Juliette
"İhtirasın Nirvanası"
Marquis de Sade
Çevirmen : Münire Yılmaer
Şubat 2005
Juliette bu 3.cilt ile tamamlanıyor. Sade bu eşsiz yapıtını, siyasi ve ahlaki her türlü baskıya ve zorluğa rağmen bitirebilmişti. Sade iki yüzyıl öteden günümüz için bir başkaldırı simgesi.
"Sade zaten var olan sadizimi icat etmedi fakat büyük bir doktorun virüsü bulması gibi onu keşfetti... Sade bizim anarşik ve kontrolsüz olan seksüel içgüdümüzü keşfetmemizi sağladı." "Sade batı tarihinin en radikal zekâlarından, ruhsal hayatın bazı temel yanlarını oluşturan, çılgınlıkla soğuk rasyonelliğin hayret verici birleşimine değinen biriydi... Ardında yetenekli, korkutucu fakat daha çok aydınlık bir figür bıraktı." "Sade bizim dönemimize doğru yüksek sesle sesleniyor ve biz bu dönemde onun açığa çıkardığı gerçekleri, yaşamalıyız." "Sade'ı hayal gücü ve doğal yetenekleri ile ahlaksızlığa yaptığı övgüden zevk almak yerine, onu özgürlüğün filozofu yerine koymak çok gereksiz." "Mille, de Maupin, Lolita, Candy - hepsi Juliette'nin yanında soluk kalıyor."
Teşvikiye - Nişantaşı
Seçkin Semtin Seçkin Sakinleri
A. Zeynep Mağgönül
Kitabevi Yayınları
239 Sayfa, Şubat 2005-02-21
Bu çalışma, "Seçkin" Semtin "Seçkin" Sakinleri olan Nişantaşı Teşvikiyelilerin "seçkin" söylemleri ve bu söylemlere dayanarak "ayırma" biçiminde oluşturdukları stratejileriyle oluşturdukları kimlik kurgularının irdelenmesi üzerine kuruludur. Semt sakinlerinin yürüttükleri bu "seçkinlik" operasyonu aynı zamanda bir burjuvalaşma sürecine de denk düşmektedir. Çalışmamız bu süreci de inceleme iddiası taşımaktadır.
Belki Defne
Nihal Yeğinobalı
Doğan Kitapçılık
299 sayfa, Şubat 2005
1970 yılına doğru bir yolculuğumuz var. Aslında genç ve boşanmak üzere olan bir kadının dünyasına bu yolculuk. Yeni bir hayata başlamanın karmaşıklığında... Yeni tanışılan insanlarla örülü bir zaman aralığında... Kadın olmanın, aşkın, evliliğin, cinselliğin, dostluğun ışığında bir yolculuk...
Defne, kocasının ihanetlerinden sıkılıp boşanmaya karar vermiş genç bir kadındır. Bir mağazada tanıştığı Beril ona çarpıcı fırsatlar sunacak, tekdüzeliğin dışındaki hayatla tanışOracaktır. Defne zamanla Beril'in kocası Sahir'e ilgi duymaya başlar. Bu arada Beril'in erkek kardeşi Fikret'le de bir ilişkiye girer.
Gizli aşkların, tutkuların sarıp sarmaladığı bir gizemi saklıyor Belki Defne. Nihal Yeğinobalı'nın deneyimli kalemi bir kadının gelgitlerini okuyucusunu kıskıvrak yakalayarak kolayca, hiç zorlanmadan anlatıyor. Herkesin sevebileceği, herkesin etkilenebileceği "doğal" bir roman var karşınızda. Okumaktan zevk alacağınız kesin!
Benim Adım Martha Freud
Martha Freud
Çevirmen: Tanju İzbek
Donkişot Yayınevi
205 sayfa
Bir bilim adamının eşiyseniz, o bilim adamının adı Sigmund Freud ise, muayenehanesindeki aktarım seanslarında dönemin burjuva ve aristokrat zümrelerinden kadınların, genç kızların cinsel fantezilerini, bastırılmış arzularını bilinç düzlemine çıkartıp duruyorsa, sizi ancak büyük bir aşk, bu aşkın ürünü çocuklar "evde kocasını bekleyen iyi anne" rolünde tutabilir. Martha, kocasının, hastaların bilinçdışına itilmiş cinsel arzularının dünyasına her "girişini" önlenemez bir kıskançlıkla izliyor ve ölümlerinden yıllar sonra aramıza dönüp "içini döküyor" ve yazar, bizi, aşkın her şeyi bağışlatan büyük gücüne inanmaya çağırıyor. Okur, onun anılarının patikasında yürürken, özellikle "Anna O.", "Dora", "Kurtadam", "Küçük Hans" gibi önemli vaka analizleri üzerinden psikanalize de bir giriş yapıyor.
Başka Bir Dünya Mümkün, Eğer...
Susan George
Çeviri: Ali Tonak
224 Sayfa, Şubat 2005
Toplumsal değişim ve küresel adalet mücadelesi veren hareketin katılımcıları "Başka Bir Dünya Mümkün" diyorlar. Gerçekten de mümkün mü? Susan George bu popüler slogana bir "Eğer" ekliyor ve daha çok bilgilenirsek, yanılsamalardan kurtulup doğru hasımlarla mücadele edersek, kapsayıcı olup ittifaklar kurarsak, şiddet kullanmazsak başka bir dünyaya sahiden ulaşabileceğimizi söylüyor.
