"Türkiye'de zaten sadece 52 sığınma evi var. Bu nedenle, şiddete uğrayan her kadının kendini güvende hissedeceği bir yatağının olması hakken, sığınma evine kabul edilen kadınlar sadece can güvenliği tehlikede olanlar. İşte tam da bu sebeple, hayatlarının güvende olması için sığınma evlerinin nerede olduğu gizlenmesi gereken bir bilgi."
Antalya'da bir grup mahalle sakininin muhtar öncüğünde ayaklanıp "Sığınma evi istemiyoruz" yazılı dilekçeyi valiliğe vermesinin haber olmasının ardından söz konusu haberlere dayanarak sığınma evlerinin nasıl yapılanması gerektiğini, bu işin standartlarını Mor Çatı'dan Fatma Budak'la konuştuk.
Budak, Başbakanlık'ın kadına yönelik şiddet genelgesinde sığınma evlerinin gizliliğinin korunmasının bir yükümlülükken Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu'nun (SHÇEK) "kadın konuk evi" prosedürlerinde gizliliğin tanımlanmış olmamasına dikkat çekti.
"Adres belli olsa da medya haber yapmalı mı?"
Antalya'daki sığınma evi projesinin bileşenlerinden biri olarak danıştığımız Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu'dan Meltem Ağduk, projenin içeriğini bianet'e anlattı.
Kadın Sığınma Evi projesinin sekiz ilde, Avrupa Birliği’nin mali, BM Nüfus Fonu’nun teknik desteğiyle ve İçişleri Bakanlığı Mahalli İdareler Genel Müdürlüğü tarafından yürütüldüğünü belirten Ağduk şöyle dedi.
"BM Nüfus Fonu sığınma evinin kapasite geliştirilmesi aşamasında görev alıyor. Ancak projenin yani sığınma evinin imarı AB komisyonunun ihalesini alan inşaat şirketinin işi. Ve bu projede yer alan bütün bileşenler temel bir eğitime tabi tutuluyorlar. Sığınma evi hakkında onlara bilgi veriliyor" dedi.
Ağduk "Yine de medya haberi sığınma evini deşifre etmeden yapabilirdi. Gazetecilik etiğine sığmaz" dedi.
"Birilerinin bilmesi herkesin bilmesi anlamına gelmemeliydi"
Mor Çatı gönüllüsü Budak ise bir projenin bütün bileşenlerin adresi bilmek zorunda olmadıklarını söyledi.
"Ya da birilerinin adresi biliyor olması herkesin biliyor olması manasına gelmemeli."
Budak yurtdışındaki standartlardan da bahsetti.
"En azından bizim bildiğimiz kadarıyla sığınma evleri devlet destekli bağımsız kurumlarca organize ediliyor. Genellikle şehrin içinde, insan trafiğinden uzak olmayan yerlerde olup dışarıdan bakıldığında dikkat çekmeyecek daire ya da bağımsız evler kullanılıyor. Bir sığınma evinin kapasitesinin 20 kişi olması gerekiyor."
Budak'ın yetkililere bir sorusu da var:
"Geçen aylarda üç kuruş için sığınma evinden Mor Çatı personelinin desteği kesilirken Antalya'da onca para harcanıp neden içinde rehabilitasyon, klinik, huzurevi vs. gibi yapılarla dev bir kompleks binaya sığınak açmaya çalışıyorlar. Bunun için belediyenin mevcut herhangi bir binası da kullanılabilecekken neden yeni bir inşaat yapma gereği duyuyorlar?"
Budak'a göre "dev bir kompleks"in civarda dikkat çekmemesinin imkanı yok ve "büyük kadın sığınakları yapıyoruz" diyerek yukardan bakan projeci zihniyet terk edilip feminist odaklı sığınma evi anlayışı sağlanmak zorunda. (EZÖ)