İstanbul Kadın Platformu'nun düzenlediği eylemde bir araya gelen yüzlerce kadın, kadın cinayetlerine, kadına yönelik şiddete ve cinsiyet ayrımcılığına tepki gösterdi. Kadınlar, mor bayraklar ve katledilen kadınların fotoğraflarıyla, sloganlar ve davullarla Tünel'den Taksim Meydanı'na yürüdü.
"Erkek vuruyor, devlet koruyor", "Katiller mahallemizde", "Kadın cinayetleri politiktir", "Jin jiyan azadi", "Jin şer naxwazin", "Kimsenin namusu olmayacağız" "Gelsin baba, gelsin koca, gelsin devlet, gelsin cop, inadına isyan, inadına özgürlük" sloganları atan kadınlar adına basın açıklaması Kürtçe ve Türkçe okundu.
Başbakan'a tepki
Açıklamada, 2010 yılının ilk yedi ayında 226, 2010'un ilk dokuz ayında ise 478 kadının tecavüze, 722 kadının tacize uğradığı; kadınlara şiddet uygulayan erkeklerin ise "erkek devlet"in tüm kurumları tarafından korunduğu belirtildi.
Dünya Ekonomik Forumu'nun 2010 raporunda Türkiye'nin "Kadın Erkek Eşitliği" sıralamasında 134 ülke arasında 121. sırada yer aldığını hatırlatan açıklamada, Başbakan Erdoğan'ın ise kadınlara "üç çocuk doğurmalarını" tavsiye ettiği hatırlatıldı. Kadınlar, bu sırada "Bana bak başbakan tepemizi attırma, kendin yat kuluçkaya, bir Türkçük, iki Türkçük, üç Türkçük doğurmaya" sloganıyla başbakana tepki gösterdi.
Kadına yönelik şiddet, "münferit" değildir
Açıklamada, siyasi iktidarın tutumunun aksine kadınlara uygulanan şiddetin "adli vakalar" olarak değerlendirilemeyeceği ifade edildi. Kadınlar Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a, "Devlet, kadınları sistematik erkek şiddetinden korumak için bu yılda sığınak açmadı. Bu tesadüf mü, "münferit" mi yoksa apaçık erkek bir sisteminin erkek bir şiddeti mi?" diye seslendi.
"Koca dayağından kaçıp 'koruyucu yasaları' uygulamasını istediğimiz karakollardan eve geri gönderildik. Morarmış yüzümüz, patlamış dudağımız ile suç duyurusunda bulunmaya gittiğimizde savcılıklar takipsizlik kararı verdi. Tecavüz dosyalarında Adlı Tıp Kurumu tecavüzcüleri korumaya devam etti. Mahkemeler kadın katillerine haksız tahrik indirimi yaparak cezalarını kuşa çevirdi. Devlet, sığınak açmadı. Bu tesadüf mü, 'Münferit' mi yoksa apaçık erkek bir sistemin erkek şiddeti mi?''
"Kendini her anlamda kısıtlanmış hissetmek şiddete maruz kalmaktır"
Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Kadın Meclisi'nden İdil Aydınoğlu, şiddetin sadece erkek üzerinden tartışılamayacağını; devletin hemen her kurumunda var olan erkek zihniyetinin dayatılmasının da bir şiddet olduğunu söyledi. Eyleme katılan Anıl Yüksel; "Kadın şiddetine bir gün olsun beraberce bir son vermek ve bir şeyler söyleyebilmek için geldim" dedi. Şiddeti "Kendini her türlü anlamda kısıtlanmış hisseden kadının uğradığı şey" olarak değerlendirdi.
25 Kasım 2010 Kadın Platformu'nda Amargi, Demokratik Özgür Kadın Hareketi, Ev İşçileri Dayanışma Derneği, İMECE, İstanbul Barış İçin Kadın Girişimi, Kadın Emeği Kolektifi, Sosyalist Feminist Kolektif, Eşitlik ve Demokrasi Partisi'nden kadınlar, Emek Partisi'nden kadınlar, Halkevci kadınlar, Kadıköy Akader'li kadınlar, Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu'ndan kadınlar, Sosyalist Partili kadınlar, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği İstanbul Kadın Koordinasyonu üyeleri ile Özgürlük ve Dayanışma Partisi üyesi kadınlarla bağımsız feministler yer aldı. (NT/BB)