Atölye BİA'nın 28 Nisan - 2 Mayıs tarihleri arasında düzenlediği beş günlük İklim Haberciliği Atölyesi bugün ikinci gün oturumuyla devam etti. Farklı şehir, üniversite ve mesleklerden 17 kişinin katıldığı atölyede bugün avukat Hülya Yıldırım, gazeteci Gökay Başcan ve Temiz Hava Hakkı Platformu Koordinatörü Buket Atlı bizlerleydi.
Atölyede, kamu verilerine erişmek, çevre davalarının takibi ve hava kirliliği üzerine konuşuldu.
Kamu verilerine nasıl ulaşılır?
*Hülya Yıldırım
Günün ilk oturumunda, avukat Hülya Yıldırım, “Kamu verilerine nasıl ulaşır?” üzerine bir sunum gerçekleştirdi. Avukat Yıldırım bilgi edinme hakkını anlatarak başladı ve şunları aktardı:
"Vatandaşın kendi hakkını koruyabilmesi için gerekli bilgiyi edinme hakkı var. Bilgiye erişme hakkı sadece o bilgiye ulaşma hakkıyla değil birçok hakla da ilgili aslında. Sağlıklı bir gıdaya erişmek de bilgi edinmeyle doğrudan bağlantılı bir haktır.
"Bilgi edinme hakkı, diğer hakları istediğiniz şekilde kullanabilmek adına bir araç olarak kullanılmalı. Bilgi edinme bir soruyu sormak ve ona sadece bir cevap almak değildir."
"Bilgi edinirken dikkat edilmesi gereken noktalar var. Bilgi edinmede soruyu soruyorsun ama ne için? Amacınızı saptamanız ve isteyeceğiniz bilgiyi tam olarak nereden alabileceğinizi araştırmanız gerekiyor. Bu bilgiyi kimden ve nasıl istemeliyim? Doğru soruyu doğru kişiye sormanız önemlidir.
"Bilgi edinme başvurusunda sorduğunuz soruların netliği ve çeşitliliği de önemli. Netliği ve çeşitliliği sağlamazsınız, kurumdan gelecek yanıt sınırlı olabiliyor ve muğlak bırakılabiliyor. Ayrıntılandırılmış sorular sormanız lazım. Bilgi edinme hakkınızı kullanırken, istediğiniz belgeleri sıralandırın, taleplerinizi cümleleştirin, sonra taleplerinizi sıralayın. Bilgi edinme hakkına ilişkin rehhberler var. Bunlardan da yararlanabilirsiniz."
Madde 15: "Ticari sır"
"Bilgi edinme başvuru sonucunda idareden gelen yanıtını da şöyle değerlendirmelisiniz" diyen Yıldırım şöyle devam etti:
"Sorularınıza sıralı şekilde cevap verilmiş mi buna bakmak gerekiyor. Sorunuza cevap vermemişse ya da size istediğiniz bilgiyi vermemişse, bunun gerekçesini açıklamalı. Gerekçesi yoksa bunu kabul etmiyoruz. Çünkü bazı bilgi edinmelerde karşımıza 'Madde 15' çıkabiliyor. Yurttaş da başvursa, gazeteci de başvursa idareden gelen cevaplarda 'Madde 15’'i görebiliriz. Emisyon raporlarını sorduğumuz başvuruya "ticari sır" cevabı aldık mesela. Tabi bu duruma karşı da dava açtık. Mahkemede, "ticari sır" değildir kararı verdi.
"Bilgi edinme hakkına dair emsal kararlar var. Bu emsal kararları, başvurularınızın ekine koyabilirsiniz. Bu şekilde hızlıca bilgi edinme hakkına ulaşabilirsiniz. İdarenin, 15 gün içinde cevap vermesi gerekiyor. Bu süre içerisinde cevap verilmezse, itiraz edebiliyorsunuz. İtirazınızı da CİMER’e yapıyorsunuz ama itiraz çok yavaş ilerleyen bir süreç. Bilgi edinme hakkı başvurularınızda cevap alamadığınızda farklı alternatifler deneyebilirsiniz. Kurumları direkt arayabilirsiniz. Sorularınızı aktarıp cevap vermelerini rica edebilirsiniz."
