Toygar, zorla evlendirilmenin kadınların toplumdaki eşitsiz konumunu pekiştirdiğini, yaşama tercihlerini azalttığını ve onları şiddete karşı zayıf hale getirdiğini belirtti.
Toygar, Ege bölgesinde en fazla göçle gelen ailenin yaşadığı beş şehirde 6 bin 300 kadınla görüşerek bir araştırma yaptı.
Buna göre, ilköğretimini yarım bırakmış olanların yüzde 50,8'i; orta ve daha yüksek öğretim görmüş kadınlarınsa yüzde 45,7'si "rızam olmadan evlendim" dedi.
Şu an bekar olan kadınlardansa ilköğretimi yarıda kalmış olanları yüzde 57, orta ve daha yüksek öğretim görmüş olanlarıysa yüzde 9,3 oranında "rızam olmadan evlendirileceğimi düşünüyorum" dedi.
"Zorla evlendirilme insan haklarının ihlalidir"
Toygar "Zorla evlendirilme aile içi şiddetin cinselliğe dayanan bir biçimi" yorumunu yaptı.
"İnsan Hakları Evrensel Bildirgesinin 16. Maddesi ve Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Uluslararası Sözleşmesinin 16. maddesine göre erken ve zorla evlendirmeler kadınlar için insan haklarının ihlalidir."
Toygar'a göre, Türkiye zorla evlendirme olgusunu yalnızca yasal yaptırımlarla önleyemeyecek. Devletin tek başına başarılı olması da mümkün görünmüyor. Sivil Toplum Kuruluşlarının (STK) desteği alınmalı.
Kız çocuklarının eğitimi, ailelerin bilinçlendirilmesi, akraba evliliklerinin engellenmesi, kadınların ekonomik olarak güçlendirilmesi, dinsel yargıların doğru yansıtılması; örf, adet ve geleneklerin doğru yansıtılması alınması gereken önlemler arasında.
"Devlet üniversiteler ve kadınla ilgili STK'larla ulusal bazda projeler yapmalıdır. Aksi taktirde kadına yönelik şiddet, kadın intiharları, töre ve namus cinayetleri önlenemeyecektir."(GG/EÜ)