Feyza Sınar, "Kameranın Ardındaki Kadın: Bilge Olgaç" adlı belgeselde, hem senaryoyu yazıyor, hem de yönetiyor. Titiz bir arşiv çalışmasının sonucu çekilen belgesel, Bilge Olgaç'ın filmlerinden kısa görüntüler ve arşivlerden alınan Bilge Olgaç'ın konuşmalarından oluşuyor.
Sınar, Bilge Olgaç'la ilgili olarak, "Sinema tarihimiz açısından film çekmiş ilk kadın değildi ama, yönetmenliği bir meslek olarak uzunca yıllar sürdürebilmiş, geçimini böyle sağlamıştı. Bu yüzden de ilk kadın yönetmen olarak hatırlanır" dedi.
Sınar, Bilge Olgaç'ın ilk filmlerinin özelliğine de dikkat çekiyor:
"İlginçtir; Olgaç'ın ilk filmi, başrolünü Yılmaz Güney'in oynadığı 'Üçünüzü De Mıhlarım' bir kan davasını konu alırken, en önemli eserlerinden biri olan ve Türk Sinemasının en iyi hapishane filmi olarak adlandırılan "Linç", birkaç sahnesi dışında, tamamen erkeklerin rol aldığı bir filmdir."
Sınar, Olgaç'ın sinema kariyerine "erkek filmleriyle" başladığını, 1980'in ikinci evresinde "kadın sorunları"na eğildiğini söylüyor.
İnsanlar aynı duyguları taşırlar. Farklılığı, düşünceler ortaya çıkarır
Sınar, Bilge Olgaç'ın bir söyleşisine de atıfta bulunuyor:
"Kendisiyle yapılan bir röportajda, o sıralarda televizyonlarda gösterilen Brezilya dizilerinin izlenme oranlarının neden yüksek olduğu sorulmuştu.
Bilge Olgaç'ın yanıtı 'Bu diziler her insanda bulunan duyguları, zaafları yakalayarak, izleniyorlar. Duygularımız ortak olsa da, bizleri farklılaştıran düşüncelerimizdir, Bu yüzden bu tür yapımların seyirciyi körelttiğine inanıyorum' oldu.
Sınar, bu yanıtın Olgaç'ın sinema sanatına yaklaşımını da açıkladığı kanısında.
Pasaport verilmedi ödülünü alamadı
Sınar, 1984'te gerçek bir olaydan yola çıkarak çektiği "Kaşık Düşmanı" aynı yıl Antalya Altın Portakal Film Festivalinde En İyi 3. Film ve En İyi Senaryo ödüllerini almıştı.
Film aynı yıl Fransa'da 7.si düzenlenen Creteil Kadın Filmleri Festivali'nde "Jüri Büyük Ödülü"nü ve "Basın Özel Ödülü"nü kazandı. Bilge Olgaç ödüllerini almak için festivale gidemedi, çünkü kendisine pasaport verilmedi" diyor.
Olgaç, 37 sinema filmine imza attı. Sinemadan uzak kaldığı 1970'li yılların seks furyası döneminde reklam filmleri çekti. Televizyon dizisi de çeken Olgaç, yaşamının hiçbir döneminde belli bir yaşam standardını yakalayamadı.
Sanatçının hazin sonu
3 Mart 1994 akşamı haber bültenleri Bilge Olgaç'ın Beyoğlu'ndaki evinde çıkan yangında hayatını kaybettiğini duyurdu.
Son filmi "Bir Yanımız Bahar Bahçe"yi neredeyse tamamlamıştı. Kirasını ödeyebileceği yerleşik bir eve yeni kavuşmuştu. Sobalı küçük evinin dekorasyonunu henüz bitirmişti.
Yatağında Galatasaray-Monaco maçını izlerken uyuya kalması onun sonunu hazırladı. İçtiği sigara yatağa düştü ve çıkan yangın, Bilge Olgaç'ın yaşamına son verdi.
Haber, dostları arasında şok etkisi yarattı. Onu tanıyan herkes biliyordu ki; yepyeni bir olgunlukla hazırlamakta olduğu sinema ve belgesel film projeleri vardı. Halil Ergün'ün deyimiyle "Hayat izin vermedi".
Belgeselde yer alan isimler
Belgeselde, Olgaç'ın yakın dostu ve çalışma arkadaşlarının konuşmalarına da yer veriliyor.