Kaynak siteler
Yıldırım, bilgi edinme hakkına erişmek için bakılması gereken kaynak sitelerden de bahsetti:
"Düzenli olarak Resmi Gazete’yi takip etmeniz gerekiyor. mevzuat.org’u da takip edebilirsiniz. TBMM sitesinin yasama kısmında kanun teklifleri, komisyon raporlarına ulaşabilirsiniz. KAYSİS sitemi var, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın alt birimlerinin belgelerine ve hizmetlerine bakabiliyorsunuz. Bir de gazeteci Elif İnce’nin hazırladığı "İnternetten Kamusal Veriye Ulaşma Rehberi"ne bakabilirsiniz. AİHM, AYM kararlarına, Danıştay ve Yargıtay kararlarına da ulaşabilirsiniz."
İmar planları, yasama süreçleri
*Gökay Başcan
Yıldırım’ın ardından, gazeteci Gökay Başcan çevre davalarının ve yasama süreçlerinin takibini anlattı. Başcan, şehir planlaması ve çevresel vakalar hakkındaki bilgi ve kaynaklara nasıl erişileceği, ÇED raporlarının nasıl okunacağı ve ÇED süreci ile ilgili teknik bilgiler üzerinde durdu.
Başcan, çevre ve ekoloji haberciliği yaparken bakılacak kaynakları anlatarak başladı ve şunları aktardı:
"İmar planlarına, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın sitesinden ulaşabilirsiniz. Ancak birçok belediye bu kararları sitesinde yayınlamıyor. Ama ulaşamadığınızda imar planlarını, CİMER üzerinden başvurarak isteyebilirsiniz. E-imar diye bir uygulama var. Buradan seçtiğiniz bir arazideki imar planlarına bakabilirsiniz.
"Çevresel vakalar hakkında güncel bilgilere erişmek için, hava kirliliği haritalarına ve indekslerine bakabilirsiniz. Ayrıca belediyelerin sitelerinde baraj doluluk oranlarına da bakarak, haberler oluşturabilirsiniz. Ayrıca yine Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün sitesinden kuraklık izlemesi yapabilirsiniz. Ekstrem hava olaylarını konuştuğumuz dönemler oluyor, bunları konuşup, yazıyoruz. Dolayısıyla iklim krizinin etkilerini bu sistemler üzerinden de görebiliyoruz. Elektrik Piyasası Düzenleme Kurumu’nun sitesinden de elektrik, doğalgaz ve petrol lisanslarına bakabilirsiniz. E-devlet'ten de ruhsat sorgulama bölümünden maden ruhsatları sorgulayıp, haberler oluşturabilirsiniz."
ÇED nedir? ÇED süreci nasıl işler?
"Çevresel Etki Değerlendirmesi dediğimiz süreç, hukuki olarak çok zaman alan bir süreç” diyen Başcan, ÇED sürecini şöyle özetledi:
* ÇED süreci ÇED başvuru dosyasının Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na sunulmasıyla başlar. Bakanlık 5 gün içerisinde ÇED başvuru dosyasının ÇED genel formatına uygun hazırlanıp hazırlanmadığına ilişkin inceleme yapar. Herhangi bir eksiklik görmesi durumunda dosyayı iade edebilir. ÇED genel formatına uygun hazırlandığına karar verilmesi durumunda Bakanlık tarafından başvuru dosyasındaki bilgiler dikkate alınarak ilgili kurum ve kuruluşlardan kişilerle bir komisyon kurulur.
* Daha sonra Halkın Katılımı Toplantısı yapılır. Yurttaşlar burada projeye yönelik düşüncelerini ve varsa itirazlarını iletir. Biz genelde haberlerimizde Halkı Bilgilendirme Toplantısı deriz.
* ÇED başvuru dosyasının ÇED genel formatına uygun bulunması sonrası oluşturulan komisyon üyelerinin görüşlerinin ve önerileri ile halkın katılımının toplantısında sunulan görüş ve önerileri doğrultusunda Bakanlık ÇED özel formatını hazırlar. Özel format, hhazırlanacak olan ÇED raporunun içeriğine ve iskeletini oluşturur.
* Özel format verilişi tarihi sonrasında hazırlanacak ÇED raporu Bakanlığa sunulur. Bakanlık da beş gün içinde ÇED raporunun özel formatının uygunluğunu inceler ve karar verir. İşte bu aşamada, ÇED raporunu halkın görüşüne açılması gerekiyor. Bu süreçte yurttaşların proje hakkında Bakanlığa ve Valiliğe görüş bildirmeleri mümkün.
* İnceleme Değerlendirme Toplantısı'nda bulunun komisyon üyeleri temsil ettikleri merkezi veya yerel kurum ve kuruluşlar adına ÇED raporu hakkında görüşlerini bildirir.
