Van'dan, Ekişehir'den, Diyarbakır'dan, Samsun'dan, Çanakkale'den, Batman'dan, İstanbul'dan gelmişler; kota koymayarak, Siyasi Partiler Yasası'nı, Seçim Yasası'nı değiştirmeyerek kadınları karar mekanizmalarından dışladıktan sonra onlar adına karar vermekte olan erkek siyasetçilere seslerini duyurmaya çalışıyorlardı.
Bazıları birbirlerini yıllardır tanıyordu, bazılarının tanıdığı tek bir kimse yoktu. Kimisi annesiyle birlikte yürüdü, kimisi 3.5 yaşındaki kızıyla...
Rengarenk pankartları, şarkıları ve türküleriyle yürümek isterken kendilerini sessiz olmaya zorlayan polis anonslarına "Gelsin baba, gelsin koca, gelsin devlet, gelsin cop... İnadına isyan inadına isyan, inadına özgürlük" sloganı ve gülüşmelerle yanıt verdi bir grup üniversiteli; "kızkardeşleri" Polis Teşkilatı'nın erkek yöneticilerini kendilerine, çevreye, toplum güvenliğine ve Meclis'e zarar vermeyeceklerine ikna etmeye çalışırken...
Geldikleri yerler, yaptıkları işler, görünüşleri, yaşları farklıydı, sözleri ortak: "TCK tasarısı taleplerimiz doğrultusunda değiştirilsin. Devletin onurumuzu korumasına ihtiyacımız yok; biz hakkımızı istiyoruz".
Evren, 27, Feminist Kadın Çevresi, İstanbul:
Yasalar hayatımızı zorlaştırmadan da yeterince sorun yaşıyoruz. Bunun üzerine bir de TCK'nın yaratacağı zorluklarla uğraşmak istemiyoruz. TCK bu haliyle yasalaşırsa; kadına yönelik şiddet, baskı ve ayrımcılık ayyuka çıkacak.
TCK'nın dayattığı yasal düzenlemelerin, kadınların talepleri doğrultusunda değişmesini, zinanın suç kapsamına alınması girişimlerinden vazgeçilmesini, gerekli yasal düzenlemelerin kadınlar adına değil, kadınlarla birlikte gerçekleştirilmesini istiyoruz.
Berivan, 44, Diyarbakır:
14 kadın, 14 saatlik yolu aşıp haklarımızı korumak için geldik. Kadınlar şimdi özgür değiller ve özgürlüklerini kazanmak için mücadele etmek zorundalar. Bölgede kadın pek çok sıkıntı yaşıyor. Burada olduğumuz için çok mutluyuz.
Nural Tokgöz, DYP Kadın Kolları İl Yöneticisi, Ankara:
Bir kadın olarak, TCK tasarısını şu haliyle onaylamam mümkün değil. Zinanın suç kapsamına alınması girişimi kadınları aşağılayan bir yaklaşım. Kadınlar, kazanılmış haklarından vazgeçmeyecekler.
Mehtap Erdoğan, SHP İl Kadın Meclisi Başkanı, Ankara:
Buradaki tüm kadınlar gibi biz de daha çağdaş bir Türkiye'de yaşamak istiyoruz. Zina gibi yapay gündemler yaratılmasını, iktidarın gerçek niyetinin bu gündem maddelerinin arkasına gizlenmesini istemiyoruz. İktidar kendisi gibi düşünmeyenleri dışlıyor, TCK ve zinanın suç kapsamına alınması çalışmaları da bu girişimin bir ürünü.
İrem, 22, üniversite öğrencisi, Ankara:
TCK'ya ve zinanın suç sayılmasına ilişkin tartışmaları bir süredir izliyorduk. Bu yürüyüş tepkimizi göstermemizi sağladığı için önemli. Buraya bir arkadaşımla geldim. Bizim için öncelikli konu zina.
Yurtta kalan kadınların hayatına devlet zaten müdahale ediyordu, evde kalanlar da komşularının gözetiminde yaşamak zorundaydı. Eve erkeklerin gelip gitmesini komşular hoş karşılamıyor. Komşunuz bir süre sonra hayatınıza müdahale eden insanlara dönüşüyor. Zinanın suç sayılması bu ilişkiye devleti ve polisi de dahil edecek.
Eylem Gülcemal, 25, Ankara:
Almanya'da Weimar Üniversitesi'nde, "Avrupa Kentsel Çalışmaları Bölümü" öğrencisiyim. Okulum için Türkiyeli kadınlarla çalışırken onlara yönelik baskıyı fark ettim ilk kez. Oradaki Türkiyeli kadınların hava almak için hangi parka gideceğine bile erkekler karar veriyordu.
Yaz tatili için Türkiye'deyim. Bu gün sabah programında bir kadın TCK tasarısının olumsuzluklarını anlattı, kadınların Meclise yürüyeceğini söyledi. Ben de geldim. Yapay zina yasasıyla imam nikahını meşrulaştırıp kadın üzerinde baskı oluşturacaklar.
Devlet kadınları korumayı amaçladığını söylüyor, ama gerçekte hem yasal baskıyı artıracak hem de namus cinayetlerini meşrulaştırıp yaygınlaşmasına neden olacak. Sonuçta yasalar kadını eve kapanıp hayattan soyutlanmaya zorlayacak.
Gülzade Gülcemal, Ankara:
Kızım yürüyüşe katılacağını söyleyince ben de gelmek istedim. Vekiller neden kadınların cinselliğine karışıyorlar? Bu düzenlemenin amacı kadınlar üzerinde baskı kurmak, kadınları eve kapatmak.
Figen Demirçıra, 42, avukat, Ankara:
Eylemi İstanbul'daki bir arkadaşımdan duydum. 3.5 yaşındaki kızımla birlikte geldim. Kızımı eşimin bürosuna bıraksaydım da o değil sekreteri bakardı; ben de yanımda getirdim. Yürüyüşe tek başıma katıldım.
Zinanın suç kapsamına alınmasına karşıyım. AKP kadınları düşünmüyor ama görüntüyü kurtarmaya çalışıyor. Kadının kendi bedeni ve cinselliği konusunda söz hakkı olmalı.
Ekin Yılmaz, 23, öğrenci, Ankara:
TCK düzenlemesiyle 150 yıl geriye gidiyoruz. Buna örgütlü bir biçimde karşı çıkmazsak haklarımız elimizden alınacak. Yasa, devlete bizi her alanda gözetleme hakkı verecek . Yürüyüşü duyduğumda "Ben de katılmalıyım" dedim. Sokaktaki insanın bizleri görüp bu karşı çıkışa ses vermesini istiyorum.
Pınar Aslan, 25, gazeteci, İstanbul:
TCK görüşmeleri yapılırken TCK'ya tepkimi göstermek için buradayım. Kadınların burada olduğunu, kendi sesleri ve sözleri olduğunu herkese duyurmalıyız. Haklarımızı bizden başka hiç kimse savunamaz. (BB/YS/EÜ)