Fotoğraf: Yağmur Karagöz
18. Feminist Gece Yürüyüşü için kadınlar bugün İstanbul Beyoğlu'nda İstiklal Caddesi'ne çıkan ara sokaklarda buluştu.
Her yıl olduğu gibi kadınlar İstiklal Caddesi boyunca yürümek isteyen kadınlara İstanbul Valiliği izin vermedi. Gün boyunca İstiklal Caddesi'ni çelik bariyerlerle kapatan polis, caddeye kimsenin girmesine izin vermedi. Kadınlar polisin engellemesine rağmen Sılaselviler ile Taksim Meydanı'nın kesiştiği noktaya kadar yürüdüler.
Meydana az bir mesafe kala polisin barikatıyla karşılaşan kadınlar Cihangir'e kadar taşan bir kalabalık oluşturdu. Polis burada biber gazı ve kalkanla kadınlara saldırdı. Sılaselviler'deki gruptan kopan bir grup kadın Karaköye doğru yürüyüşe geçti.
Karaköy'de bir basın açıklaması yapan kadınlar Feminist Gece Yürüyüşü için getirilen yasakları protesto etti.
TIKLAYIN - Taksim'de Kadınlara Müdahale ve Gözaltı
"Cevabımız doldurduğumuz sokaklardır"
8 Mart 2020'un basın açıklaması şöyle:
"Heyecanımızla, kahkahamızla, neşemizle, isyanımızla; varlığıyla güç aldığımız dostlarımızla yine buradayız. Sloganlarımızla, şarkılarımızla, rengarenk dövizlerimizle; kol kola, omuz omuza, el ele birlikteyiz.
"Her ekranı açtığımızda erkeklerin, patriyarkal unsurların yatak odamızla ilgili fikir beyan etmesinden sıkılmayan kaldı mı? Arzularımızı, hazlarımızı hetero patriyarkal aile dayatmasıyla zapturapt altına almaya çalışanlara; ille de evlenmemiz, ille de çocuk doğurmamız gerektiğini söyleyen erkek- devlete; şiddeti, sömürüyü aşk diye sevgi diye gösteren düzene cevabımız işte doldurduğumuz bu sokaklardır.
"İsyanımız; bize ne zaman sokağa çıkacağımızı, ne giymemiz gerektiğini, kiminle nasıl görüşeceğimizi söyleyen; boşanmamızı engellemeye çalışan babalara, abilere, kocalara. Ne dayak, ne ölüm tehditleri, ne de öldürmeye teşebbüsleri; hiçbiri özgürlük mücadelemizi engelleyemedi, engelleyemeyecek. Hayatımızla ilgili kararlar bizim!
"Aile' dayatmasıyla gözü dönenler, öyle ki 'erken evlilik' diyerek çocuk istismarını meşrulaştırma çabasına dahi girebiliyorlar. 'Erken evlilik' değil 'çocuk gelin' değil; önü açılmaya çalışılan 'çocuk istismarı'dır. Reddediyoruz!
"Feminist mücadele ile elde ettiğimiz haklarımız pazarlık konusu olamaz. Tacize ve tecavüze karşı feminist dayanışmayı örgütlüyoruz, suçluyu teşhir ediyoruz!
"Kararlar bizim"
"Nefes alabilmek, mutlu olabilmek, dans etmek istiyoruz. Barış istiyoruz. Savaşı besleyen, hayatlarımızın her alanında erkek şiddetini, sömürüyü ve milliyetçiliği destekleyen patriyarkal sisteme artık "yeter" diyoruz! Savaş ile sınırlar gittikçe daha da ölümcülleşirken göçmenlerin yaşamı devletlerin çıkarları için pazarlık konusu haline getiriliyor. Irkçılık ve ayrımcılık palazlanırken kadın ve lgbti+ göçmenler daha da güvencesiz koşullara, cinsel istismara, şiddete açık yaşam alanlarına itiliyor. Kabul etmiyoruz!
"Geçinemiyoruz! Kadınlar toplumun en yoksulları. Olmadığı iddia edilen krizde en yüksek işsizlik oranı genç kadın işsizliği.
"Kürtaj hakkımıza ulaşamıyoruz! Güvenli ve ücretsiz kürtaj, devlet hastanelerinde ya yapılmıyor ya da erkekten onay bekleniyor. Kaç haftaya kadar kürtaj yapılabileceği yasada belirtilmesine rağmen, bizim payımıza düşen keyfi uygulamalar oluyor. Hep birlikte haykırıyoruz: Bedenimizle ilgili kararlar bizim!
"Patriyarkaya, kapitalizme, erkek şiddetine, ırkçılığa, dini baskılara, transfobiye, homofobiye, sınırlara karşı feminist söz tüm dünyada dalga dalga büyüyor. Türlü feminizmlerimizle, türlü cinsel yönelimlerimizle, türlü kadın varoluşlarımızla, bizlere dayatılan makbul hayatları reddediyoruz, istediğimiz hayatları kurmak için erkek-devlet zulmüne karşı daha fazla feminizm diyoruz. Sarsılmaz gibi görülen onca krallık yok olmuşken, sıradaki büyük isyan patriyarkaya gelsin: Haydi dünyayı yerinden oynatmaya." (HA)