"Medya kadına tıpkı batının doğuya, ve 'medeninin' vahşiye, 'kültürlünün' doğaya, rasyonelin duygusala, beyazın siyaha ya da beyaz olmayan herkese, kısacası kendisine benzemeyene baktığı gibi bakıyor."
Voyvoda Caddesi Söyleşileri kapsamında, Osmanlı Bankası Müzesi'nde "Medyada kadın / beden temsili (siyaseti)" başlıklı bir söyleşi veren BİA Eğitim Programları Koordinatörü ve İzmir Ekonomi Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sevda Alankuş yaygın medyanın ataerkil ve cinsiyetçi dilini eleştirdi, medyada çalışan kadınlara yapılan baskılara dikkat çekti.
Kadının ve ve diğer toplumsal azınlıkların yaygın medyada temsilinin sorun olduğunu söyleyen Alankuş "Medya dediğimizde toplumsal ve siyasal algının dışında bir şeyden söz etmiyoruz. Medya hegamonik iktidar güç merkezlerinin dışında bir konuma sahip değil" dedi.
Kadın beden, erkek akıl
Kadının bedenle temsil edildiği medyada erkeğin akılla temsil edildiğini vurgulayan Alankuş kadın bedeni üzerinden bir trafiğin aktığını kaydetti.
Pirelli reklamından, Newsweek ve Time dergilerinin kapaklarından ve Hürriyet gazetesinden haber örnekleri veren Alankuş, Fatih Altaylı'nın avukat Eren Keskin ve gazeteci Gülay Göktürk hakkında yaptığı cinsiyetçi açıklamaları değerlendirdi.
Altaylı'nın bu açıklamalarıyla "ne kadar adam, ne kadar mert olduğunu" vurguladığının altını çizen Alankuş şöyle konuştu:
"Açıklama bir yönüyle de 'ben kendi kadınımı korurken, ötekinin kadınına herşeyi yaparım' diyor."
Kadın odaklı habercilik şart
Kadına yönelik şiddet haberlerinde failden çok mağdur olan kadının öne çıkartıldığını ve atılan başlıkların "kadının başına gelenleri hak ettiğini" vurguladığını ifade eden Alankuş kadın odaklı haberciliğin şart olduğunu söyledi ve bu konuda bianet'in önemli bir yayın olduğunu vurguladı.
BİA'nın "Kadın Odaklı Habercilik" kitabından rakamlar veren Alankuş kadınların baş sayfada temsil oranının düşük olduğuna dikkat çekti.
"Kadınlar medyada yeterince temsil edilmiyorlar. 2004'te bir ay boyunca yapılan gözleme göre bu oran yüzde 9.8. Temsil edildiklerindeyse bu ya bir suçun faili/kurbanı olarak ya da bir konu mankeni/öznesi biçiminde oluyor."
Sonuç: Kadınlar yok sayılıyor
Kadınların sembolik olarak yok edildiklerini, hak ihlallerine uğratılarak maruz kaldıkları ayrımcılığın perçinlendiğini, iletişim haklarına el konulduğunu söyleyen Alankuş "Bu nedenle kadınlar olumlu rol modelleriyle karşılaşarak birbirlerinin deneyimlerinden yararlanmaları, dayanışma oluşturarak güçlenmelerini sağlayacak bilgilerden yoksun kalıyorlar" dedi.
Medyadaki kadın sayısının azlığı ve kadın çalışan olmanın zorluklarına da değinen Alankuş medyadaki bakış açısının değişmesi için medya sahiplerine ve çalışanlarına ve siyasi yapıcıların yanı sıra izleyicilere de sorumluk düştüğünü söyledi.
Alankuş'un sunumunun ardından söyleşi soru cevaplarla sürdü.(BÇ)