Dev sanayi tesislerinin bulunduğu ilçede yer alan Tüpraş ve Petkim, güvenlik sınırları içinden geçtiği gerekçesiyle belediye tarafından yolun genişletilmesine karşı çıkarak konuyu mahkemeye taşıdı. Her iki kurum belediye aleyhine dava açtı. Tüpraş ayrıca Bakanlar Kurulu ve Başbakanlık aleyhine de dava açtı.
Aliağa Belediyesi, gemi söküm tesisleri ile dev gaz dolum tesislerine giden yolun genişletilmesini istiyor. Yol genişletildiği taktirde arazi kaybedecek olan Petkim ve Tüpraş buna karşı çıkıyor. Mahkeme aşamasındaki olay, Genelkurmay Başkanlığı ve Bakanlar Kurulu'na kadar intikal etti. Bakanlar Kurulu ve Genelkurmay, belediye lehine karar verirken davalardan ikisi de belediye lehine sonuçlandı.
Genelkurmay'dan yolun genişletilmesine onay
30 yıldır kullanılmakta olan yolla ilgili tartışmalar, 2001 Ağustos ayında gün yüzüne çıktı. İlgili kurumlar 9 Ağustos ve 14 Ağustos 2001 tarihlerinde iki ayrı toplantı yaparak yol durumunu görüştü. Ancak toplantılardan bir sonuç çıkmadı.
Aliağa Belediye Meclisi'nin 12 Eylül 2002 tarihinde 1/1000 ölçekli imar planını onaylamasıyla tartışma iyice alevlendi. Meclis, 1987 yılında 1/5000'lik plandaki gibi yolun genişliğinin 10 metreden 24.50 metreye çıkarılmasına karar verdi. Ancak Petkim ve Tüpraş, özel güvenlik bölgesi sınırlarının ihlal edileceği gerekçesiyle bu karara karşı çıktı.
Aliağa Belediyesi, yolun genişletilmesi kararını vermeden önce İçişleri Bakanlığı kanalıyla konuyu Genelkurmay Başkanlığı'na intikal ettirdi. Genelkurmay, 9 Ağustos 2002 tarihli yazısında yolun genişletilmesini uygun buldu. Aliağa Belediye Meclisi, bunun üzerine yolun genişletilmesi karar verdi.
Petkim'den Belediye aleyhine dava
Genelkurmay'ın değerlendirmelerine katılmayan Petkim ve Tüpraş belediye aleyhine dava açtı. İzmir Valiliği de konuyla ilgili olarak Aliağa Özel Güvenlik Bölgeleri İnceleme Kurulu oluşturdu. Kurul, yolun genişletilmesine karar verdi.
Petkim'in belediye aleyhine açtığı davaya bakan İzmir 1. İdare Mahkemesi de 25 Aralık 2002 tarihinde bilirkişi heyeti oluşturarak özel güvenlik bölgesi sınırlarını inceletti.
Prof. Dr. Cemal Arkon, Doç. Dr. Semahat Özdemir ve Yrd. Doç. Dr. Erkal Senim tarafından düzenlenen raporda, yolun genişletilmesinin boru hatları sebebiyle risk oluşturabileceği ancak mevcut yolun da yetersiz olduğu vurgulandı. Raporda, iki katlı yol yapılması gibi alternatifler üzerinde durulması istendi.
Bilirkişiye ikinci kez rapor hazırlatan mahkeme, yolun alternatifsiz olduğunu öğrenince bilirkişinin her iki raporunun birbiriyle çeliştiğini tespit etti. Davacı Petkim aleyhine karar veren İzmir 1. İdare Mahkemesi, enerji yatırım ve gemi söküm bölgelerine ulaşmanın başka bir alternatifi olmadığı, yolun mevcut haliyle ihtiyaca cevap vermediği, ortaya çıkabilecek kazaların tesislere ciddi zarar verebileceği gerekçesiyle yolun genişletilmesine karar verdi.
Tüpraş'dan imar planı iptali davası
Tüpraş da 'imar planlarının iptali' için belediye aleyhine dava açtı. Bu davayı da belediye kazandı. Tüpraş ayrıca, Bakanlar Kurulu'nun, 'özel güvenlik sınırları 24.50 metreye göre düzenlenebilir' yönündeki kararı için de Başbakanlık ve Bakanlar Kurulu aleyhine dava açtı. Bu dava ve konuyla ilgili olarak açılan diğer davalar halen devam ediyor.
Bakanlar Kurulu ve Genelkurmay Başkanlığı'na kadar taşınan Çatalağzı yolu, Aliağa Gemi Söküm Tesisleri ile çeşitli kurumlara ait enerji yatırımlarının bulunduğu yarımadaya ulaşımı sağlayan tek alternatif durumunda.
