Massachusetts'te dünyaya gelen Lucretia Coffin, kendi deyimiyle hayatını "kadınların hakları uğruna mücadeleyle" geçirdi. James Mott ile evlendi. İlk çocuğu 5 yaşındayken öldü. Bu olay, onun dini inançlara daha fazla yönelmesine yol açtı. 1818'de kilisede çalışmaya başladı. Dinsel inançlarının da etkisiyle ilk olarak kölelik karşıtı gruplarla biraraya geldi. Mott ve arkadaşları kölelerin sömürülen emekleriyle üretildiği için pamuklu kumaş, şeker gibi ürünleri boykot ediyor, kullanmıyorlardı. Bu dönemde hitabet yeteneğini geliştiren Lucretia Mott, kendini siyasi hayatın içinde buldu. Fikir arkadaşı olan eşi James, onun eylemciliğini tümüyle destekliyordu. Lucretia, Philadelphia'daki evinden kalktı, bütün ülkeyi dolaşmaya başladı. Çeşitli eyaletlerde kölelik aleyhtarı konuşmalar yaptı, toplantılara katıldı. Kaçak köleleri her tehlikeyi göze alarak evinde misafir etti. Lucretia, köleliğe karşı mücadelesini sürdürürken bir şeyin daha farkına vardı, cinsiyet ayrımcılığının. Kadın olduğu için, her kölelik karşıtı derneğe giremiyordu. Bunun üzerine kadınların siyasi ve toplumsal hakların üzerine de kafa patlatmaya başladı. 1840 yılında, Londra'da düzenlenen Dünya Kölelik Karşıtları Konvensiyonu'na ABD delegesi olarak seçildi. Ancak Londra'da da kadın olması yüzünden konuşmaları tepki topladı. Londra'daki izlenimlerini Elizabeth Cady Stanton ile paylaşan Lucretia, kadınların siyasi hakları konusunda bir miting düzenlemeyi kafasına koymuştu, bile.
Mott ve Stanton 1848'de kadar sıkı bir çalışma gerçekleştirdiler. 1848'de uzun çabalar ve yoğun emekler sonucunda yerel çapta bir kadın hakları toplantısı düzenlenebildi. Seneca Falls'daki bu toplantı, dünya üzerinde kadınların oy hakkı mücadelesi için yapılan ilk örgütlü çalışma olarak tarihe geçecekti. Seneca Falls'ta Stanton ve Mott'un kaleme aldığı bir bildiri okundu. Bağımsızlık Bildirgesi'ne paralel yazılan bu bildiride "Bütün kadınlar ve bütün erkekler eşit yaratılmıştır", sözleri ilgi çekiyordu.
Mott, 1850'de New York'ta düzenlenen daha geniş çaplı bir kadın toplantısının da baş örgütçüsü oldu.
Kadın hakları mücadelesini dini inançları paralelinde yürüten Mott, 19. yüzyılın sonunda pek çok siyasi örgütlenmenin başını çekti. İç savaştan sonra Amerika Eşit Haklar Konvensiyonu'nun ilk başkanı seçilen Lucretia, kadınların siyasi hakları ve siyahların siyasi hakları konusunda pek çok örgütlenmenin temellerini atmayı başardı.
Barış ve eşitlik için mücadele ettiğini vurgulayan ve "iyilik iyiliği doğurur", diyen Lucretia Mott, 1880'de, eşinden yirmi yıl sonra hayata gözlerini yumdu.