Halil Ergün, Füsun Demirel, Berhan Şimşek, Perihan Savaş, Senarist yazar Osman Şahin, Görüntü Yönetmeni Hüseyin Özşahin, Ablası Mefharet Olgaç, yeğeni Çiğdem Tetiker'le yapılan röportajlar yer alıyor.
Belgesel T.C. Kültür ve Turizm bakanlığı desteği ile gerçekleştirildi.
Bilge Olgaç Biyografi
16 yaşında evlendi. 6 çocuklu, yoksul bir ailenin beşinci çocuğu olarak dünyaya geldi. Okumayı seviyor öyküler yazıyordu. Eşi Vecdi Bender, onun yazdığı bir öyküyü "Kısmetin En Güzeli", Memduh Ün'e verir. Böylece Bilge Olgaç'ın sinema serüveni de başlar.
Memduh Ün, Bilge Olgaç'ı aynı zamanda asistan olarak işe başlatır. Uzun süre Memduh Ün'ün yanında "Sansür Senaryoları" yazar. Halit Refiğ'e de asistanlık yapar.
Olgaç, 1965 de ilk filmi "Üçünüzü de Mıhlarım" ı çeker. Onu izleyen ve çoğu avantür olan filmlerinin kahramanları erkektir.
Bilge Olgaç, sinemasına erkek filmleri çeken bir kadın yönetmen olarak başlamıştır. O dönem Bilge Olgaç'ın mesleği ekmek parasıdır. O yüzden de sanatsal kaygılardan söz edilemez.
Ancak 1970 de Bilge Olgaç, Kerim Korcan'ın eserinden uyarlayarak çektiği "Linç" ile adından söz ettirir.
1974 Yılında yönettiği "Açlık" Atilla Dorsay'ın deyimiyle "Baştan sona hiç aksamayan, yalın bir sinema diliyle yapılmış, kadınca bir duyarlık" taşıyordu.
1975 de ise en çok tartışılan filmi "Bir Gün Mutlaka"yı çeker. Filmin senaryosu Yılmaz Güney'e aittir ve Güney Film adına çekilmiştir.
75 Sonrasında ise Seks Furyası diye anılan dönem başlamış, Bilge Olgaç, seks filmi çekemeyeceğine karar vermiştir. 1975-84 arasındaki dönemde Olgaç TV için reklam filmleri çeker.
1984'te gerçekten yaşanmış bir trajediden yola çıkarak güldürü unsurlarının da yer aldığı "Kaşık Düşmanı" filmini çekerek sinemaya dönüş yapar. Film aynı yıl Antalya Film Festivalinde en iyi 3. film ve en iyi senaryo ödüllerini alır.
Ayrıca bu film Fransa'da Creteil'de 7. Kadın Filmleri Festivalinde yarışarak Büyük Ödül'e layık görülür. Bilge Olgaç'ın bundan sonraki filmlerinin çizgisi de belirlenmiştir. "Gülüşan", "Gömlek", "Umut Hep Vardı" gibi filmlerde kadın sorunlarına değinilir. Çoğunlukla büyük kentin dışında kasaba ve köylerdeki yaşam sinemasında yer alır.
Bilge Olgaç, Yeşilçam geleneğine bağlı bir sinema yapmıştır. (AD)
Bilge Olgaç Filmografi
1965 Üçünüzü De Mıhlarım
Babasız Yaşayamam
Sokaklar Yanıyor
Krallar Kralı
1966 Nikahsızlar
1967 Garibanız Abiler
Kanunsuz Toprak
Silahsız Dövüşelim
1968 Dertli Gönlüm
Öksüz
1969 Kanlı Şafak
1970 İki Aşk Arasında
Linç
Merhamet
1971 Kara Gün
Üçünüze Bir Mezar
Yaban Ali
1972 Kaderin Pençesi-Piç
Kanlı Öç
Savulun Geliyorum
1974 Açlık
Bacım
1975 Bir Gün Mutlaka
Şöhret Budalası
1984 Kaşık Düşmanı
Yavrularım
1985 Gülüşan
1986 Üç Halka Yirmibeş
1987 İpekçe
1988 Gömlek
Kızın Adı Fatma
Yarın Cumartesi
1990 Aşkın Kesişme Noktası
1991 Umut Hep Vardı
1992 Kurşun Adres Sormaz
1994 Bir Yanımız Bahar Bahçe