İster yeni çözümler arayan deneyimli bir eylemci olun, ister harekete katılmanın yollarını arayan veya sadece neler olup bittiğini merak eden biri, bu kitapta aradığınızı bulacaksınız. Yıkıcı etkileri ülkemizde de fazlasıyla hissedilen şirket küreselleşmesine ve neoliberalizme karşı mücadelede, deneyimli aktivist ve sosyal bilimci Susan George'un fikirlerinin ufuk açıcı olacağını umuyoruz.
Sezaryen Ne Zaman? Hangi Durumlarda?
Petra Büscher, Ulrich Büscher
Çevirmen : Saadet Özkal
Optimist Yayım Dağıtım
127 Sayfa, Şubat 2005
Her kadın güvenli, olabildiğince kolay ve ağrısız bir doğum yapmak ister. Gene de Türkiye'de ve dünyada sezaryenle doğan çocukların sayısında artış olduğu da bir gerçek.
Bu kitap bu özel doğumla ilgili en önemli bilgileri içeriyor. Biri operatör doktor, diğeri deneyimli ebe olan uzman yazarların kaleminden sezaryeni zorunlu kılan nedenleri, ameliyatın yapılışını ve sonrasını okuyacaksınız. Sizi düşündüren pek çok soruya duyarlı ve somut yanıtlar alacaksınız.
Sezaryen: Ne Zaman? Hangi Durumlarda? doğumu ve onunla birlikte sezaryeni düşünüp taşınmaya başlayan heyecanlı anne baba adaylarına yol gösterip yardımcı olmayı amaçlıyor.
Yüzün Romanı
Nicole Avril
Çevirmen: Sema Rifat
Doğan Kitap Yayınları
204 Sayfa, Şubat 2005
Roman ve biyografi yazarı Nicole Avril'den titiz bir araştırmaya dayanan, ciddi ama uçarı bir deneme. Yazar, aşırı makyaj düşkünü Romalılardan ten beyaz olmalı diyen Galyalılara; Yunanlı asillerin makyaj reçetelerinden İtalyan Rönesansı'nın güzellerine; uzun burnu güzellik ölçüsü sayan Mayalardan dişlerini siyaha boyayan Japon kadınlarına uzanan, kültürler arası bir yolculuğa çıkıyor. Tanrı'nın yarattığı ilk yüzle başlayan bu yolculukta, Nefertiti'yi, Urbino Venüsü'nün, Monet'nin Olympia'sını, Picasso'nun Dora Maar'ını, Greta Garbo'yu, Ava Gardner'ı, Romy Scheider'i, zamanın sınırlarını aşarak yan yana getiren Avril, bizleri de bu rüyaya davet ediyor.
Öykü Sersemi
Sibel K. Türker
Doğan Kitap Yayınları
123 Sayfa, Şubat 2005
Edebiyat bilimin yöntemlerinden bağımsız, kutsal ve dokunulmaz bir tabu değildir. İnsan deneyecek, yanılacak ve yine deneyecektir. Yazı, yazamayışımızın ta kendisidir. Kabaca özetlemeye çalıştığım şekliyle dergimizin kuruluş amacı ve izleyeceği yol budur, bu olacaktır. Buna bağlı olarak, otoritelerden geri dönen ürünlerin son incelenme yeri dergimizdir. Bu yönüyle Şiir Mavisi, bir kaybedenler kulübü değil, bir geri dönüşüm kutusu gibi değerlendirilmelidir. Kötü bir şiir ile harikulade bir şiir arasında uzayda kapladığı yer açısından bir fark yoktur. Neye göre iyi, neye göre kötünün de anımsadığımız kadarıyla belli bir tanımlaması yapılmamıştır. Öyleyse edebiyat, yazmanın, yazmış olmanın en duru halidir."
"Son beş yılda sayısız yazar adayı ile karşılaştım. Çoğunun yazmak için bir nedeni yoktu; nedeni olanların bir kısmının da kararlılığı. Ama Sibel Türker'e ait ilk metni okur okumaz ona vakit geçirmeden yazarlığı bir hayat biçimi olarak kabullenmesini ve hemen yazmaya koyulmasını salık verdiğimi hatırlıyorum. Sibel, gerek yazarlık kumaşının haslığı, gerekse ele aldığı temalarla yüreklere seslenmeyi seçen bir yazar. Bu da onu sahici ve inandırıcı kılıyor. Bunu daha ikinci kitabıyla yakalamış olmasının üzerinde de ayrıca durulmalı..."
Mehmet Eroğlu
Ağlasam Çiçek Ağlamasam Sen
Zeynep Orcanel
Sis Yayıncılık
67 Sayfa Şubat 2005
Hayat koşuyorum sana
İnadına çamurla
İnadına dikenli yollarda...
İşte bunlar yaşama sevinci veriyor benim duygularıma!
Biliyorum ki, seni yaşatacağım
Bir çiçek gibi
Her insanın ruhunda
En saf en güzel yanlarınla...
* Bu yazılar, yayınevlerinin İnternet sitelerinden ya da kitapların arka kapak tanıtımlarından alıntılandı.