Fransesca Gargallo imzalı kapak yazısına göre aile içi şiddetin yanı sıra sendikal, siyasal ve kültürel bağlılıklardan da kaynaklanan cinayetler, farklı yaşlar, sosyal seviyeler, meslekler ve eğitim düzeylerinden kadınları hedef alıyor.
Kasıtlı cinayet ve ölümle sonuçlanan saldırılardaki artış ise, özellikle Guatemala'da dikkat çekici bir seviyede. Guatemalalı Kadınlar Grubu'nun (GGM) verilerine göre, 2001 yılında 307, 2002'de 317, 2003'de 383, 2004'teyse 527 kadının öldürüldü; 2005 yılının ilk beş ayının bilançosu ise 255.
Cinayet kurbanlarının öğretmenlerden sendika liderlerine, tarım işçilerden ev hizmetlerinde çalışanlara, ticaretle uğraşanlardan şirket yöneticilerine uzanan geniş bir yelpazeye dağıldığı Orta Amerika ülkelerinde, saldırı ve kötü muameleye maruz kalan kadınlar, daha ziyade toplumun alt sınıflarına mensup. Toplam nüfusu 5 milyon 400 bin olan Nikaragua'da 2003 yılında cinsel saldırıya uğrayan 51 bin kadın ve kız çocuğun yüzde 79'unun yoksulluk sınırının altında yaşadığı ifade ediliyor.
Devletler suça ortak
Orta Amerika ülkelerindeki muhafazakar çevreler ve resmi otoritelerin önemli bir kısmı, söz konusu olayların 'feminisit' (kadınlara karşı soykırım) olarak ele alınamayacağını, zira bu ülkelerdeki şiddet eylemlerinin kadınlar kadar erkekleri de hedef aldığını belirtirken, feminist kesimler ise kadınların tam da kadın olduklarından dolayı saldırıya uğradıklarını ifade ediyor.
Guatemala meclisinden Alba Estela Maldonado'ya göre 'feminisit', kadınlara karşı şiddet kullanımını normal gösteren bir toplumsal ve ideolojik atmosferin sonucu. Feminisidi kadınlara karşı soykırım olarak tanımlayan Marcela Lagarde'ye göreyse, cinsel kimliğiyle tanımlanan bir toplumsal grubun yok edici nitelikte saldırılara maruz kalması, Soykırım suçunun Birleşmiş Milletler Genel Konseyi tarafından 1948'da kabul edilen anlamıyla bağdaşır nitelikte.
Benzer bir yaklaşımı paylaşan, Honduras Kadın Çalışmaları Merkezi'nden (CEM-H) Mirta Kennedy ise, kadınlara karşı işlenen suçların faillerine adeta bir dokunulmazlık uygulandığını ifade ederek, devletlerin de bu sistematik suça ortak olduklarının altını çiziyor.
Kostarika'da suç
Feminisit suçunu yasalarında tanımlayan tek dünya ülkesi ise şimdilik Kostarika. Ev içi ve Cinsel Şiddete Karşı Latin Amerika ve Karayipler Kadın Ağı tarafından 2001'de Meksika ve erkesi yıl Kostarika'da başlatılan kampanyanın sonucunda bu ülkelerden ikincisi 2004 yılında feminisit suçunu içeren bir yasal değişiklik yapmıştı.
İnsanların doğumla veya sonradan kadın olmaları, kadın kimliğine mal edilen şekilde davranmaları, kadın olmalarından kaynaklanan özellikler taşımaları veya kendilerine kadın olmalarından dolayı dayatılan kimlik veya misyonları reddetmeleri sebebiyle maruz kaldıkları öldürücü nitelikte şiddet eylemlerini tanımlayan 'feminisit'in, kamu kurumlarının engellemekten sorumlu olduğu bir insanlık suçu olarak tanınması, Latin Amerika ülkelerindeki kadın hareketlerinin talepleri arasında.