Kalp ve damar hastalıklarını önlemek ve risk faktörlerini kontrol altına almak için uygulanan en etkili mücadele yöntemlerinden birisi kamuoyunu eğitmek, bilinçlendirmek ve motive etmek olarak tanımlanıyor.
Bu amaçla, son üç yıldır Eylül ayının son Pazarı, Dünya Kalp Federasyonu (WHF), Dünya Sağlık Teşkilatı (WHO) ve Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Teşkilatı'nın (UNESCO) resmi desteğiyle "Dünya Kalp Günü" olarak kutlanıyor.
Dünya Kalp Günü'nde, toplumun dikkatinin kalp hastalıklarına çekilmesi amaçlanıyor. Yaygın medya araçlarının desteğiyle, kamuoyunun kalp ve damar hastalıklarına karşı alınması gereken önlemler konusunda eğitilmesi hedefleniyor.
Türkiye'de artış var
Yeryüzünde ölümlerin yüzde 45'i kalp ve damar hastalıklarından kaynaklanıyor. Her yıl yaşamını yitiren 50 milyon kişiden 17-18 milyonu kalp ve damar hastalıklarına bağlı olarak ölüyor. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre, 2020 yılında bu sayı 24.4 milyona ulaşacak.
Avrupa'da da her yıl 4 milyon kişi kalp ve damar hastalıklarından ölüyor. Bu kişilerin yaklaşık 800 bini 65 yaşın altında. Avrupa Birliği (AB) ülkelerinde kalp hastalığından ölen kişilerin 1.5 milyonu ani kalp krizi nedeniyle yaşamını yitiriyor.
Türkiye'de de kalp hastalıklarında önceki yıllara oranla artış görülüyor. Uzmanlar, buna yaşlı nüfusun artmasını gerekçe gösteriyor. Türkiye'de 1990 yılında 1 milyon kişide kalp hastalığı saptanırken, 2000'de yüzde 90 oranında bir artışla bu sayının 2 milyona yükseldi. Bu sayının 2010 yılında 3 milyona ulaşması bekleniyor.
Düzenli kontroller önemli
Her yıl saptanan 410 bin kalp hastasından 135'i kalbin damarlarından kaynaklanan "koroner" kalp hastalıklarına yakalanıyor.
Kalp hastalıkları bazen hiçbir ön belirti vermeden de ortaya çıkabiliyor ve kişiler aniden kalp krizi geçirebiliyor. Uzmanlar, bu nedenle 40 yaşın üzerindeki erkeklerle 50 yaşın üzerindeki kadınların düzenli kalp kontrollerinden geçmesini öneriyor.
Risk faktörleri
Gelişmekte olan ülkelerde, romatizmal ateş ve enfeksiyonlara bağlı gelişen kalp hastalıklarının önüne geçilemiyor. Değişen yaşam tarzları, artan sigara tüketimi, ayak üstü atıştırılan hazır gıdalar ve fiziksel hareketsizlik, iskemik kalp hastalığının hızla artacağına işaret ediyor.
Sigara
Gelişmiş ülkelerde, sigara tüketimi giderek azalırken, Türkiye'de diğer gelişmekte olan ülkelerde kadınlar ve gençler daha çok oranda sigara bağımlısı oluyorlar.
Hipertansiyon
Kalp hastalıklarına zemin hazırlayan ikinci önemi faktör, çeşitli nedenlerle ortaya çıkabilen kan basıncı yüksekliği yani, "hipertansiyon".
Vücudun her yerinde birikebilen yağlar, kanda da bulunuyor ve damarlarda birikerek plaklar oluşturuyor. Besinlerle alınan, kanda dolaşan "kolesterol" ve "trigliserid" adı verilen yağlar damarları daralttıkları için önemli hipertansiyon etkenleri arasında yer alıyor.
Şişmanlık ve hareketsizlik
Türkiye'de erkeklerin yüzde 21.1'inin, kadınların ise yüzde 43'ünün şişman olduğu öne sürülüyor. Şişmanlığın en önemli nedenleri arasında dengesiz ve yetersiz beslenme sayılıyor.
Şişmanlık, hareketleri kısıtlıyor, vücudun yükünü artırıyor ve birçok başka hastalığa yol açarak kalp hastalıklarının önünü açıyor. Şişmanlık hareketsizliğe, hareketsizlik şişmanlığa neden oluyor ve hareketsizlik de kalp hastalıklarının önemli nedenleri arasında sayılıyor.