Gemi söküm bölgesinin bir kısmı 6 Kasım 1998'de Bakanlar Kurulu kararıyla enerji yatırım bölgesi ilan edildi. En dar bölgesi 10, en geniş bölgesi ise yaklaşık 20 metre genişliğinde olan yol Tüpraş ve Petkim sınırlarından başlayarak deniz kenarında bulunan Gemi Söküm Tesisleri'ne kadar uzanıyor.
Yolun yaklaşık 4 kilometrelik bölümü problem oluşturuyor. Yolun sonunda bulunan özel sektöre ait gaz tesisleri için, yolun altından boru hatları döşendi. Tüpraş yetkilileri, yol altından geçen boru hatlarının, içinde 600 bin ton ham petrol bulunan tankları tehdit ettiğini ileri sürüyor.
Başkan Kaya: Hukuki süreç devam ediyor
Tüpraş ve Petkim arasından geçen yolun fiili olarak yaklaşık 30 yıldır işlediğini belirten Aliağa Belediye Başkanı Tansu Kaya, yolun sonunda Bakanlar Kurulu kararıyla ilan edilmiş enerji yatırım bölgesi ve Türkiye'nin tek gemi söküm merkezinin bulunduğunu söyledi.
Söz konusu tesislere başka bir yolla ulaşmanın mümkün olmadığını ifade eden Başkan Kaya, konuyla ilgili olarak başlayan hukuki sürecin uzun süredir devam ettiğini kaydetti.
Yolun imar planında görünmediğini ve planda olmadığını aktaran Kaya, "Planda olmayan ancak fiili olarak 30 yıldır işleyen bir yol. Günümüze kadar gelmiş ancak konu mahkemeye intikal etti." dedi.
"Tüpraş ve Petkim ipe un seriyor"
Yolun sonunda bulunan işletmelerde binlerce insan çalıştığını hatırlatan Kaya, sorunun bir an önce çözüme kavuşması gerektiğini anlattı. Yol içinde, bölgedeki Aygaz, Petrol Ofisi gibi başka firmaların da yerleri bulunduğunu belirten Kaya, konuya sadece Tüpraş ve Petkim'in itiraz ettiğini kaydetti.
Yolun altından geçen boru hatlarının, Tüpraş'ın ham petrol tankını tehdit ettiği iddialarının yanlış olduğunu ifade eden Kaya, sözlerini şöyle tamamladı:
"Tüpraş'a ait tanklar yolun çok altında. Buna 'ipe un sermek' denir. Böyle bir tehlike söz konusu değil. Bu konuda mahkemeye delil olarak sunduğumuz evrakların içinde 'yaklaşma mesafeleri' de var. Mahkeme yolu 24.50 metre genişliğe çıkarmamıza izin verdi. 'Biz yaptık oldu' mantığıyla hareket etmeyeceğiz, ilgili kuruluşlarla oturup konuşarak uzlaşmayla sorunu çözmek istiyoruz."
Yolun devamında faaliyette bulunan Ege Gaz A.Ş. de belediye lehine davaya ortak oldu. Ege Gaz yetkilileri, mahkemeye sundukları açıklamalarında, enerji yatırım bölgesi olarak ilan edilen alanda başta kendileri olmak üzere pek çok şirketin yatırımını tamamladığına işaret ederek, "Yarımada şeklinde olan alana ulaşmanın tek yolu Petkim ve Tüpraş arasından geçen mevcut yoldur" dediler.
Konuyla ilgili olarak bilgi veren TÜPRAŞ yetkilileri ise konunun 'yol' meselesi olmadığını savundu. Tüpraş'ın 'yolun kapatılmasını istediği' yönündeki iddiaların gerçek dışı olduğunu aktaran yetkililer, yolun yıllar önce zaten Tüpraş tarafından yapıldığını anlattı. Yolun altından Tüpraş'ın haberi olmadan boru hattı geçirildiğini anlatan yetkililer, şunları söyledi:
"Bu boru hatlarının içinden yanıcı ve patlayıcı madde geçecek. Buraya yakın bir yerde de Tüpraş'ın 600 bin ton kapasiteli ham petrol tankları var. Boru hatları yapılırken kimse Tüpraş'a gelip (biz buraya hat döşeyeceğiz, sizin için tehlikeli mi değil mi) diye sormadı. Bu boru hatları ham petrol tankları için tehlikeli. Bu konuda Tüpraş'ın açtığı birçok dava var." (AOK/BB)