"Türkiye'de son dönemde kadını evde tutmaya yönelik politikalar kadın özgürlüğü adına yapılıyor. Kadın emeği yedek, sürekliliği olmayan, güvence aramayan ve kolay kontrol edilen ikincil iş gücü olarak tanımlanıyor. Hızla devinen bu süreçte kadınlar toplumsal üretime giderek artarak katılıyor ama bu katılım kayıt dışı kalıyor."
Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Genel Sekreter Yardımcı Perihan Sarı "Türkiye Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Avrupa Birliği Süreci Karşısında Emek Sempozyumu"nda kadın emeğini böyle değerlendirdi.
Sempozyumun kadın emeği konulu toplantısının başkanlığını Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Kadın Çalışmaları Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Yıldız Ecevit yaptı. Sarı, Burçak Özoğlu Poçan (TÜBİTAK) ve Aylin Akçay (Ankara Üniversitesi Kadın Çalışmaları) konuşmacı olarak katıldılar.
"Kadın emeği piyasaya göre değerlendiriliyor"
Özoğlu sunumunda "Kadın emeği için değişen ne?" sorusuna yanıt aradı.
"Çalışma biçiminde yaşadığımız sosyal değişimler, emeğimizi deneyleyen sosyal modellere dönüşüyor. Değişimlerin yoğunlaştığı alan ‘kamusal alandır’ ve yakında devlet, vatandaşlarına –müşteri- gibi seslenecektir. AB sürecinin beklentileri piyasaya dönük örgütleniyor."
Özoğlu, kadınların bu süreçten daha derin etkilendiğini belirtti.
"Bu yüzden kadın emeği, iş gücü piyasasında kadının toplum içindeki konumuna, ihtiyaçlarına göre değil de piyasa gereksinimlerine göre değerlendiriliyor."
"Kadın ve emeği görünmez kılınıyor"
Yoksulluktan kaynaklanan ev eksenli çalışmanın yoksulluğu dönüştürdüğünü belirten Akçay, "ev eksenli çalışanlar, dışarıda çalışma imkanı olmayan, yoksul ya da eşinden izin alamayan kadınlardan oluşuyor" dedi.
"Ev eksenli çalışma biçimi giderek yaygınlaşıyor, çünkü işveren için sigorta, yemek, servis, vergi gibi nedenlerle maliyet düşüyor. Kadınlar da evde çalıştığı zaman eşinden daha kolay izin alıyor ya da gizli çalışabiliyor. Dışarıda maaşlı bir işte çalıştığı zaman parasını kendi kullanamıyor. En büyük dezavantajsa işin kendisinin de çalışanın da görünmez olması."
"Kadın konusu marjinal değil, herkesi ilgilendiriyor"
Seminerde sadece kadın konuşmacı olmasından ve konunun sadece kadınları ilgilendiren özel bir alan gibi algılanmasından duyduğu rahatsızlığı dile getiren Ecevit, oturum sonunda şunları söyledi:
“Kadın konusu marjinalleştirildiği için sadece kadınların ilgilenmesi gereken bir alan gibi sunulmakta. Oysa 'kadın emeği' çalışmaları küçümsenecek çalışmalar değil. Bugün dinlediğimiz sunumlarda kadınların dünyaya geniş perspektiften bakabildiğini ve sorunları her açıdan değerlendirebildiğini gördük."
Türkiye’nin Avrupa Birliğine üyelik sürecinde geçirdiği değişimi emek eksenli bir bakış açısıyla okumayı hedefleyen, "TMMOB Avrupa Birliği Süreci Karşısında Emek Sempozyumu", 5-6 Ekim 2007 tarihlerinde Ankara Milli Kütüphane konferans salonunda gerçekleştirildi. (GG/NZ)
* Uçansüpürge'nin haberinden Gökçe Gündüç derledi.