Haberin İngilizcesi için tıklayın
Müzeye çevrilen Ankara Ulucanlar Cezaevi’nde geçmişte idam cezalarının infaz edildiği darağacı önünde yaptığı yayın sırasında Türkiye kamuoyunun Abdullah Öcalan, Fethullah Gülen ve Kemal Kılıçdaroğlu gibi isimlerin idamını istediğini ileri süren Akit TV Ankara Haber Müdürü Mehmet Özmen hakkında soruşturma başlatıldı.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan yapılan açıklamada şöyle denildi:
"19 Mart 2019'da bazı basın yayın organlarında yer alan bir televizyon kanalı muhabirinin; 'Türk kamuoyu Kılıçdaroğlu gibi bazı isimlerin idam edilmesini bekliyor' şeklindeki sözleri üzerine, hakkında TCK 106/1 maddesi uyarınca tehdit suçundan soruşturma başlatıldı."
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı başlattığı soruşturma öncesinde CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak da Mehmet Özmen hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını açıklamıştı.
Özmen ne demişti?
Yaptığı yayın sırasında idam cezasının 2004’te “maalesef” kaldırıldığını ifade eden Özmen, kameralar karşısında şu sözleri sarf etti:
“Türk kamuoyu Öcalan’ın İmralı’da beslenmesine karşı, bu darağacında idam edilmesini istiyor. Türk kamuoyu ayrıca FETÖ lideri Fethullah Gülen’in de Pennsylvania’dan getirilerek burada idam edilmesini bekliyor Türk kamuoyu.
“PKK terör örgütüne, FETÖ terör örgütüne yandaşlık yapan, kol kanat geren bağrında besleyen, örneğin Kemal Kılıçdaroğlu gibi bazı isimlerinde bu darağacında asılmasını, idam edilmesini bekliyor diye düşünüyorum. Bu bizim fikrimiz tabii ki, takdir yine kamuoyunun.”
Öztrak: Bu sözler Erdoğan meydanlarda idam naraları atarken sarf edildi
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, dün akşam düzenlediği basın toplantısında şu açıklamalarda bulundu.
“Hiçbir seçimde, iktidarının baş aktörü olduğu bu kadar rezil, bu kadar seviyesiz, bu kadar pespaye bir kampanya süreci görülmedi.
“Demokrasinin imkân ve araçlarıyla iktidara gelenler, demokrasimizi açıktan tehdit ediyorlar.
“Bugün adını bile anmaktan hicap duyduğum bir televizyon, bir operasyon kanalı, darağacı önünden Sayın Genel Başkanımız hakkında idam çağrısında bulunan bir program yapmıştır.
“Bunu sadece rezil bir kanalın bireysel bir girişimi olarak göremeyiz. Bu alçakça sözler, Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı’nın meydanlarda ‘idam naraları’ attığı günde sarf edilmiştir.
“Sayın Genel Başkanımıza yönelik bu idam tehdidi, senaryosu tek merkezde yazılmış bir planın parçasıdır.
“Akit TV’nin ipini elinde tutana sesleniyoruz: Tehditlerinizden korkmuyoruz. Bizim ebedi Genel Başkanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk de milletimizin istiklal mücadelesine, dönemin saray iktidarının boynuna astığı idam fermanıyla başlamıştır.
“Bizler boynunda idam fermanıyla vatan ve millet mücadelesi vermenin ne olduğunu çok iyi biliriz.
“Bu tehdidinizle hukuk önünde hesaplaşacağız. Avukatlarımız yarın sabah suç duyurusunda bulunacaklar. Tekrar söylüyorum: Bizim esas güvencemiz milletimizdir, milletimizin vicdanıdır.”
Erdoğan “Meclis idam kararı verirse onaylarım” dedi
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, dün Zonguldak’ta gerçekleştirdiği mitingde idam cezasını kaldırarak hata yaptıklarını söylemişti:
“Biz bir yanlış yaptık, idamı kaldırdık. Bana göre yanlış yaptık.
“Niye? 15 Temmuz gecesi 251 vatandaşımızı, askerimi, polisimi şehit edenleri; ağırlaştırılmış da olsa müebbet de olsa cezaevinde onları beslemek bile bana ağır geliyor.
“Parlamentomuz bununla ilgili karar verirse ben onaylarım.”
15 Temmuz sonrası gündeme getirmişti
Erdoğan, 15 Temmuz 2016’daki darbe girişiminin ardından da idam cezasını gündeme taşımış ve defaten “Meclis’ten geçerse ben onaylarım” demişti.
