Tarih ve Toplum Bilimleri Enstitüsü’nde biraraya gelen yaklaşık 50 kadın sosyal güvenlik ve sağlık hizmetlerindeki dönüşümün kadınlar için ne anlama geldiğine odaklanıp, feminist talepler üzerine konuştular.
27 Aralık’taki toplantıda feminist akademisyen Gülnur Savran’ın sosyal politika alanındaki dönüşümlere ilişkin sunumunu sonra Türk Tabipler Birliği (TTB) avukatı Meriç Eyüboğlu sağlık sitemindeki dönüşüm üzerine konuştu.
Kadınlar, konuya ilişkin olarak bir platform oluşturmaya ve somut taleplerini oluşturup çeşitli eylemler yapmaya karar verdiler. Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası (SSGSS) yasa tasarının önümüzdeki yılın Ocak ayında Meclis’ten geçmesi ve Haziran’da yürürlüğe girmesi bekleniyor.
"Cinsiyetsiz eşitlik yanılsamasına kapılmayalım"
"Eşitlik/farklılık bağlamında günümüz sosyal politikalarının değerlendirilmesi" başlıklı bir sunum yapan Savran, “Toplumsal dayanışma ya da nesiller arası dayanışmanın yerini bireylerin kişilerin kendi çabalarıyla daha çok çalışarak kendi güvenliklerini sağlamaları mantığı alıyor” dedi.
Savran işsizlik ödemelerinin yerini kamuda çok düşük ücretle çalışmanın aldığını, çalışma yaşının ileriye doğru uzatıldığını, yaşlılıkta sosyal güvence ödemelerinin yine çalışma karşılığında alınan ücretin geçtiğini söyledi. “Bu durum, yoksullukta ise özellikle kadınların devlet tarafından destek almaları yerine mikro kredilerle kendi çabalarıyla kendi emekleriyle yoksulluk karşısında kendi başlarının çarelerine bakmaları ve ailelerini de geçindirmeleri anlamına geliyor.”
"Bu kadınların karşılıksız ev emeğinin bakım emeğinin görmezden gelinmesi demek. Ama öte yanda eğitim ve sağlık sistemin özelleştirilmesiyle birlikte aile içinde kadınların bakım yükü artıyor. Bir yandan kadınlar daha fazla bakım yüküyle karşı karşıya kalacaklar ama öte yandan da kadınların erkekler gibi erkekler kadar birey oldukları varsayılarak erkekler gibi çalışabilecekleri varsayılarak soyut bir eşitlik gündeme geliyor."
Savran feministlerin sosyal güvenlik konusunda taleplerini formüle ederken bireysel özerklik söylemini reddedilmesi gerektiğini belirterek "Kadınların bireyler olarak güçlenmelerini önüne koyan bir feminizm, liberalizm tarafından massedilmeye mahkum” dedi.
"Koruyucu himayeci söylemi de reddetmeliyiz. Pozitif ayrımcı denebilecek önlemleri kadın emeği temelinde savunmamız gerekiyor. Topluma biz zaten katkıda bulunmuşuz, bütün toplumun bakımını yapmışız, yeniden üretimini yapmışız, bunun karşılığı olarak istiyoruz bu hakları.”
"Sağlıksız sağlık sigortası"
Eyüboğlu sağlıkta dönüşüm projesinin sosyal güvenlik sisteminde gerçekleşen dönüşümle içiçe geçirildiğini, şu anda da Meclis’te aynı yasa tasarısı içinde ele alındığını belirtti.
Eyüboğlu sağlık sisteminde dönüşümün ayaklarından birinin koruyucu hekimliğin yerini şu anda pilot proje olarak belirli bölgelerde uygulanan aile hekimliğine bırakması olduğunu söyledi. İkinci ayaksa “hastanelerin ticarethaneye, hastaların da müşteriye dönüştürülmesi”. Bu kapsamda 2005’te Sağlık Bakanlığı’na bağlı olmayan PTT Hastanesi, Öğretmen Hastanesi gibi hastanelerin bakanlığa devredildiğini hatırlattı.
Eyüboğlu sosyal güvenlik şemsiyesi altında olanların özel hastanelere gidebildiğini ancak fark ücreti adı altında bu hastanelere “inanılmaz rakamlar” ödemek zorunda kaldıklarını da söyledi. (DTD/EÜ)