Antalya’da geçtiğimiz hafta açılan kadınlar plajıyla ilgili tartışmalar devam ediyor.
Antalya Halkevi üyesi kadınlar ve Akdeniz Üniversitesi Öğrenci Kolektifleri buna tepki olarak 24 Ağustos’ta bir eylem düzenleyecek ve Sarısu'daki piknik alanında toplanarak kadınlı erkekli denize girecek.
Antalya Halkevi Şube Başkanı Ayten Ceyhan, eylemin gerekçesini "Antalya’da dünyanın dört bir yanından insanlar gelip denize girip çıkabiliyor. Kimse birbirinden rahatsız değildi. Buna neden ihtiyaç duyuldu, anlam verebilmiş değiliz. Bizim bir kaygımız daha var. Artık toplu ulaşımda halk otobüslerini de kadın- erkek diye ayıracaklar, kadın erkek ayrı yolculuk yapacağız. Benim önerim kadınlarla erkekleri ayıracaklarına caydırıcı kanunlarla tecavüz ve kadına şiddet suçları önlensin" diye açıklıyor.
Kadın plajı gerekli mi, gereksiz mi? Muhafazakar çevrelerde yaşayan ve denize giremeyen kadınlar için bir hizmet mi, yoksa muhafazakarlığın empoze edilmesi mi? Kadınları bir araya mı getiriyor, toplumdan mı dışlıyor? Kadınların talebi mi, AKP hükümetinin dayatması mı?
bianet farklı çevrelerden farklı mesleklerden kadınlara kadınlar plajı hakkında görüşlerini sordu.
“Karma plajda tesettür, kadın plajında mayo”
Fatma Zehra Kucur (Öğrenci, Kocaeli): Erkeklere beraber olduğumuzda rahat bir şekilde denize giremiyoruz. Bildiğiniz gibi, kadına bakma özgürlüğüne sahiplermiş gibi hissediyor ve davranıyorlar. O yüzden kadınlar plajının olması gerektiğini düşünüyorum. Ben başörtülü bir kadın olarak kendimi daha rahat hissediyorum. Karma plaja gidiyorum ama tesettürle denize giriyorum. Kadın plajına gittiğimde ise mayoyla giriyorum.
"Böyle bir plaj olsa rahat ederiz"
Elif Çekiç (Temizlik işçisi, İstanbul): Ben yarı açık, yarı kapalıyım. Mesela Çınarcık'ta sahilde kadınlar plajı yok ama sadece kadınların girdiği kuytu bir yer var. Ama çok kötü bir yer. Biz de o yüzden kadınlı erkekli bölüme kaçamak yapıyoruz. Ama köylülerimiz varsa, dedikodu olmasın diye giremiyoruz. Onlar olmadığı zaman giriyoruz. Yine tanıdık durumuna göre bazen mayoyla bazen şortla giriyoruz. Yani böyle bir plaj olsa rahat rahat gireriz.
"Zamanla mahalle baskısı oluşturur"
Ayşe Devrim Başterzi (Psikiyatrist, Mersin): Şu ana kadar rahatlıkla denize giremeyen insanlar için, kamusal olarak kıymetli olduğunu düşünüyorum. Ama bu kamusal alanın zamanla bir mahalle baskısı yaratarak, tüm kadınları oradan denize girmeye teşvik etmesinden de çekiniyorum. Yani bu uygulamanın bir süre sonra kendi baskı alanını yaratabileceğini düşünüyorum. Plajın törenle açılması, milletvekillerinin gelmesinin, yükselen muhafazakarlıktan beslenen, kadınları kamusal alana sınırlı bir şekilde dahil etmeye ya da onlara özel bir kamusal alan yaratmaya itecek endişe verici bir uygulama. Kısa vadeli olarak bazı kadınlara kamusal alanı açacak ama bir süre içinde birçok kadını oraya gitmeye zorlayacak. Yeniden “namuslu-namussuz kadın” bölünmelerine yol açabilir.