Darbe girişimi sırasında hayatını kaybedenlerin varislerinin idam talep etmesi durumunda, devletin af yetkisi kalmayacağını ifade eden Erdoğan’a Avrupa Birliği Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker, “Türkiye'nin idam cezasını geri getirmesi durumunda AB, üyelik sürecini anında durduracak” sözleriyle tepki göstermişti.
İHD ve TİHV de yaptıkları açıklamalarda idamın mevzuattan çıkarıldığını ve asla geri getirilemeyeceğini ifade etmişlerdi.
TIKLAYIN - Cumhurbaşkanın "İdam İsteklerine" Yanıtı: "Meclis'te Değerlendirilir"
TIKLAYIN - Cumhurbaşkanı Erdoğan İdamı Savunmaya Devam Ediyor
TIKLAYIN - Ölüm Cezası Ölmüştür, Ölü Dirilmez
2012’de de gündeme getirdi
Erdoğan, Kasım 2012’de Endonezya'da düzenlenen 5. Bali Demokrasi Forumu'nda idam cezası hakkında konuştu ve belli durumlarda devletlerin vatandaşlarını öldürebilmesi gerektiğini savundu.
Endonezya dönüşü Trabzon’da konuşan Erdoğan ölümler, öldürmeler karşısında, gerekirse idam cezasının yeniden masaya yatırılabileceğini belirti ve devletin, öldüreni affetme yetkisini kendilerinde görmediklerini söyledi:
"Bu yetki öldürülenin ailesine aittir, bize ait olamaz. Bununla ilgili düzenlemeleri yapmak gerekir. 'Efendim Avrupa Birliği'nde öyleymiş.' Biz bir kere bu noktada öyle bir adım attık.
"Bugün bakın ABD'de idam var, Rusya'da var, Çin'de var, Japonya'da var. Dünyanın birçok yerinde var.”
TIKLAYIN - Erdoğan'ın Gündemi İdam
TIKLAYIN - "Devletin İnsan Öldürme Yetkisi Olamaz"
TIKLAYIN - "İdama Ağlayan da Erdoğan, Savunan da"
Türkiye’de idam cezası
Türkiye'de 1920'de Meclis'in kuruluşundan, son idam cezası infazının gerçekleştirildiği 1984'e kadar geçen 64 yıllık dönemde, 15'i kadın 697 erkek toplam 712 kişi idam edilerek öldürüldü.
Ancak bu sayıya İstiklal Mahkemeleri'nin verdiği idam cezaları dahil değil.
En son 25 Ekim 1984'te üç polisi öldürmek suçlamasıyla yargılanan Dev-Yol üyesi Hıdır Aslan hakkında verilen idam cezası infaz edildi.
Bu tarihten sonra verilen idam cezaları infaz edilmedi.
2002’de, PKK lideri Abdullah Öcalan’ın, AİHM’e açtığı davada, mahkeme karar verilene dek Öcalan’ın idam edilmemesini öngören bir ihtiyati tedbir kararı kabul etti. Hükümeti bu karara uyarak Öcalan’ı idam etmedi.
3 Ağustos 2002'de, TBMM'de DSP-MHP-ANAP hükümeti döneminde "Savaş ve çok yakın savaş tehdidi hâllerinde işlenmiş suçlar hariç" idam cezası kaldırıldı.
15 Ocak 2003'de, Türkiye "barış zamanında" idam cezasının kaldırılmasını öngören Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi 6. Protokol'ü imzaladı.
TBMM, 26 Haziran 2003'de bu protokolün onaylanmasını uygun buldu.
6. Protokol'deki "savaş ve yakın savaş tehlikesi zamanında işlenmiş fiiller için ölüm cezası öngörülebileceği" istisnası ise 13. Protokol'le kaldırıldı ve ölüm cezasının her koşulda kaldırılması benimsendi.
Türkiye 13. Protokol'ü 2004'te imzaladı. Böylelikle Türkiye barışta ya da savaşta ya da bir savaş tehdidi altında, idam cezasına mutlak bir yasak getirdi. Bununla uyumlu olarak Anayasa ve TCK’nın ilgili maddeleri değiştirildi.
7 Mayıs 2004 tarihinde gerçekleştirilen anayasa değişikliği ile anayasadan idam cezasının kalıntıları tamamen ayıklandı.
TIKLAYIN - Dönem Dönem Türkiye’de İdam
(EKN)