Azınlık vakıflarının 1974'ten itibaren el konmaya başlanan taşınmazlarının iadesini, üçüncü şahıslara geçen taşınmazlarının da belirlenecek bedel üzerinden tazminini düzenleyen kanun hükmünde kararname azınlık mallarıyla ilgili sorunları tümüyle çözmüyor. Birçok taşınmaz aradan geçen uzun zamanda yeni düzenlemenin sınırlarının dışına çıkmış durumda. Kamp Armen de bunlardan biri.
Bir zamanlar Gedikpaşa Ermeni Yetimhanesi'ne bağlı olarak Ermeni çocuklarının gittiği bir yaz kampı olan Kamp Armen'in arazisi 1962'de Yetimhane'ye geçiyor. Dolayısıyla 1936 Beyannamesi'nde mal varlıkları dahil vakıfların durumlarıyla ilgili bilgileri beyan edilen taşınmazlar arasında yer almıyor.
28 Ağustos'ta Resmi Gazete'de yayınlanan kanun hükmünde kararname, azınlık vakıflarının 1936 beyannamesinde zikredilen ama o zaman tapuda kaydı bulunmayan veya daha sonra el konulan gayrimenkullerin iadesini sağlıyor.
Simge haline gelen kamp
Senelerce çok sayıda yetim Ermeni çocuğa yuva olmuş bu kamp, yıllar sonra azınlık vakıflarının mal edinemeyeceği gerekçesiyle yetimhanenin elinden alındı, arazisi satıldı; restorasyon izni verilmeyen kamp binası ise atıl durumda.
Sonraki yıllarda arazi birden fazla el değiştirdiği için yeni düzenlemenin kapsamına giremiyor gibi gözüküyor.
Ermeni çocukların Tuzla sahillerinden kum taşıyarak, harçlarını kendileri karıştırıp taşlarını kendileri koyarak inşa ettikleri kamp binası bugün kullanılmıyor.
Hrant Dink gibi birçok Ermeni'nin evi olarak bildiği, çocukların emeğiyle şekillenen Kamp Armen; yetiştirdikleri hayvanlarla, büyüttükleri meyva ağaçlarıyla, aralarındaki işbölümüyle barındırdığı çocukları hayata hazırlayan, kendi kendine yeten bir eğitim merkeziydi.
Şimdi, kanun hükmünde kararnameyle gelen yeni düzenlemenin, kaderi Kamp Armen gibi şekillenen birçok azınlık malına dair sorunları çözüp çözemeyeceği belirsiz. (YY)