Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) barış süreci kapsamında kurulan Millî Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu çalışmalarına başlarken, Kafkas Dernekleri Federasyonu (KAFFED) tüm Kuzey Kafkas sivil toplum kuruluşlarına önemli bir çağrı yaptı.
DEM Parti’nin komisyonda dinlenmesini istediği kurumlar arasında bulunan KAFFED, yönetim kurulu toplantısında, 2011’de anayasa sürecinde hazırlanan demokratik talepler metninin güncellenerek yeniden Meclis’e sunulmasına karar verildiğini duyurdu.
Federasyon, metnin sadece kendi dernekleriyle sınırlı kalmayıp tüm Kuzey Kafkas sivil toplum kuruluşlarının ortak imzasına açılacağını açıkladı. İmzaya açılan metnin demokratik taleplerinin ana çerçevesini yansıttığı belirtti. “Kimlik ve kültürün yaşatılmasının demokrasi ve insan haklarının bir gereği, bunun sağlanmasının da devletin vatandaşlarına karşı bir görevi olduğuna inanıyoruz.” dedi.
KAFFED açıklamasında, Türkiye’de yaşayan Çerkes, Abhaz, Oset, Karaçay-Balkar, Çeçen-İnguş ve Dağıstan kökenli yaklaşık 6 milyon yurttaşın kültürel haklarına dikkat çekti.
“Bizler, yeryüzündeki tüm toplumlar gibi kültürümüzü yaşatmak ve kimliklerimizi korumak istiyoruz. Halklarımızın varlığı Türkiye’nin toplumsal barışına ve demokratik gelişimine katkı sağlayacaktır” diyen KAFFED çağrıda, devletin vatandaşların kültürel haklarını güvence altına almasının hem insan hakları gereği hem de demokratik bir zorunluluk olduğunu kaydetti.
"Kimlik ve kültürel haklar güvence altına alınmalı"
“TBMM ortak taleplerimize duyarlı olunmalıdır” diyerek imzaya çıkan sekiz metin şöyle:
"İnsana saygılı yeni bir anayasa hazırlanmalı: Hak ve özgürlükleri temel alan, evrensel normlara uygun, sivil, çağdaş bir anayasa hazırlanmak, yurttaşların dillerini, dinlerini ve kültürlerini istedikleri gibi yaşamalarını engelleyen tüm yasaklar kaldırılmalı, insan hakları ile dil ve kültürel hakların geliştirilmesini güvence altına alan tüm uluslararası sözleşmeler hiçbir çekince konulmadan onaylanmak ve uygulanmalıdır.
Kimlik ve kültürel haklar güvence altına alınmalı: Kimliğimizin ifadesi ve yaşatılmasına ilişkin her türlü engel ortadan kaldırılmalı, bir toplum ve kültür olarak varlığımız kabul edilmelidir. Çocuklarımıza ve yaşadığımız yerleşim birimlerine anadilimizde isim koyabilmeliyiz, kendi soyadlarımızı kullanabilmeliyiz. Köylerimize eski isimleri resmi olarak geri verilmelidir. Ayrımcılık ve her türlü ırkçılık ile aktif bir şekilde mücadele edilmeli, özellikle ders kitaplarından dil, din ve etnisite temelinde ayrımcılığı ve nefreti körükleyen tüm ifadeler çıkarılmalıdır. Ayrımcılık karşıtı yapılarda toplumlarımız temsil edilmelidir. Eşit yurttaşlık kültürünü destekleyici düzenlemeler yapılmalıdır.
Anadili eğitimi yaşama geçmeli: Devlet, yurttaşların dillerini ve kültürlerini korumaları için sadece izin veren değil, destekleyen bir konumda olmalıdır. Bu kapsamda anaokulundan yükseköğretime kadar anadili dersleri yaşama geçirilmeli, özel sektör eğitim kuruluşlarında ve derneklerde anadili öğretiminin önünde engel olan tüm kısıtlamalar kaldırılmalı, halk eğitim merkezleri ve benzeri kuruluşlar aracılığı ile anadili kursları açılmalı, anadili öğretmenleri yetiştirilmeli, üniversitelerde talep edilen tüm dillerde akademik çalışmalara imkân tanınmalı, lisans ve lisansüstü programlar açılmalı, enstitüler kurulmalıdır.
Anadillerimizde TV ve radyo yayınları yapılmalı: Çerkesce, Abhazca, Osetce, Çeçence, İnguşça, Dağıstan dillerinde ve Karaçay-Balkan Lehçesinde kamusal radyo ve televizyon yayını yapılmalı, anadillerimizde yayın yapan özel basın yayım organları desteklenmelidir.
Kültürel ve toplumsal çalışmalar yapan sivil toplum kuruluşları desteklenmeli: Kültürümüzün korunması ve geliştirilmesine yönelik toplumsal çalışmalar yapan tüm sivil toplum kuruluşlarına da destek sağlanmalıdır.
Dönüş hakkı tanınmalı: 21 Mayıs Çerkeslerin soykırım ve sürgününün simgesel tarihi olarak kabul edilmeli ve bu tarihsel gerçek tanınmalıdır. Çerkesler ve diğer Kuzey Kafkas halkları anayurtlarından zorla çıkarıldıkları için, tarihsel olarak anayurtlarına dönüş hakkına sahiptir. Rusya ile çifte vatandaşlık anlaşması yapılarak halklarımızın anayurtları ile olan bağları yasal olarak da kurulmalıdır. Kafkasya’ya dönerek yerleşmek isteyenler için sosyal hakların transferi sağlanmalı, bunun için Rusya Federasyonu ile Türkiye Cumhuriyeti arasında gerekli anlaşmalar yapılmalıdır.
Kuzey Kafkasya Cumhuriyetleri ile ilişkiler güçlendirilmeli: Türkiye'de yaşayan Çerkesler, Abhazlar, Osetler, Çeçen-İnguşlar, Karaçay Balkarlar ve Dağıstanlıların akrabalarının bulunduğu Kuzey Kafkasya cumhuriyetleri ile ekonomik, sosyal ve kültürel ilişkiler geliştirmeleri desteklenmeli, Kuzey Kafkasya'ya yerleşen veya iş kuran vatandaşlarımız desteklenmeli, buradaki üniversitelerde okuyan öğrencilere kredi ve burs verilmelidir.
Abhazya ve Güney Osetya tanınmalı: Abhazya ve Güney Osetya egemen devletler olarak tanınmak, Abhazya ve Güney Osetya'ya yönelik izolasyonlar kaldırılmalı, Trabzon-Sohum arasında gemi ve İstanbul-Sohum arasında uçak seferleri acilen yeniden başlatılmalı, Gürcistan'a yapılan askeri yardımlar durdurulmalı, Abhazya/Güney Osetya ve Türkiye'deki kurum ve kuruluşlar arasında ekonomik, kültürel, sosyal, sportif ve eğitsel alanlarda iş birliği geliştirilmelidir."
Metne imza atmak ya da görüş sunmak isteyen Kuzey Kafkas STK'leri ya da temsilcileri [email protected] mail adresinden veya WhatsApp üzerinden (+90 506 399 04 01) iletişime geçebilir.
(HA)











