KAMER Vakfı, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü vesilesiyle yaptığı açıklamada, “En önemli hedefimizin görünmeyen şiddetin ortaya çıkarılması olduğunu ve devletin bu görevi kadın kuruluşlarının desteği ile sağlayabileceğini düşünüyoruz” dedi.
23 ilde çalışmalar yürüten KAMER, son bir yılda görüştükleri 40 bin kadının yüzde 90’nının şiddet yaşadığını söylediğini belirtti.
“Şiddetin çeşitli türlerini dikkate alarak hesapladığımızda Türkiye’de şiddet yaşayan kadın oranı ortalama yüzde 40 gibi görünüyor olsa da yüzde 50 civarında görünmeyen, gizli yaşanan şiddet olduğunu biliyoruz” dedi.
TIKLAYIN - NEBAHAT AKKOÇ KAMER'İN CİNSİYETÇİ SİSTEMLE MÜCADELESİNİ ANLATIYOR
Yoksulluk şiddeti örtüyor
Kadına yönelik şiddetin sistem sorunu olduğunu, eğitim, gelir durumu, dil, savaş ve çatışmalar gibi durumların arttırıcı tali sebepler olduğunu belirten KAMER, yoksulluğun şiddetin görünürlüğünü azaltan çok önemli bir örtücü faktör olduğunu belirtti.
Pek çok kadının “Evet şiddet yaşıyorum ama şimdi bununla uğraşamam, çoluk çocuk aç” diyerek yaşadığı şiddeti sıradanlaştırdığını söyledi.
Açıklamada “Bu nedenle yoksul, eğitim hakkını kullanamamış, “dil”den kaynaklı iletişimsizlik yaşayan kadınlar için özelliklerine uygun programlar geliştirmek ve acilen uygulamaya başlamak gerekmektedir” denildi.
TIKLAYIN - AKKOÇ: KADINLAR "KOCAM DÖVÜYOR DA ASIL ÇOCUKLAR AÇ" DİYOR
Çocuklar da şiddet görüyor
Kadınların yaşadığı şiddetin görünmeyen mağdurlarının çocuklar olduğunu belirten KAMER, çalışma yaptıkları bölgede hane başına düşen çocuk sayısının yaklaşık 4 olduğunu ve çocukların çoğunlukla anneleriyle birlikte şiddete maruz kaldığını ifade etti.
Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Fiziki bir şiddetin söz konusu olmadığı durumlarda bile geleneksel çocuk eğitimi şiddet ile şekillenmiştir. En hafif şekliyle çocuklar ailenin aksesuarı olarak kabul edilmektedir.
“Ne yazık ki Türkiye’de çocuklara yönelik şiddetin 'toplumsal cinsiyet rollerinin' sonucu olarak yaşandığı henüz yeterince kabul görmemektedir. Bu anlayışı bir an önce aşmak, özellikle çocukları birey sayan bir yaklaşımla, erken çocukluk dönemi çalışmalarını desteklemek gerekmektedir.
“Barışın inşası bizimle başlar. Önce kendimizle sonra bütün farklılıklarını kabul ederek çevremizle barışmak, dünya barışı için atılmış büyük bir adım olacaktır.
“Kadınların öncelikle evlerinde ve her yerde güven içinde olabilecekleri savaşsız, şiddetsiz günler umuduyla.” (ÇT)
TIKLAYIN - 25 İLDE 25 BİN KADINLA ŞİDDETİ KONUŞTULAR
25 Kasım nedir?Dominik Cumhuriyeti’nde Rafael Trujillo diktatörlüğüne karşı mücadele eden üç kız kardeş Patria, Minerva ve Maria Teresa, Trujillo'nun "Ülkede iki tehlike var: Kilise ve Mirabal Kardeşler" açıklamasından kısa süre sonra, 25 Kasım 1960’de Trujillo'nun emriyle öldürüldüler. Ölümlerine araba kazası süsü verildi. Ancak Mirabal kız kardeşlerin anısı, özgürlük ve insan hakları için verdikleri mücadele, dünyada ve Türkiye'de insan hakları savunucuları ve kadın hareketleri için bir sembol haline geldi. Ve 1999 yılında Birleşmiş Milletler, 25 Kasım'ın "Kadına Yönelik Şiddetin Ortadan Kaldırılması için Uluslararası Mücadele Günü" olarak benimsenmesi kararını aldı. |