye 3 dolar/metreküp birim fiyat belirlenmiştir. Ancak nakliye maliyeti hesaplanırken, taşınacak malzeme miktarı kazı miktarı olan 1.1 milyar metreküp baz alınarak yanlış bir hesaplama yapılmıştır. Taşınacak malzeme miktarı kazı miktarı değil, kazı sonrası kabarma faktörü dikkate alınarak hesaplanmış olan toplam malzeme miktarı olmalıdır. Kazı sonrası nakliye edilecek/taşınacak malzeme miktarı 1,76 milyar metreküp ile 1,43 milyar metreküp arasında değişecektir. Bu da nakliye maliyet hesaplarında 1.98 milyar dolar ile 990 milyon dolar arasında bir maliyetin eklenmesi demektir. ÇED Raporu’nda belirtilen kanal maliyetleri ve bu denli büyük bir proje dikkate alınınca yapılan hesapların ve dolayısı ile projenin ne kadar özensiz, bilimsel ve teknik olmayan bir şekilde hazırlandığını ortaya çıkmaktadır.
- ÇED Raporu’nda belirtilen ve kabarma faktörü dikkate alınmadan hesaplanan “kazı, nakliye ve depolama” maliyetleri 11.7 milyar dolar olarak belirtilmiştir. ÇED Raporu’nda Kanal İstanbul Projesi’nin yapım maliyeti toplamda 75 milyar lira olarak belirtilmiştir. ÇED Raporu’nun yayınlandığı Ocak 2020 tarihinde dolar kuru 5.9 lira (31.01.2020) alınarak hesaplandığında Kanal İstanbul Projesi’nin sadece “kazı, nakliye ve depolama” maliyetleri yaklaşık 69 milyar lira tutmaktadır. Nakliye maliyetleri gerçek kabarma faktörleri üzerinden hesaplandığında ise “kazı, nakliye ve depolama” maliyetlerinin 75 milyar liranın üzerinde olduğu ortaya çıkmaktadır. Kanal İstanbul Projesi kapsamında yapılması gereken “Kaplama, sızdırmazlık, zemin ıslahı, dalgakıranlar, acil yanaşma rıhtımları, işletme tesisleri, Karadeniz Konteyner Limanı, Marmara Konteyner Limanı, Lojistik Merkezi, Küçükçekmece Yat Limanı” ile Kanal hattını kesen “enerji nakil hatları, kanalizasyon ve su iletim hatları, ulaşım yolları, akaryakıt hatları” gibi deplasman inşaat maliyetleri hangi kaynaktan karşılanacaktır?
- Kazıların yüzde 3,8’inin patlatmalı kazı ile geri kalan kısmının 17 adet 50 metreküplük elektrikli halatlı kepçe ile yapılması, kazılan malzemenin de 400 adet 200 metreküplük kaya kamyonu ile taşınması/nakliyesi planlanmaktadır. Bu büyüklükteki iş makinalarının dünyadaki üretimleri dikkate alındığında projeye başlar başlamaz temin edilmesi imkansızdır. Kepçe ve kamyonların üretim ve teminleri en iyi ihtimalle yaklaşık 3-4 yıl arasında sürecektir. Ancak kanal kazı, nakliye ve dolgu çalışmalarının 4 yıl içinde tamamlanacağı belirtilmiştir. İş makinası seçiminden, termin planlamasına kadar yapılan hesaplamalar birbirleri ile örtüşmemektedir ve bilimsellikten uzaktır.
“Kent suçu”
Raporun sonuç kısmında ise özetle şu ifadelere yer verildi:
“Kanal İstanbul gibi ekolojik, çevresel, ekonomik ve jeopolitik açıdan büyük sonuçlar ortaya çıkaracak bir projenin, konunun uzmanları olan bilim ve meslek insanları tarafından uzun ve detaylı bir araştırma, tartışma ve değerlendirme süreçlerinin işletilerek yapılması gerekirdi. Ancak projenin bilim ve meslek insanları tarafından detaylı bir değerlendirmesinin yapılabilmesi adına gerekli teknik bilgiler paylaşılmadığı için projeye dair eksik/yetersiz bilgiler barındıran bir ÇED Raporu üzerinden değerlendirilme yapılmak zorunda kalınmıştır.
“Kanal İstanbul Projesi’nin ÇED Raporu’nda bulunan, maden mühendisliği disiplinini ilgilendiren ve yukarıda detayları paylaşılan ‘kazı, patlatma ve nakliye’ konu başlıklarında yapılan değerlendirmeler ‘yöntemler, hesaplamalar, planlar ve sonuçları’ itibari ile bilimsel ve teknik doğrular ile çelişmektedir ve yanlışlar içermektedir. Özellikle kazı, patlatma ve nakliye işleri projenin en büyük bölümünü oluşturması nedeni ile Kanal İstanbul ÇED Raporu’nun ve Kanal İstanbul Projesi’nin iptal edilmesi gerekmektedir.
“Kanal İstanbul Projesi tekil olarak ve sadece teknik olarak değerlendirilecek bir konu değildir. Konunun ekonomik, politik, ekolojik ve teknik yönden bütüncül bir şekilde değerlendirilmesi gerekmektedir. 3.Köprü, 3.Havalimanı ve Kanal İstanbul Projesi’nin birlikte değerlendirilerek, İstanbul’a yaşam sağlayan kuzey aksında ve kanal güzergâhı bölgesinde yapılmak istenen “Yenişehir” ve bu projeler ile yaratılacak rantın AKP iktidarı ve sermayesini beslemek için yapılan projeler olduğu açık bir şekilde ortadır.
“Kanal İstanbul güzergâhında yapılan plan değişiklikleri, arazi el değiştirmeleri ve Kanal ÇED Raporu’nda belirtilen en büyük gelir kaleminin gayrimenkul olması kanalın neye hizmet edeceğini, ne amaçla yapılmak istendiğini açık bir şekilde ortaya koymaktadır.
“Kanal İstanbul, halkın ihtiyaçlarıyla ve bilimsel teknik doğrularla örtüşmeyen; doğaya, kente ve İstanbul’un yıkımına neden olacak bir kent suçudur. Kanal’a değil halkın ihtiyaçlarına bütçe ayrılmalıdır. Kanal İstanbul Projesi ve ÇED Raporu iptal edilmelidir.”
(EKN)