Taksim Platformu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş'ı başkanı olduğu "Dünya Birleşmiş Kentler ve Yerel Yönetimler Birliği"ne mektupla şikayet etti.
Kadir Topbaş'a ithafen yazılı mektupta, platformun, defalarca kendisiyle görüşmek istediği ancak buna yanıt alamayınca İstanbul'da kendisine iletemedikleri görüşlerini mektupla aktardıkları yazılı.
Mektupta, Topbaş'ın şehirle ilgili fikir üretenleri "siyasi hısımlar" olarak gördüğü, yakın çevresindekilerin projeleri kendi tekellerine almasına izin verdiği belirtiliyor.
Kentsel dönüşümle ilgili projelerin kapalı kapılar ardında Topbaş'ın çevresindeki inşaat şirketlerine ihale edildiği belirtilen mektupta, kamusal nitelikli bir müdahalenin bağımsız bir ortamda ve katılımla gerçekleşmesi gerektiği ifade edildi.
Mektupta, Taksim projesinin dahil birçok projenin Başbakan'ın talimatıyla yerel ölçekte müzakere edilmeden kabul edildiği belirtildi.
Mektuptan satır başları:
* Çok değerli kültür mirası örnekleri kötü restorasyon uygulamalarına alet oluyor. Şehirde, çok işlevli yapıyı dikkate almayan fragmante bir yaklaşım hakim oluyor. Kamusal alanlar, meydanlar, müzeler, kültür merkezleri katılım gerçekleşmediği için kütü yönetiliyor.
* Projelerde keyfilik ve tepeden inmeci yöntemler öne çıkıyor. Yönetim önce inşaat şirketleri ile anlaşıyor, sonra planlar, projeler hazırlanıyor. Kamusal müdahalelerin mantığı ortadan kalkıyor ve şehir inşaat önceliğine teslim ediliyor. Bu durum açık bir insan hakları ihlali.
* Kentsel dönüşüm projelerinde yerel yöneticiler yatırımcılarla işbirliği yaparak temsil gücü zayıf semtlileri yerinden ediyor.
* Kamu yoksul insanların hizmetlere ulaşım hakkini destekleyici değil, engelleyici bir görev görüyor. Böylece imar kuralları, kültür mirası normları, yoksulları dışlayıcı, güç sahiplerini kayırıcı bir özellik kazanıyor. Tarlabaşı, Süleymaniye, Ayazma gibi yerlerde insanlar on yıllarca yaşadıkları mahallelerinden kazınıyor.
Mektupta, Topbaş'ın İstanbul yönetimine talip olduğunda verdiği "açık, şeffaf, katılımcı, demokratik yönetim" anlayışına uymadığı belirtilerek geçmişte atılan adımları tekrarlanmaması için hala vakit olduğu ifade edildi. (NV)