* İDK'da projeyi sonlandıracak eksiklik ya da yanlışlıklar bulunmazsa ÇED raporuna son hali verilir ve Bakanlığa sunulur. ÇED raporunun Bakanlığa sunulacak hale getiren bu son şekline ise nihai ÇED raporu denir.
* Bakanlık nihai ÇED raporunun sunulduğu tarihten itibaren 10 gün içerisinde ÇED olumlu veya olumsuz kararı verir.
ÇED süreçlerinin ced.cbs.gov.tr’den takip edilebileceğini söyleyen Başcan daha sonra katılımcılarla ÇED raporu inceledi, ÇED raporunun nasıl okunması gerektiğini gösterdi.
Partikül maddeler ve hava kirliliği
*Buket Atlı
Başcan'ın ardından Temiz Hava Hakkı Platformu Koordinatörü Buket Atlı, hava kirliliğini, hava kirliliğinin sağlık etkilerini ve hava kirliliğinin nasıl anlaşılacağını anlattı.
Atlı, "Hava kirliliği ve iklim değişikliği konularını birbirinden ayırmadan değerlendirmek gerekiyor. Hava kirliliğinin tanımı yapıldıktan sonra, 2013 yılında Dünya Sağlık Örgütü tarafından da hava kirliliğinin kansere neden olduğu resmi olarak açıklandı ve dünyada her yıl 8 milyondan fazla kişinin ölümüne yol açtığı belirtildi" dedi.
Atlı, saç telinin 1/30'u kadar küçük olabilen ince partikül madde (PM2.5) ve kömürlü termik santrallerden kaynaklı ortaya çıkan hava kirliliğinin sağlık etkilerini anlattı ve şöyle devam etti:
"Hava kirliliğinin sağlığımıza olumsuz etkileri saymakla bitmez; astım, KOAH, felçler, iltihaplar ve çocuklarda zeka geriliği gibi sağlık sorunlarına neden olması söz konusu.
Kara Rapor: "Görünmez katil"
"Türkiye'nin PM2.5 konusunda belirlenmiş yasal limitleri yok. Biz de Temiz Hava Hakkı Platformu olarak tam olarak bu noktada savunuculuk yapıyoruz. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı son iki senedir Avrupa Birliği ile uyumlu olacak bir yönetmeliğin hazırlanma aşamasında olduğunu söylüyor ama bir türlü göremedik."
Dünya Sağlık Örgütü ve ulusal mevzuata göre yıllık partikül madde limitlerinden bahseden Atlı, katılımcılara hava kirliliği raporlarına dair haber yazarken, verilerin hangi partikül madde limitine göre değerlendirildiğine dikkat etmek gerektiğini vurguladı.
Atlı, Temiz Hava Hakkı Platformu'nun hazırladığı ve Türkiye'de hava kirliliği ve sağlık etkisini gösteren "Kara Rapor"un verilerinden de bahsetti.
Son olarak Atlı, ne yapmamız gerektiğini de şöyle sıraladı:
Peki ne yapmak gerekiyor?
Temiz Hava Hakkı Platformu, temiz hava hakkımızı korumamız için şu 10 öneriyi sıralıyor:
- Hava kirliliği konusunda veri güvenliğinin geliştirilmesi, anlaşılabilir, erişilebilir, gerçek zamanlı kanallar ile doğru ve güncel verilerin halka sunulması, ölçüm yapılması.
- Hava kirliliğinin sağlık etkilerini ve Türkiye’de her ildeki tahmini erken ölüm sayısını ortaya koyabilecek tüm veri kaynaklarının kamuoyuna açıklanması.
- PM10, PM2.5 ve SO2 başta olmak üzere tüm kirletici limitlerinin DSÖ’nün limitleri ile uyumlu hale getirilmesi için mevzuat düzenlemesinin tamamlanması
- DSÖ’nün önerdiği değerler ile uyumlu yasal limitler konusunda hızla bağlayıcı mevzuat kabul edilmesi, uygulamaya koyulması
- Endüstriyel yatırımların Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) izin süreçlerinde proje sahiplerinden; kompleks arazi koşullarını da hesaba katan, kümülatif etkiler ve ikincil PM2.5 oluşumunu da kapsayan modelleme çalışması yapılmasının talep edilmesi.
- Endüstriyel yatırımların izin süreçlerinde yatırımcılardan istenen “Çevresel Etki Değerlendirmesi Raporu”nun yanı sıra, “Sağlık Etki Değerlendirmesi Raporu”nun hazırlanması.
