AKP, bir kez daha emeklilik sistemini değiştirmek istiyor. Yeni plan ilk kez Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın 5 Eylül’de açıkladığı üç yıllık Orta Vadeli Plan’da (OVP) ortaya çıktı.
Buna göre “Otomatik Katılım Sistemi’nin (OKS) işverenlerin de katkısı ile ikinci basamak emeklilik sistemine dönüşeceği tamamlayıcı emeklilik sistemi kurulacak.”
Gazeteler çoktan buna TES demeye başladı. Hükümet ‘reform’ olarak adlandırdığı değişikliği ‘tasarrufların arttırılması’ diyerek gerekçelendiriyor. Bunun için kanunlarda değişlik gerekli. OVP’ye göre 2025’in son çeyreğinde yeni bir yasal düzenleme yapılacak.
Ancak daha detayları belli olmayan bu sisteme birçok kişi şimdiden karşı. Emeklilik sisteminin özelleştirileceği, çalışanların ve emeklilerin kamusal güvenliğini tehlikeye atacağı yönünde eleştiriler var.
bianet’in konuştuğu Kocaeli Üniversitesi öğretim üyesi ve çalışma iktisadı uzmanı Prof. Dr. Aziz Çelik, emeklilik sistemine yönelik girişimin yeni olmadığını, bundan önce yayınlanan son iki OVP’de de yer aldığını ancak uygulamaya geçirilmediğini söyledi.
Bilinenin sadece OVP’deki bir cümle olduğu belirten Çelik, medyadaki haberlerin de henüz bir dayanağının olmadığını ifade etti. Ancak, hedefte kıdem tazminatının olduğundan bahsetti:
Türkiye’de kıdem tazminatlarının bir fona devredilmesi en az 50 senedir gündem oluyor. Fakat işçiler, sendikalar buna karşı çıktıkları için bu hiçbir zaman gerçekleşmedi.
AKP’nin planında da emeklilik sisteminin bireysel bir tasarruf sistemine dönüştürülmesi vardı. Şimdi ikisini birleştiriyorlar.
Benim düşüncem ‘Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi’ne kaynak olarak kıdem tazminatlarının tekrar hedefe alındığı. Çalışanların ücretlerinden kesinti yapılacak, buna işveren katkısı eklenecek. Kesilen tutar bir fona aktarılacak. Tutar, işçinin işten çıkartılması veya emeklik durumunda kişiye ödenecek.
Sosyal sigortalar, kamu tarafından güvence altına alınan bir sistem. İşçinin yaşlılık, hastalık, işsizlik gibi benzeri durum ve riskleri için sigorta sistemi ödeme yapar. Yeni sistemde kamu devreden çıkartılır, çalışanlar yalnızlaştırılır. Tüm sorumluluk da bireye yüklenir.
Örneğin, şu an için Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) işçilerin brüt maaşından yüzde 20 oranında uzun vadeli sigorta primi kesiyor. İşçiye emeklilik veya işten ayrılması durumunda ödenen kıdem tazminatı da işçinin aylık brüt ücretinin yaklaşık yüzde 8’e denk geliyor. Benim kanaatim bu oranın bir kısmının tamamlayıcı emeklilik sistemine aktarılacağı.
Ancak emeklilik sistemi aylıklar açısında sefalet düzeyine gelmiş durumda. Asgari ücretli ömrü boyunca yüzde 20 prim yatırırsa 12 bin 500 TL emekli aylığı alıyor. Yüzde 20 primi düşürürlerse emeklilere verilecek aylık 3-4 bin lirayı geçmez.
Yapılması gereken emekli aylıklarının kamu katkısıyla, bütçe katkısıyla yükseltilmesidir. Ancak OVP’de böyle bir şey yok. OVP’de ‘Sosyal güvenliğe yapılan bütçe katkısı kısılacak’ diyor. Bu emekli aylıklarında bir iyileştirme olmayacak anlamına geliyor.
Muhtemelen bu sistemi ‘İleride düşük emekli aylığı alırsınız. Yanında bir de TES alın, ikinci bir emekli maaşı almış olursunuz’ diyerek pazarlayacaklar yeni sitemi. Bu nedenle kamusal güvencenin söz konusu olmadığı bir sisteme karşı çıkmak gerekir.
(HA)