"'Peter-Patricia Gruber 2007 Uluslararası Kadın Hakları Ödülü' bir insanın yaşamı boyunca yaptığı çalışmalar ve başarıları gözetilerek verilen bir ödül. Ödülü almamda çalışmalarımızı çok yönlü ve çok fazla metod kullanılarak yapmış olmamızın etkisi var."
Türkiye'nin önde gelen kadın hakları savunucularından Pınar İlkkaracan, Gruber ödüllerini "prestijli" olarak nitelerken, vakfın uzun süredir genetik, kozmoloji, astronomi ve fizik alanlarında biliminsanlarına ödül verdiğini bianet'e anlattı.
İlkkaracan Vakfın neden ödüllere kadın haklarını eklediğini şöyle aktarıyor:
"Dünyanın yaşanılır bir yer olması için bilim alanındaki gelişmeler kadar kadın haklarının gelişmesinin de önemli olduğunu düşünerek bu ödülü eklediler. Bu sene bana verilen bu ödül daha önce Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin (International Criminal Court) ilk kadın yargıcı Navanethem Pillay ve Afgan Öğrenim Enstitüsü (AIL) kurucularından Sakena Yakobi kazanmıştı."
"Siyasi İslam güç kazanmak için kadını hedef alıyor"
Ödülün kurucusu olduğu iki kuruluş arasında paylaştırıldığını hatırlatan İlkkaracan, Müslüm Toplumlarda Cinsel ve Bedensel Haklar Koalisyonu'nun 60 sivil toplum örgütünü bir araya getiren bir dayanışma olduğunu söyledi. İlkkaracan'ın ödülünü Koalisyon'la paylaşan diğer kuruluşsa Kadının İnsan Hakları Yeni Çözümler Derneği.
"Cinsel ve Bedensel Haklar Koalisyonu çalışmaya 2000'de başladı. Şu an dünyada çeşitli sivil toplum kuruluşlarını bir araya getiren ilk ve en büyük örgütlenme. Ortadoğu, Kuzey Afrika, Güney ve Güneydoğu Asya'yı kapsıyor. Bu ağda Fas, Cezayir, Tunus, Türkiye, Lübnan, Filistin, Mısır, Yemen, Endonezya, Malezya, Pakistan, Hindistan ve Bangladeş bulunuyor."
Uluslararası alanda Siyasi İslam'ın güçlendiğini vurgulayan İlkkaracan; kurdukları koalisyonla ülkelerdeki ilerici güçleri bir araya getirerek, içten bir hareketle Siyasi İslam'la mücadele etmeyi amaçladıklarını kaydetti.
"Siyasi İslam hareketleri tüm ülkelerde genişlemek ve güç kazanmak için kadının bedenini ve cinselliğini hedef alıyor. Böyle geniş bir koalisyon kurarak mücadele etmemiz Vakfın dikkatini çekti."
"Anayasa taslağı kadını korumasın, biz kendimizi koruruz"
"Anayasa taslağında kadın" konusunu değerlendiren İlkkaracan, "kadın örgütleri olarak yürüttüğümüz kampanya sayesinde 82 Anayasasına 'Kadın-erkek eşittir; devlet bu eşitliğin hayata geçmesini sağlamakla yükümlüdür' maddesinin eklenmesini sağlamıştık" dedi.
"Bir baktık ki bu cümle çıkmış, onun yerine kadınlar yaşlılar ve özürlülerle birlikte korunmaya muhtaçlar arasına alınmış. Dezavantajlı gruplar için önlem alınmalı ama kadınlarla bu grupları bir tutamazsınız. Kadınlar korunmak istemiyor, biz kendimizi koruruz. Taslak mevcut durumun en az 50 adım geri gitmesi demek."
Türk Ceza Kanunu'nda (TCK) değişiklik yapılırken kadınların "adap ve ahlak" gibi soyut kavramları ayıkladığının altını çizen İlkkaracan, anayasa taslağında bu kavramların geri gelmesini eleştirdi.
"Bunlar soyut kavramlar. Zamana ve yere göre değişir. Ne olduğu belli olmayan kavramları yasaya sokamazsınız."
İlkkaracan, bundan sonra öncelikli olarak yeni anayasa üzerinde çalışacaklarını ve kadın istihdamını artırmaya yönelik çalışacaklarını söyledi. (GG)