Proje sorumlularından Sağlık Eğitmeni Gamze Karadağ, "Türkiye'ye özgü konular" faslını bir örnekle şöyle açıklıyor: "Örneğin ülkemize has durumlardan biri olarak namus-töre kisvesi altında işlenen cinayetler, esas olarak kadının bedeninin varlığını tehdit eden 'geleneksel1 bir uygulama. Bu nedenle kitapta yazılacak".
Kitabın çeviri ve adaptasyon çalışması yüzde 99'unu kadınların oluşturduğu Mavi Kalem Demeği Kadın Grubu (MKD) ile işbirliği içindeki 14 kadın kuruluşunun danışmanlığında yürütülüyor. MKD, daha çok teknik koordinasyon görevini üstlenmiş. Projedeki kuruluşlardan bazıları şöyle: Ankara Kadın Dayanışma Vakfı, Bartın Kadın Dayanışma Derneği, Diyarbakır Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Derneği, İnsan Sağlığı ve Eğitimi Vakfı, Van Kadın Derneği, Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Kadına Yönelik Şiddeti Önleme Grubu, Türk Kadınlar Birliği.
Türkiye'ye ilişkin perspektifin geliştirilmesi için birlikte çalışılan kuruluşların öneri ve örnekleri kitaba aktarılıyor. Projede, ayrıca gönüllü kadınlar, test okuru olarak, kitabın çeşitli bölümlerini Türkçe'ye çevirerek ya da kendi hikâyelerini aktararak yer alabiliyorlar. Danışma kurulundaki kuruluşlardan hikâyeler, kitaba ekleniyor. Bu süreç içinde her bölüm uzmanlar tarafından okunuyor.
"Erkek kalktıktan sonra masaya oturan kadınlar"
Kitabın perspektifi, sağlıkla politika ilişkisini vurguluyor. Çünkü kişisel olanın politik yanına dikkat çekiliyor kitapta. Şimdiye kadar tamamlanan çalışmalar sırasında, kadın bedeni ve dolayısıyla sağlığının politika üzerinden dönüştürülmesiyle yüz yüze gelmiş proje çalışanları.
"Sağlığımızı etkileyen her şey aslında yaşadığımız tarih, gelenekler, alışkanlıklar, moda tarafından belirleniyor, şekillendiriliyor. Bütün bunlar doğrudan sağlığımız üzerinde etkili. Mesela büyük göğüs moda oluyor, birçok kadın silikon taktırıyor. Öğrendik ki bunlar artistler falan değil, sıradan ev kadınları. Eşi büyük göğüs istiyor diye silikon taktırıyor. Bu silikonun zararı var mı yok mu, tartışılmıyor" diyor proje sorumlularından üreme sağlığı uzmanı Dr. Filiz Ayla.
Dernek başkanı sosyolog Seda Salihoğlu ise, Türkiye'deki bölgesel farklılıkların kitaba yansımasını çok daha önemli buluyor: "Ülkemizde bir tarafta erkekler yemeğini bitirdikten sonra sofraya oturup yemek artıklarını yiyen kadınlar var. Diğer taraftaysa belli bir politikanın etkisiyle silikon taktıranlar. Hepsi de aynı kitap içinde yer alacaklar."
Kendi bedenine bakmak
Üreme sağlığı uzmanı Dr. Filiz Ayla, "bir anlamda bilgi iktidardır" diyor: "Kaç kadın ayna karşısında soyundu ve kendi bedenini inceledi? Neremizde ne var? Sağlıklı mı değil mi? Bunu nasıl anlayacağız? 'Bedenim ve Ben' bu soruların cevaplarını vermeye çalışan bir kadın sağlığı kitabı. Biz, Mavi Kalem Derneği olarak, bu kitabı Türkçe'ye kazandırmanın çok önemli olduğunu düşünüyoruz. Bedenimiz nelerden etkileniyor? Bedenimizi bu etkilere karşı nasıl koruruz gibi, kendi bedenimizle ilgili karar haklarımızı besleyecek bilgiye ihtiyacımız var. Bu kitap bize böyle bir imkân sunuyor, bilgi güçlendirir".
Proje kadınlara, kendilerini ve sağlıklarını korumak için bilgi ve yöntemler sunup cinsellik, doğum kontrolü, doğru beslenme, egzersiz, yeme bozukluğu, taciz gibi konularda birçok Öneriyi kapsıyor.
Dr. Filiz Ayla, "On yıl önce yapılan bir araştırmaya göre evli kadınların yüzde 11'i ne zaman gebe kalacağını bilmiyor" diyerek sürdürüyor açıklamalarını: "Bilgiye sahip olunca adım atma şansımız var. Yemeğe koyacağımız tuzu, biberi seçebiliyoruz. Ne zaman gebe kalacağımıza neden karar vermiyoruz? Kararı başkalarına bırakıyoruz. Bu, kadının en temel hakkı..."