"Daha rahat hissederim"
Zühre Gül (Aşçı, Antalya): Böyle plajlar olabilir. Kadınlar daha rahat edebilir güneşlenirken. Ben normalde kadınlı erkekli plaja giriyorum ama böyle bir plaja gittiğimde kendimi daha rahat hissederim. Nasıl ki bazı ülkelerde çıplaklar kampı var. Kadınlar plajı da bana abes gelmedi.
"Kararın merkezden alınması endişe verici"
Filiz Karakuş (Sosyalist Feminist Kolektif, İstanbul): Böyle şeylerin muhafazakar yönetim tarafından belirleniyor olması endişe verici. Ama kadınların kendine ait alanları olmasının da önünü açmak lazım. Yine de ilmek ilmek muhafazakarlığı ören bir yönetim altında, flörtün önünün kesildiği ve ahlak normların dayatıldığı bir ortamda, kadınların talebiyle değil, merkezden alınan kararlarla kadınları belli yerlere hapsedilmesi ve denetlenmesi endişe veriyor.
"Sosyal hizmet olsa, sahilleri yoksullara açarlardı"
Serpil Kemalbay (İmece Kadın Sendikası, İstanbul): Bunu kadınlara götürülmüş bir sosyal hizmetten ziyade kadınları muhafazakarlaştırıcı politikaları içine çekmeye yönelik bir çalışma olarak görüyorum. Demokratik toplum içinde haklardan bütün inançların eşit şekilde yararlanmalarını sağlayarak yapılmadığını düşünüyoruz. Böyle yapılmış olsa inançsal aidiyeti nedeniyle bu hizmetlerden yaralanamayan kadınlar için olanak diyeceğiz. Ancak AKP'nin kadın erkek arasındaki duvarları yükseltici ve kadını eve hapsedici politikaları içinde bunu bir sosyal hizmet olarak algılamak oldukça safça bir yaklaşım olur. Bir başka boyutu ise tüm sahiller ticarileşerek yoksullara kapatıldı. Sosyal hizmet götürülmek isteniyorsa tüm sahiller yoksullara da açılsın.
"Kadınlar için bir plaj yapılmış, buna karşı çıkamam"
Nebahat Akkoç (KAMER kurucusu, Diyarbakır): Diyarbakır’da Hazar Gölü vardır. Çevre iller de oraya gelir yaz boyunca. Nadiren bazı sitelerin havuzları vardır, oralarda kadın ve erkekler birlikte suya girebilirler. Ama ben Hazar Gölü’nde kadınlarla erkeklerin beraber suya girdiğini görmedim. Aynı şey Van Gölü için de geçerlidir. Bir kadının mayosuyla göle girmesi yadırganan bir şeydir. Antalya’da yüzlerce binlerce kadının suya girme şansı bulamadığını düşünüyorum. Bütün Antalya sahil şeridinde kadınlar ve erkeklere ayrı ayrı plajlar yapılacak olsa buna karşı çıkmak lazım. Ama bir tane plaj yapılmış kadınlar için. Eğer kadınlar bu yaz sıcağında bunalıp, suya giremiyorsa ben kadın plajına karşı çıkmam.
Nasıl bir plaj?Kadınlar plajı, Sarısu Mesire Alanı'nda 72 dönümlük bir alanda bulunuyor. İçerisinde kebap evi, balık evi, kır bahçesi, sahil büfe, market, 6 dükkandan oluşan Sarısu çarşısı, çocuk oyun parkı, spor parkı ve mescit bulunuyor. 08.00- 19.00 saatleri arası kadınlara özel hizmet veren tesise 19.00- 24.00 saatleri arasında hem kadın hem erkekler girebiliyor. Kadınlar, sahile yerleştirilen 300 şezlong, 150 şemsiye, 150 sehpa, duş, tuvalet ve soyunma kabinleri gibi hizmetlerden ücretsiz faydalanıyor. Kadınlar Plajı'nın temizliğinden güvenliğine çalışanları da kadın. Plajda, 6 kadın güvenlikçi ve 2 kadın cankurtaran görev alıyor. |