"TEKEL işçilerinin eyleminde kadınlar çok aktif olduğu halde pazarlıklar erkekler arasında sürüyor. Tıpkı kadınların, TEKEL 'in üretim süreçlerindeki hakimiyetlerine rağmen sendikal yapılarda ve karar alma süreçlerinde yeterince yer alamayışı gibi."
Petrol - İş Kadın Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Necla Akgökçe, hükümetle altı konfederasyon arasında süregiden görüşmelerde hep erkeklerin yer aldığına dikkat çektikten sonra ekliyor:
"Kadınların Ankara'daki dirayet ve çabalarından bir hak doğdu: Kadınlar, bu direnişi sendikal yapılarda bir değişim talebine dönüştürmeli; sendikal örgütlenmelerde daha fazla temsil edilmeyi, karar alma süreçlerinde ve yönetimde yer almayı talep etmeliler."
Akgökçe, Ankara'da 49 gündür direnen TEKEL işçisi kadınları ziyaret etmek üzere Cumartesi günü İstanbul'dan yola çıkan kadınlardan biri.
"Direnişin motor gücü, kadınlar"
Akgökçe gibi direniş çadırlarını ziyaret eden feministler Beyhan Demir ve Nilgün Yurdalan'ın ortak görüşü de TEKEL işçisi kadınların eylemde hem çok etkin hem de kararlı olduğu yönünde.
Beyhan Demir, "Kadınlar hem birçok şeyi feda edebildikleri hem de kadınlık rollerine rağmen 50 gündür direndikleri için erkekleri etkilemişler. Alıştıklarının aksine kadınları bu kadar ön planda gören erkeklerin motivasyonu da yükselmiş" diyor.
"Biz açılımı burada başlattık"
"Kadınlar 'Biz olmasak direniş belki de bu kadar güçlü ve uzun soluklu olmazdı' dediler" diye konuşan Nilgün Yurdalan ise sürecin kadınlar arasındaki ilişkilere etkisini şöyle özetliyor:
"Tokat, Diyarbakır, Batman çadırlarından kadınlar, 'Biz burada birbirimizi tanıdık, komşuluk yaptık' dediler. Kadınlar arasında çok güçlü bir dayanışma gelişmiş. 'Burada birbirimizin neler yaşadığını öğrendik. Çıkarlarımızın ortak olduğunun farkındayız. Biz açılımı burada başlattık' diyen bir kadınla tanıştım."
"Çadırlarda geleneksel roller sürse de evde roller değişti"
TEKEL çadırlarındaki kadınların pek çoğu evli, çocuklu. Onlar evlerinden günlerdir uzakta, çocuklar ise babalarıyla. Ancak Yurdalan, "Ailenin sorumluluğu her şeye rağmen kadında. Kadınlar telefonla da olsa çocukların hastalığından yemek ve temizliğe kadar pek çok işin organizasyonuna etkin bir biçimde katılıyorlar" diyor.
Akgökçe'ye göre de "kadınların kamusal alanda özgürleşmesi evdeki konumlarını dönüştürecek bir değişime" işaret etmiyor.
"TEKEL işçisi kadınlar özelleştirme sürecini birebir yaşamış. İş alanları değişmiş, sürekli farklı illerde çalışmak zorunda kalmışlar. Bu nedenle bilinçliler. Kendilerini rahat ifade edebiliyor, hızlı hareket edebiliyorlar. Kadınların özgürleşmesi için önemli alanlar, ev içleri. Direniş çadırlarında da evdeki işbölümünü sürdüren davranış kalıplarına rastlanıyor. Eviçi emek açısından söylenebilecek tek olumlu şey, çocuklarını kocalarına emanet etmiş olmaları. Çoğunun çocuklarına erkekler bakıyor. Direnişte kadın işlerini yine kadınlar yapsa da ev içlerinde erkekler kadınların rollerini almışlar gibi görünüyor." (BB)