Türkiye'de uzun bir geçmişe sahip olan kadın hareketinin sağlık konusuna daha fazla ağırlık vermesinin önemini vurgulayan proje sorumluları, kadınların bilinçlenerek kendi bedenleri üzerinde ki tasarruf haklarını fark edip sosyal alanda daha güçleneceğini belirtiyorlar.
Kanamak kirlenmek midir?
"Our Bodies, Ourselves" Türkçeleştirilirken kadınların kendi aralarında kullandığı gündelik dilin ve farklı geleneksel ifadelerin de kitapta yer almasına özellikle dikkat ediliyor. Amaç, böylece daha geniş kitlelere ulaşmak, kolay okunur olmak... Bu uygulama aynı zamanda kadın sağlığı ve kadın bedeni hakkındaki olumsuz, ayrımcı ve bazen aşağılayıcı ifadeleri ayıklamayı da gerektiriyor. Örneğin egemen dil kadınların kanaması, ay hali, hastalanma, kirlenme, âdet gibi farklı kelimelerle ifade ediliyor.
Dr. Filiz Ayla, "Bütün terimleri kapsamayı hedefliyoruz" diyor ve kadın bakış açısına ilişkin bir ipucu sunuyor: "Kadın hareketi içinde değişik zamanlarda terminoloji üzerine tartışmalar, kadını olumsuzlayan kavramların çıkarılmasına dair çalışmalar yapıldı. Mesela hastalık, kirlenme gibi kullanımlara baktığımızda bu bir kirlilik hali değil, doğal bir süreç".
Bu yolla kadınların kendi dillerini oluşturması ve utanmadan kullanabiliyor olması uzun vadede beklenen bir sonuç.
Menopoz bir son mu?
Kitabın üzerinde durduğu önemli noktalardan bin de kadınların hayatlarında yaşadığı doğum, menopoz gibi doğal süreçlerin kadın bakış açısıyla yeniden tanımlanması. "Hiçbir bilim objektif değildir. Tıp, kesinlikle erkektir" diyor Dr. Filiz Ayla.
"Geleneksel yaklaşımda, menopoz kadın kimliğinin sonu gibi gösteriliyor. Tıp da örtülü bir şekilde, adını böyle koymasa da buna bir hastalık muamelesi yapıyor. Oysa kadın hayatının olağan bir süreci bu, bizim bu süreçte nelere ihtiyacımız var? İlaca mı yoksa hayatımızda başka dengelere mi? Menopoz hiçbir şeyin sonu değil, hayatımızın sadece bir dilimi".
"Bedenim ve Ben"in anlattığı ve ulaşmayı amaçladığı kitle çok geniş. Dolayısıyla da ülkenin her yerinden gelen örneklerin kitapta yer almasına çaba gösteriliyor. Okuyan herkesin kendine dair bir şeyler bulması kitabın en önemli amaçlarından biri.
Proje çalışanları bu kitabın kadın sağlığı konusunda temel bîr kaynak olacağından ümitliler: "Bilgiyi, kimi kitabı okuyarak alır, kimi okuduklarını paylaşıp kullanarak, birileriyle oturup sohbet ederek, çalışarak, yazarak bu bilgiyi aktarır. Birçok yöntem olabilir, ama böylece elimizde çok temel bir kaynak olacak."
Projede her kadının, test okuru olarak ya da kendi hayat hikayesiyle yer alması mümkün. Bunun için İnternette www.bedenimveben.org sayfasını tıklamak yeterli.(MO/EÜ)
Bedenim benimdir, çünkü...* Kararlarımı kendim veririm.
* Ağaca çıkmak, bisiklete binmek, spor yapmak hakkımdır.
* Ne giyeceğime ben karar veririm. " Sağlık bilgisine ulaşma ve sağlık hizmetini seçme hakkım var.
* Hangi kiloda olacağıma ben karar veririm.
* Cinsel kimliğim ve doğurganlığım hakkında tek söz sahibi benim.
* Cinsel kimliğimi yaşamak hakkımdır.
* Sokaklar benim de alanımdır
"Our Bodies, Ourselves" 1973'ten bu yana sürekli güncelleniyor. Kitap, kadının "farklılığını" vurgulayan feminist hareketin etkili olduğu 1970'lerde ABD'de yayımlanışından itibaren, kadın bakışma sahip kadınların başucu kitabı olmuş.
New York Times, ABD'nin en çok satan bu kadın sağlığı kitabını bir "feminist klasik" olarak niteliyor. Kitap, tüm dünyada 21 dile çevrilerek uyarlandı.
Ortaya çıkan eser, orijinalinin dile getirdiği konu başlıklarına sadık kalıyor ve çevrildiği ülkenin sosyal, kültürel, ekonomik şartlarını yansıtmayı amaçlıyor.