Diyabet
Kalp hastalıklarına zemin hazırlayan bir diğer etken ise "diyabet" yani şeker hastalığı. Türkiye'de her 15 kişiden birisinde diyabet olduğu biliniyor. Zamanında tespit edilmeyen diyabet, sistemde birçok bozukluğa yol açıyor, sinirler ve damarlar bu durumdan büyük oranda etkileniyor.
Stres ve sıkıntı
Kalp ve damar hastalıklarına neden olan etkenler arasında stres ve sıkıntı sayılıyor. Sıkıntı ve stres, bedenin daha sık ve erken rahatsızlanmasına neden oluyor.
Düzenli kontrol ve egzersiz
Dünyada ve Türkiye'de bazı kuruluşlar düzenli kalp kontrolleri ve taramalar yapıyor. Türkiye'de bu amaçla oluşturulan kalp platformu içinde çok sayıda kuruluş yer alıyor. Bu kuruluşlar, değişik kampanyalarla toplumun riskli grubunu düzenli kontrolden geçiriyor.
Riski azaltmanın bir başka yolu da egzersiz yapmak. DSÖ'nün kalp hastalıkları çalışma grubunun sorumlusu Dr. Alexandre Kalache, günde 30-60 dakikalık bir yürüyüşün kalple ilgili riskleri anlamlı bir şekilde azalttığına dikkat çekiyor.
DSÖ Genel Direktörü Dr. Gro Harlem Brundtland ise, Dünya Sağlık Asamblesi'nde bu yıl yaptığı konuşmada; "Zengin ya da yoksul, erkek ya da kadın, genç ya da ihtiyar hepimiz her gün en az yarım saat fiziksel aktivitede bulunmalıyız" dedi. Sigara içmemek ve uygun diyet uygulamak da riski oldukça azaltıyor.
Kalp krizi nedir?
Hastalık, kalp kasının bölgesel kansız kalması ve bunun sonucu ortaya çıkabilen kalbin fonksiyon bozukluklarıdır. Erkeklerde kadınlardan 3-4 kere daha sık görülür. Kalbi besleyen damarlarda halk arasında "damar sertliği" denilen ateroskleroz gelişir ve damarlar önce daralır sonra da tıkanır. Bu birden bire olmaz. Yaşam süresince yavaş yavaş gelişir. Kanda kolesterol ve diğer kan yağlarının artması, şeker hastalığı, yüksek tansiyon, sigara, fazla hareketsizlik, aşırı ruhsal gerginlik, stres faktörleri ve özellikle fazla kilo hazırlayıcı nedenler arasındadır.
Uyarıcı "sinyal" belirtiler?
Eforla gelen, dinlenmek veya ancak özel bir genişletici ilaç ile geçebilen göğüs ağrısı, ruhi gerginliklerde, dinlenme sırasında da aynı ağrının oluşabilmesi
uyarıcı olmalıdır. Ancak hastalığın belirtileri, sinyal vermeden de oluşabilir.
Belirtiler
Daha önce hafif seyreden ve hemen geçen göğüs ağrısının, sıkıntı hissiyle birlikte daha uzun ve ağır seyretmesi, enfarktüse bağlı tansiyon düşüklüğü ve kalbin elektriksel ritm bozukluğu belirtileri; özellikle ağrı sırasında veya sonunda ortaya çıkan halsizlik, baş dönmesi, soğuk terleme.
Alınacak önlemler
Tam istirahat haline geçip en yakın kimseden yardım istemek, en yakın hastaneye ambulans ile fazla hareket ettirmeden nakil, (yoksa); en yakın doktoru ve özellikle kardiyoloğu çağırmak, bir doktor tarafından görülünceye kadar kesin yatak istirahati yapmak.
Tedavi
Hastalık oluşmadan risk faktörlerini kontrol altına almak en iyi tedavi yöntemidir. Kriz sırasında ideal olan, hastane şartlarıdır.
Önlemler?
* Göğsünüzde ağrı ve yanma varsa, yokuş ve merdiven çıkarken,ağrılarınız artıyorsa, mutlaka kalbinizi kontrol ettiriniz.
* Fazla kilodan, aşırı yorgunluktan, içki ve sigaradan, şeker hastalığından, stresten, düzensiz beslenmeden kaçınınız.
* Günde üç öğün ve eşit miktarlarda yemek yemelisiniz. Bir öğün de fazla yemeyin, yavaş yiyin, acele etmeyin.
* Sizi üzen, sinirlendiren, kızdıran durumlardan, kimselerden ve konulardan kaçınmaya çalışın. Kızgınlık, sinirlenme ve korku kalbinizin fazla çalışmasına yol açar.
