Feministlerin ve kadın örgütlerinin oluşturduğu Bedenimiz Bizimdir İnisiyatifi, "genel ahlak kuralları"na dayanan ve kadınların özgürlüğünü kısıtlamak için kullanıldığını söyledikleri "hayasızca hareketler" maddesinin Ceza Yasası'ndan (TCK) çıkarılması için Meclis'e gönderiyor.
TCK'nin 225. maddesine dayanan İstanbul 1. Sulh Ceza Mahkemesi, Galata Köprüsü'nde balık tutan Gülcan Köse'ye hapis cezası vermiş, İnisiyatif bunu yine Galata Köprüsü'nde protesto etmiş ve maddenin kaldırılmasını istemişti.
Kadınların Meclis'e göndermek üzere tamamladığı ve imzaya açtığı metin şöyle.
Sayın Meclis Başkanı ve Milletvekilleri,
Bildiğiniz gibi, uzun süren çalışmaların ardından Yeni Türk Ceza Kanunu 26 Eylül 2004 tarihinde TBMM tarafından kabul edilmiştir. Yürürlükte olan Türk Ceza Kanunu hazırlanırken, TCK Kadın Platformu'nda bir araya gelen biz kadın örgütleri ve kadınlar, yeni kanunun kadın bakış açısıyla kadınlara yönelik ayrımcılığı ortadan kaldıracak şekilde düzenlenmesi için yoğun çalışmalar yaptık. Buna rağmen yürürlüğe giren Yeni TCK, hâlâ kadınlara yönelik ayrımcılıkla sonuçlanan maddeler içermektedir. Biz kadınlar, bu maddelerden ötürü insanlık onurumuza saldırılar ve hak ihlalleri ile karşılaşmaktayız.
Türk Ceza Kanunu'nun 1. Maddesi, TCK'nin amacının "kişi hak ve özgürlüklerini" korumak olduğunu belirtmektedir. Diğer yandan, yine aynı Kanunda yer alan "Hayasızca Hareketler" başlığı altındaki 225. Madde, biz kadınların hak ve özgürlüklerini ihlal etmektedir. 23 Haziran 2008 tarihinde şahit olduğumuz gibi, İstanbul 1. Sulh Ceza Mahkemesi Galata Köprü'sünde balık tutan bir kadına, ilgili maddeye dayanarak 5 ay hapis cezası vermiştir.
"Genel ahlak kuralları," "edep töreleri," "hayasızca hareket" gibi kavramlar zamana ve topluma göre değişkenlik gösterir ve görecelidir. Haya ve edep, yasal geçerliliği olan kavramlar değildir ve yasa yoluyla düzenleme altına alınamazlar. Evrensel hukuk normlarına göre ceza hukukunda asıl korunması gereken değer, TCK'nin amacında da belirtildiği gibi, bireyin hak ve özgürlükleridir. Dolayısıyla zamana ve topluma göre değişkenlik gösteren, bireyin hak ve özgürlüklerini korumak yerine onları kısıtlayan ve ihlal eden "edep", "haya" gibi ifadeler üzerinden yapılan düzenlemelerin TCK'de yeri yoktur. Açıkça şahit olduğumuz gibi, gerçek hayatta kadınların cinsel ve bedensel hak ve özgürlüklerini kısıtlamak amacıyla kullanılan bu maddeler, ivedilikle TCK'den kaldırılmalıdır.
Türkiye'nin de onaylamış olduğu uluslararası insan hakları sözleşmelerinde (kadınlar ve çocuklara yönelik cinsel saldırganlık dışında) kişilerin en temel haklarından biri olan bedensel ve cinsel özgürlüğü sınırlayan hukuk kurallarına yer yoktur. Tam tersine, ceza hukukunun önlemesi gereken suçlar, ahlaki, dini ya da herhangi bir gerekçeyle bedensel ve cinsel özgürlükleri sınırlandırmaya yönelik suçlardır.
Biz kadınlar, nerede ne giyeceğimizin yargı kararlarıyla belirlenmesine, kıyafetlerimiz üzerindeki sözlü ve yazılı her türlü kural ve denetime karşı çıkıyoruz. Bugün bedenlerimizin denetim altında tutulmasını sağlayan, kadına yönelik suçlar hâlâ TCK'de yasal dayanakları olan ve meşru kabul edilen suçlardır. Bu meşruiyet, uzun süredir TBMM'nin gündeminde olan kadına karşı şiddeti, namus ve töre gerekçesiyle işlenen suçlar gibi kadınlara karşı ağır suçları engellemek yerine, teşvik etmektedir.
Sizleri, bu hususlar konusunda duyarlı davranmaya ve gerekli düzenlemeleri yapmaya davet ediyoruz. Türk Ceza Kanunu'nun, TC vatandaşlarının yarısını oluşturan kadınların hak ve özgürlüklerini erkeklerle eşit düzeyde korumasını sağlamak için, TCK Madde 225'in kaldırılmasını talep ediyoruz.
225. madde
TCK'nin 225. maddesiyse şöyle:
"Hayasızca hareketler
"Madde 225- (1) Alenen cinsel ilişkide bulunan veya teşhircilik yapan kişi, altı aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır." (TK/EZÖ)