- Hava kirliliğinin en önemli kaynaklarından kömüre dayalı enerji üretiminin teşvik edilmesine son verilmesi
- Ani kirlilik durumunda yöneticilerin görevlerini, halkın alacağı tedbirleri de tanımlayan ve Yönetmeliğe göre yapılması zorunlu olan Temiz Hava Eylem Planlarının bütün iller için katılımcı bir anlayışla hazırlanarak, kamuoyu ile paylaşılması, uygulanması.
- Kentlerde toplu taşıma ve bisikletli ulaşımın teşvik edilmesi, motorlu araç trafiğine kapalı alanlar yaratılması, ormanların korunması ve artırılması, araçlardan kaynaklanan kirletici emisyonları azaltacak yasal değişiklikler yapılması.
- IHava kirliliğinin sağlık etkilerinin değerlendirilmesi ve kirlililiğin azaltılması ile ilgili politika geliştirilmesinde, özellikle Sağlık Bakanlığı ve Çevre ve Şehircilik Bakanlıklarının koordinasyonun arttırılması, ayrıca çevre ve sağlık alanında çalışan çalışan meslek örgütleri ve sivil toplum kuruluşları ile işbirliği içinde çalışmalar yürütülmesi.
İklim Haberciliği Atölyesi, 30 Nisan Cuma günü üçüncü gün oturumuyla devam edecek.
(SO)
Atölye BİA hakkında |
IPS İletişim Vakfı/bianet'in Atölye BİA adıyla düzenlediği habercilik seminerleri medyanın farklı birimlerinden gazetecilere, işsiz bırakılmış gazetecilere, iletişim fakültesi öğrencilerine ve gazetecilik yapmak isteyen herkese açık. Atölye BİA programları hak, toplumsal cinsiyet ve çocuk odaklı habercilikle barış gazeteciliği perspektifi ve tercihiyle temel gazetecilik, haber fotoğrafçılığı, yargı haberciliği, araştırmacı gazetecilik, yeni medya, görselleştirme araçları, dijital güvenlik gibi alan ve temalar üzerinden kuruluyor. Atölye BİA ile birlikte IPS İletişim Vakfı’nın 2002-2007 aralığında düzenlediği temel gazetecilik, kadın, çocuk, insan hakları odaklı habercilik eğitimleri ve 2008-2017 aralığında gerçekleştirilen Okuldan Haber Odası programları yıl içine yayıldı ve gazetecilere ve ilgilenen herkese açık hale geldi. Haziran 2018'de başlayan Atölye BİA programında, Aralık sonu itibariyle 8 atölye (7-13 Haziran Gazeteciler İçin Yeni Medya, 16-25 Temmuz Gazeteciler İçin Haber, 2 Eylül Kürtçe Habercilik ve Çeviri, 7-9 Eylül Haber Fotoğrafçılığı ve Fotoröportaj, 17-26 Eylül Çevre ve Kent Haberciliği, 1-8 Ekim Yargı Haberciliği, 15-23 ve 8-16 Kasım Gazeteciler için Haber Atölyeleri) 101 kişinin katılımıyla gerçekleştirildi. 2019 yılında ise farklı tarihlerde (11-18 Şubat, 20-27 Şubat, 14-21 Haziran, 22-29 Temmuz, 2-10 Eylül, 5-13 Aralık) altı "Temel Gazetecilik Atölyesi", yine farklı tarihlerde (27-28 Nisan Kürtçe Habercilik ve Çeviri, 4-5 Mayıs Dijital Güvenlik, 10-12 Mayıs Haber Fotoğrafçılığı, 13-20 Mayıs Gazeteciler Yeni Medya, 21-25 Ekim İklim Haberciliği, 11-15 Kasım Kadın-LGBTİ+ ve Yargı Haberciliği) altı tematik atölye düzenlendi. 2020 yılında düzenlenen atölyeler de şöyle; 24-28 Şubat Uygulamalı Haber Atölyesi, 29 Şubat - 1 Mart Podcast Atölyesi, 11-26 Nisan Online Kürtçe Medya Atölyesi, 16-17 Mayıs Online Podcast Atölyesi, 27-31 Mayıs ve 13-17 Haziran Online Haber Fotoğrafçılığı Atölyesi, 4-12 Ağustos ve 8-16 Ekim Toplumsal Cinsiyet Odaklı Online Haber Fotoğrafçılığı Atölyesi, 19 Ekim-2 Kasım, 16-30 Kasım ve 14-28 Aralık Temel Gazetecilik Atölyesi. Bu proje İsveç Uluslararası Kalkınma İşbirliği Ajansı (SIDA) desteğiyle gerçekleştiriliyor. |
* Atölye BİA haberleri için tıklayın.