* Çok soğuk veya sıcak iklimde bulunmaktan kaçının. Yazın dışarıdaki faaliyetleriniz için günün serin zamanını seçin. Sıcak, kalbinizin fazla çalışmasına sebep olur. Çok soğuk veya rüzgarlı bir günde dışarı çıkarsanız ağzınızı ve burnunuzu bir mendil ile kapatın ve soğuk havayı içinize çekmeyin.
* Faaliyetlerinizi kalbinizin dinlenmesine zaman ayıracak şekilde düzenleyin. Sabah ve öğleden sonra olmak üzere en az 2 kere 20-30 dakika istirahat edin. Her gece alışık olduğunuz kadar uyuyun. En az 6-8 saat uyumaya çalışın.
* Yüksek tansiyon fark edilmez ve gereği gibi tedavi edilmezse kalp krizi, felç ve böbrek yetersizliği (üremi ) gibi öldürücü hastalıkların gelişmesi tehlikesi çok yüksektir. Yüksek tansiyonu normale düşürmek ve normal düzeyde devamını sağlamak mümkündür. Bunun için yemekler ve içeceklerle alınan sodyum (tuz) miktarını azaltmak gerekir.Katı yağlar yerine doymamış (sıvı) yağların kullanılması ve kolesterol içerdiği bilinen yiyeceklerden kaçınılması kan kolesterolünü belirli ölçüde düşürmeye devam eder.
Kalp hastalıklarıyla ilgili kuruluşlar
* Türk Kalp Vakfı: Türkiye'de önemli ve öldürücü bir sağlık sorunu olan kalp ve damar hastalıklarına karşı daha etkili önlemler geliştirebilmek için kurulan Türk Kalp Vakfı 1996 yılından bu yana Avrupa Kalp Birliği (EHN) üyesi olarak kalp sağlığı alanında Avrupa'daki sivil toplum kuruluşları ile karşılıklı işbirliğini sürdürüyor. Vakfın Şişli'deki merkezinde düzenli olarak kontroller ve taramalar yapılıyor, her türlü tanı ve tedavi işlemleri gerçekleştiriliyor. Merkezde muayene ve tedaviler için,acil haller dışında, telefonla randevu alınıyor.
* Avrupa Kalp Birliği (EHN): Avrupa' da kalp ve damar hastalıklarını önlemek amacıyla kurulan Avrupa Kalp Birliği, 26 Avrupa ülkesinde kalp ve damar hastalıkları alanında faaliyette bulunan 30 vakıf ve derneğin üye oldukları bir bilgi ve iletişim ağıdır. Sekreteryası Brüksel'dedir.
* Dünya Kalp Federasyonu (WHF): Dünya Kalp Federasyonu, Uluslararası Kardiyoloji Derneği (ISC) ve Uluslararası Kardiyoloji Federasyonu'nun (ICF), Uluslararası Kardiyoloji Derneği ve Federasyonu (ISFC) adıyla birleşmesi ile 1978 yılında kuruldu. 1998 yılında Dünya Kalp Federasyonu (WHF)adını aldı. Dünyanın her yerinde kalp ve damar hastalıklarının önlenmesini ve kontrol altına alınmasını amaçlar. Federasyon, özellikle düşük ve orta gelirli ülkeleri dikkate alarak, kalp hastalığını ve felci önlemek ve kontrol altına almak ve böylelikle dünya nüfusunun daha uzun ve daha iyi bir yaşama kavuşmalarına yardımcı olmak amacındadır. Dünya Kalp Federasyonu, 92 ülkeden 136 kalp vakfı ve kardiyoloji derneği ile Asya-Pasifik, Afrika, Avrupa ve Amerika kıtaları Kalp Birlikleri ve Derneklerinin üye oldukları bir kuruluştur.
* Uluslar arası Kardiyoloji Derneği (ISC): Ulusal kardiyoloji derneklerinin üye oldukları profesyonel bilimsel bir kuruluş olarak 1950 yılında kuruldu.
* Uluslararası Kardiyoloji Federasyonu (ICF): Araştırmaya, uzmanların ve halkın eğitimine ve halk programlarına destek vermek üzere fon geliştirmek gayesiyle dünyanın her yerindeki kalp vakıflarından oluşmak suretiyle 1970 yılında kuruldu. (BB/NK)
* Ayrıntılı bilgi için http://www.worldheart.org adresi ziyaret edilebilir.